Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosyadaki kayıt ve belgelerden; Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/363 esas ve 2009/155 Karar sayılı dosyasında davacı ... tarafından davalı ... , ... , ... , ... , ... , ... ve Nüfus müdürlüğü aleyhine açılan Mükerrer kaydın iptali istemli 2.12.2008 tarihli davada mahkemece davanın kabulü ile ... ili, ... İlçesi, ... köyü Cilt n:61 Hane no:17'de nüfusa kayıtlı ... ve Fa...tma 'dan olma 01.01.1951 doğumlu ... Tc kimlik nolu ... nüfus kaydının iptaline karar verildiği, kararın temyiz edilmeyerek 17.7.2009 tarihinde kesinleştiği, bu dosyada ... adına düzenlenen doğum tutanağının getirtildiği, köy muhtarı tarafından düzenlenen tutanakta fotoğrafı bulunan 01/01/1951 doğumlu ... kayıt harici kaldığının belirtildiği, bu tutanağa göre 21/05/1969 tarihinde ......

    Ancak; Davacının ilk kaydında hastane de doğması nedeniyle, hastane tarafından düzenlenen bildirim üzerine 06.05.1958 doğumlu olarak, 12.06.1958 tarihinde nüfusa tescil edildiği bu nedenle gerçek doğum tarihinin 06.05.1958 olduğu, ancak ikinci kayıt mükerrer olmakla birlikte davacının tüm işlemlerinin ikinci kayda göre yapılmış olması nedeniyle bu ilk kaydın iptal edildiği anlaşıldığına göre, ikinci kayıttaki doğum tarihinin de ilk kayıttaki kayda göre düzeltilmesi gerektiğinin düşünülmemiş olması doğru değil ise de bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 1.bendinin sonuna "davacının nüfus kaydında 10.02.1959 olan doğum tarihinin 06.05.1958 olarak düzeltilmesine" ibaresinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 15.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Köyü 171 parsel sayılı taşınmazın,...Köyü 345 parselde kayıtlı taşınmazla mükerrer tescil edildiği ve hukuki yollara başvurulmaması halinde terkin işlemi yapılacağının davalı idare tarafından bildirildiğini, çekişme konusu yerde 10 yıldan fazladır aralıksız ve çekişmesiz zilyet olduğunu ileri sürerek, mükerrer kaydın iptaline, 171 sayılı parselin terkini işleminin önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, husumetten ve esastan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın niteliği itibariyle kayıt malikine yöneltilmesi gerektiği, davalının pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp,düşünüldü....

        İdaresi dava dilekçesiyle, ... ili ....,/ ....,Mahallesinde bulunan 665 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tamamının, orman niteliği ile Hazine adına tapuda kayıtlı bulunan 2772 ada 1 parsel sayılı taşınmazın bir bölümüyle mükerrer olduğunu, 2772 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ....,Köyünde 1971 yılında yapılan orman kadastrosu ve 6831 sayılı Kanun'un 3302 sayılı Kanunla değişik hükümleri uyarınca yapılan 2/B çalışmaları sırasında orman sınırları içinde bırakıldığını, eylemli biçimde de orman ağaçlarıyla kaplı olduğunu, taşınmazların memleket haritası ve hava fotoğraflarında ormanlık alanda gözüktüklerini ileri sürerek, 665 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline ve bu kesimin orman niteliği ile tescilli 2772 ada 1 parselde kayıtlı tescilinin devamına, beyanlar hanesindeki mükerrer kayıt şerhinin silinmesine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı, dava dilekçesinde İlkay isimli tek çocuğu olduğu halde aynı isimle iki kez kayıt yapıldığını bu kayıtlardan 20.01.1989 doğumlu olarak yazılı İlkay'ın kaydının iptalini istemiş, yargılama sırasında mükerrer kaydın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davanın kabulü ile 15.10.1989 doğumlu Sabri ve ... kızı İlkay ...'in kaydının iptaline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 2.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Bu duruma göre bir kimsenin nüfus kütüğüne birden fazla kaydedilmesi mümkün bulunmadığından, mükerrer olan kaydın iptaline karar verilmelidir. Kamu düzenini ilgilendiren böyle bir davada kayıtlardan hangisinin iptal edileceğine davacının tercih ve istemine bakılmaksızın mahkemece karar verilmelidir. Somut olayda davacının ... ... adındaki çocuğunun kaydının aslında ... ...'a ait olduğunu ileri sürerek iptalini istemiş olması mahkemeyi bağlamayacak, koşulları gerçekleştiğinde diğer kaydın (... ...'ın kaydının) silinmesi yolunda da hüküm kurulabilecektir. Dava konusu edilen ve aynı kişiye ilişkin bulunan 2 kayıttan ilki hastanede tutulan doğum kağıdına dayanılarak nüfusa tescil edilmiş olup, hastane kayıtlarına göre -sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmış olmadıkça- yapılan tescil işlemi iptal edilemeyecektir. Ancak, olayımızda ilk kayıt içeriğindeki bilgiler hastane kayıtları ile uyum arzetmektedir. ...'...

              HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır. Davacının 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 25. Maddesi A bendi uyarınca Bakanlar Kurulunun 26/01/1972 tarihli ve 7/3767 Sayılı Kararı ile Türk Vatandaşlığını kaybettiği anlaşılmaktadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 14. maddesinde; “(1) Nüfus kaydının kapatılması; ölüm, gaiplik, Türk vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlât edinilme, soybağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeniyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale getirilmesidir. (2) Kaydın kapatılmasına ilişkin sebep ortadan kalktığında veya kaydın yeniden açılmasını gerektirecek yeni bir sebep ortaya çıktığında kayıt yeniden açılır. Kaydın açılmasından sonra kişisel durumda meydana gelmiş olan olaylar kişinin kaydına işlenir.” hükmü düzenlenmiştir....

              Bu madde gereğince tasfiye edilmeksizin---- silinen---malvarlığı, unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra ---- intikal eder. ------- ve kooperatiflerin borçlarından sorumlu tutulmaz. --- kanunlardaki sorumluluğa ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun veya Kooperatifler Kanunu hükümleri uygulanır. ---- alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir." hükmü düzenlenmiştir. ---- sayılı dava dosyasında davacının ihyası istenilen şirket aleyhine hizmet tespiti istemli 13.01.2017 tarihinde dava açtığı, ----- terkin tarihinden itibaren hak düşürücü süre olan 5 yıl içerisinde hizmet tespit istemli davanın açıldığı, iş bu davayı açmakta davacının hukuki yararının bulunduğu, bu nedenle --- sayılı dava dosyasının sonuçlandırılması ile sınırlı olarak ek işlemler sonuçlanıncaya kadar şirketin ihyasına ve 6102 sayılı TTK.nun 7/15 maddesi...

                Ancak, taşınmazın kadastro tespiti sırasında ölçü, tersimat ve hesaplamalardan doğan fenni hatalar ve bundan kaynaklanan yüzölçümü hatası varsa bunun düzeltmesi 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41.maddesine göre ilgilinin müracaatı veya Kadastro Müdürlüğünce resen yapılır. Bu düzeltme sonucu açılacak davaların görülme yeri de Sulh Mahkemeleridir. Olayda davacı kaydın yüzölçümündeki farklılığın kadastroca çapı oluşturulan taşınmazdaki fenni hatadan kaynaklandığını ileri sürdüğüne göre kaydın yüzölçümünün Tapu Kanununun 31.maddesi doğrultusunda düzeltme olanağı yoktur. Davanın açıklanan bu nedenle reddi gerekir. İstem yazılı olduğu şekilde hüküm altına alındığından karar bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 25.01.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                  Ancak, taşınmazın kadastro tespiti sırasında ölçü, tersimat ve hesaplamalardan ... fenni hatalar ve bundan kaynaklanan yüzölçümü hatası varsa bunun düzeltmesi 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41.maddesine göre ilgilinin müracaatı veya Kadastro Müdürlüğünce resen yapılır. Bu düzeltme sonucu açılacak davaların görülme yeri de Sulh Mahkemeleridir. Olayda davacı kaydın yüzölçümündeki farklılığın kadastroca çapı oluşturulan taşınmazdaki fenni hatadan kaynaklandığını ileri sürdüğüne göre kaydın yüzölçümünün Tapu Kanununun 31.maddesi doğrultusunda düzeltme olanağı yoktur. Davanın açıklanan bu nedenle reddi gerekir. İstem yazılı olduğu şekilde hüküm altına alındığından karar bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, 7.12.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu