Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : None KARAR NO : 2021/1751 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : TOKAT SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/03/2021 NUMARASI : 2019/1246 ESAS, 2021/439 KARAR DAVA KONUSU : Tapu Kaydında Düzeltim (Kayıt Düzeltim İstemli) KARAR : Tokat Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/1246 esas, 2021/439 karar sayılı dava dosyasında verilen tapu kaydında düzeltim (kayıt düzeltim istemli) talebinin kabulüne karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : İDDİA:Davacı kurum vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili İdare tarafından Tokat 2....

silinmesine ilişkin, (Konya İkinci Ağır Ceza Mahkemesi) nîn 23.11.2007 tarihli ve 2007/628 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak; Dosya kapsamına göre, 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu'nun geçici 2. maddesi, suç tarihi itibarıyla aynı Kanun'un yürürlük tarihinden önceki kayıtların silinmesine ilişkin koşulları düzenlemiş olduğundan, mahkumiyetine konu kaydın da bu kapsamda olduğu, dolayısıyla mülga 3682 sayılı Adli Sicil Kanunu'nun 8. maddesinde belirtilen şartlar oluştuğunda, silinmesi mümkün suçlara ilişkin adli sicil kayıtlarının mahkemelerce verilen silme kararlarına istinaden veya Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü'nce oluşturulan komisyon tarafından adli sicil kaydından çıkartıldığı, anılan madde metinlerinde "affa uğramış olsalar bile" ibaresi bulunan, başta Anayasa'nın 76. maddesi ile özel kanunlarda (2839 sayılı Milletvekili Seçim Kanunu'nun 11. maddesi, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48. maddesi, 6236 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında...

    MEZKUR İHBARNAMEDE; Dosya kapsamına göre, 5352 sayılı Adlî Sicil Kanunu'nun geçici 2. maddesinin, suç tarihi itibarıyla aynı Kanun'un yürürlük tarihinden önceki kayıtların silinmesine ilişkin koşulları düzenlemiş olduğundan, adı geçenin mahkûmiyetine konu kaydın da bu kapsamda olduğu, dolayısıyla mülga 3682 sayılı Adlî Sicil Kanunu'nun 8. maddesinde belirtilen şartlar oluştuğunda, silinmesi mümkün suçlara ilişkin adlî sicil kayıtlarının mahkemelerce verilen silme kararlarına istinaden veya Adlî Sicil ve istatistik Genel Müdürlüğünce oluşturulan komisyon tarafından adlî sicil kaydından çıkartıldığı, madde metinlerinde "affa uğramış olsalar bile" İbaresi bulunan, başta Anayasanın 76. maddesi ile özel kanunlarda (2839 sayılı Milletvekili Seçim Kanunu'nun 11. maddesi, 657 sayılı Devlet Memurlar Kanunu'nun 48. maddesi, 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun 7. maddesi vb. gibi) sayılan suç ve cezaların ise 5352 sayılı Kanun'un 10. maddesine istinaden, istenildiğinde...

      Davalı bankadan istenen evrakta ise; davalı bankaya davacının talep yazısı, kaydın kaldırılmasına yönelik yazı, dava dışı bankaya davacı aleyhine kaydın kaldırılmasına dair yapılan işlemlerle ilgili bilgi yazısı ve senedin ödendiğine dair dekont örneği gönderilmiştir. Davacı vekilinin 11/09/2018 tarihli duruşmada alınan beyanında; protesto kaydının 2017 Ekim ayında kaldırılmış olduğu halihazırda kayıt bulunmadığı beyan edilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfus Mükerrer Kaydın İptali ve Yaş Düzeltim İstemli Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 29,20 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 6,70 TL'nin temyiz eden davacıdan alınmasına, 01.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          in annesinin 14.02.2000 tarihinde ölümü ile nüfus kaydının kapalı hale geldiği, 15.05.2013 tarihli nüfus kayıt örneğinde davacının anne adının ... olduğu, idarece bu tarihten sonra idari bir işlem ile "..." olan adın "..." olarak düzeltilmesi üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 14. maddesinde; “(1) Nüfus kaydının kapatılması; ölüm, gaiplik, Türk vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlât edinilme, soybağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeniyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale getirilmesidir. (2) Kaydın kapatılmasına ilişkin sebep ortadan kalktığında veya kaydın yeniden açılmasını gerektirecek yeni bir sebep ortaya çıktığında kayıt yeniden açılır. Kaydın açılmasından sonra kişisel durumda meydana gelmiş olan olaylar kişinin kaydına işlenir.” hükmü düzenlenmiştir....

            un sonra evlendikleri, 11/02/1999 tarihinde Nazilli Nüfus Müdürlüğüne bildirimde bulunarak üzerlerine nüfusa kayıt ettirdikleri, ...' un da aslında eşi ...'un torunu olan ... ve ...'u Eskişehir Nüfus Müdürlüğünde20/09/1999 tarihinde nüfusa kendisi ve eşi ...''un üzerine kaydettirdiği, mükerrer nüfusa kaydedilme ve baba adının düzeltilmesi gerektiği, bu nedenle öncelikle Eskişehir Nüfus Müdürlüğündeki kaydın mükerrer ve sonraki kayıt olması nedeniyle iptaline, ... ve ... olarak gözüken çocukların nüfus kayıtlarındaki baba isminin ... olarak değiştirilerek ... nüfusuna kaydedilmelerine, böylece nüfus kaydının gerçeğe uygun olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep edilmiştir. Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı dava dilekçesinde, nüfus kütüğüne kayıtlı olan ... adlı çocuğunun olmadığını bildirerek bu kaydın iptalini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davada, davacının 01.12.1978 doğumlu ... adlı oğlu olmadığı, bu kaydın 20.07.1979 doğumlu oğlu ...'in mükerrer kaydı olduğunu ileri sürerek iptali istenilmiş, mahkemece ...'ün hastane doğumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

                Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne tescil edilmiş kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. İşte bu noktada, nüfus kütüğündeki hatalı kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup, zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir. Zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK 11.2.1998 gün ve 1999/2- 87 E., 1998/77 K. sayılı kararı)....

                ün ise beyana göre tescil edildiği, iptali istenilen kayıtların 5490 sayılı Nüfus Yasası'nın 40. maddesine göre düzenlenmiş belgeye dayanarak kaydedildiği, iki kaydın tescil tarihleri arasında 2 yıl 4 aylık sürenin olduğu, bu sürenin tescil için engel oluşturmadığı, dava konusu nüfus kayıtlarının kamu düzeni açısından re'sen araştırılmasının gerekmediği, böyle bir iddiada bulunan ilgililerin ve nüfus kaydının iptali istenilenlerin mirasçılarının nüfus kayıt iptaline yönelik dava açmakta serbest bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36.maddesinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları düzeltmeyi isteyen şahıslar ile resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmış olup, Yasanın bu hükmüne göre, Cumhuriyet Savcıları ilgili resmi dairelerin gösterecekleri lüzum üzerine dava açabilirler....

                  UYAP Entegrasyonu