Tapu Müdürlüğü'nce bildirimde bulunulduğunu belirterek, mükerrer kısmın iptali işleminin iptaline karar verilmesi istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22. maddesine göre mükerrer kadastronun iptali istemine ilişkin olup, Mahkemece işin esası incelenerek mükerrer kadastro işlemi olduğu ve ikinci kadastronun yok hükmünde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, davanın, mükerrerlik arz ettiği iddia olunan 714 parsel sayılı taşınmazın kayıt maliklerine yöneltilerek açılması gerekirken, ......
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/299 E., 2013/782 K. sayılı dosyasına alınan kadastro tutanakları, tedavüllü tapu kayıtları ve 18.02.2013 tarihli fen raporundan, dava dışı 111 parselin kadastro tespitinin 24.10.1956 tarihinde yapıldığı, bu taşınmazın kadastro tespiti ile belirlenip kesinleşen yüzölçümünün 8800 m2 olduğu, dava konusu 1211 parselin kadastro tespitinin ise 03.10.1968 tarihinde 20.760 m2 olarak ölçüldüğü, kadastro çalışmaları sırasında 1211 parselin 9732 m2'lik kısmının 111 parsel ile çakıştığının fark edilerek 1211 parselin ölçü krokisinde kesik kesik çizgi ile gösterildiği, 2011 yılında yapılan imar uygulamasında 1211 parselin 11028 m2'lik kısmının imar uygulamasına girdiği, kalan ve mükerrer olan 9732 m2'lik kısmın imar uygulaması kapsamına alınmadığı, buna göre mükerrerliğin tesis kadastro çalışmaları neticesi meydana geldiği anlaşılmış olup 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesi uyarınca tapu sicilinin hatalı tutulmasından ötürü uğranılan zararlardan doğan sorumluluğun kusursuz...
"101/7/B" olarak gösterilen mavi renk ile taranmış 2.337.260,39 metrekare kısmın Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 6 parselin (yeni 102 ada 30 parsel) kadastro tespitinin iptali ile 62 parselle mükerrer olmayan haritasında "102/30/B1" ile işaretli 4.597,28 metrekarelik ve "102/30/B2" ile işaretli 4.463,60 metrekarelik kısmının tespit gibi tesciline, 7 parsel (yeni 102 ada 31 parsel) kadastro tespitinin iptali ile 62 parselle mükerrer olmayan haritasında "101/31/B" olarak gösterilen ve mavi ile taralı 194.195,15 metrekarelik kısmının Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 8 parselin (yeni 102 ada 46 parsel) kadastro tespitinin iptali ile 62 parselle mükerrer olmayan haritasında "102/46/B" olarak gösterilen ve mavi ile taralı 112.657,12 metrekarelik kısmının tespit gibi tesciline, 10 parselin (yeni 102 ada 48 parsel) kadastro tespitinin iptali ile 62 parselle mükerrer olmayan haritasında "102/48/B" olarak gösterilen ve mavi ile taralı 34.748,07 metrekarelik kısmının Hazine adına...
Tapu Müdürlüğünce, davacı ... ve müşterekleri adına kayıtlı 282 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün, ... parsel sayılı taşınmaza bindirmeli olduğu, mükerrer kadastro durumunun oluştuğu gerekçesiyle değişiklik beyannamesi düzenlenmiş ve süresi içinde dava açılmadığı taktirde değişiklik beyannamesi uyarınca işlem tesis edileceği davacı tarafa bildirilmiştir. Davacı ..., yasal süresinde mükerrer kadastro işleminin iptali istemiyle Tapu Müdürlüğüne husumet yöneltmek suretiyle dava açmıştır....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/108 KARAR NO : 2021/115 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BİNGÖL SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/11/2020 NUMARASI : 2018/60 (E) 2020/717 (K) DAVA KONUSU : Mükerrer Kadastro KARAR : Yerel mahkemece verilen 17/11/2020 tarihli karara karşı davacı vekili tarafından kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kadastro Müdürlüğünce Merkez Kiran Köyünde yürütülen 22/a uygulaması neticesinde Bingöl İli, Merkez İlçesi, Kiran Köyü 673 nolu parselin sayısallaştırılması işlemi sırasında ekli krokide "A" harfiyle gösterilen 479,04 m2lik kısmın, mülkiyeti maliye hazinesine ait Merkez Erdemli Köyü 111 ada 6 parsel ile mükerrer olduğundan bahisle düzeltme işlemi yapıldığını, Erdemli Köyünde tesis kadastro çalışmalarının 2006 yılında yapılmış olup 111...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Dava dilekçesi ekinde sunulan teknik raporda 120 ada 1 parsel sayılı taşınmazla mükerrer kadastroya tabi tutulduğu anlaşılan ve Yeni mahalle çalışma alanında bulunan 408 ada 8 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanak örneği ile kadastro sonucu oluşan tapu kaydının getirtilerek dosya içine konulması, bundan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 03.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında 101 ada 75 parsel sayılı 7155.87 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ... 'ın zilyetliğinde iken 30 yılı aşkın bir zamandır zilyetliğe ara verilmesi nedeniyle ham toprak vasfı ile davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ..., yasal süresi içerisinde taşınmazın murisi babası...'a ait olduğu iddiasına dayanarak ... mirasçıları adına tescil istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne ve çekişmeli 101 ada 75 parselin mükerrer kadastro tespiti nedeniyle 6228.90 metrekare olarak ölü... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Tapu Müdürlüğünce, davacı Hazine adına kayıtlı 1098 parsel sayılı taşınmazın tamamının davalılar adına kayıtlı 476 parsel sayılı taşınmaza bindirmeli olduğu, mükerrer kadastro durumunun oluştuğu gerekçesiyle değişiklik beyannamesi düzenlenmiş ve süresi içinde dava açılmadığı taktirde değişiklik beyannamesi uyarınca işlem tesis edileceği davacı tarafa bildirilmiştir. Davacı Hazine, yasal süresinde mükerrer kadastro işleminin iptali istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, davacı Hazine adına kayıtlı 1098 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan fen bilirkişisi raporunda yeşil ile taralı olarak gösterildiği biçimde tamamının 476 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı gerekçesiyle davacı Hazine lehine mükerrer oluşan tapu kaydının iptaline, 1957 yılında yapılan tesis kadastrosu sonucu ......
Bölge Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından davacılara “...maliki bulundukları Kıbrıs köyü 171 parsel taşınmazın, Bayındır köyü 846 parsel sayılı taşınmazla mükerrer tescil olduğunun tespit edildiği, 171 parsel sayılı taşınmazın mükerrer kayıt olması nedeniyle Medeni Kanunun 1026. maddesi ve Kadastro Kanununun 22. maddesi gereğince kaydının terkini gerektiği, bu bağlamda 1 ay içerisinde hukukî yollara başvurmamaları hâlinde 171 parsel sayılı taşınmazın kaydının terkin edileceği…” yönünde bildirimde bulunulması üzerine eldeki davayı açmışlardır. Hemen belirtilmelidir ki; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/1. maddesi “evvelce tespit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastro veya tapulaması yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosu yapılamaz. Bu gibi yerler ikinci defa kadastroya tâbi tutulmuşsa, ikinci kadastro bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılır ve Türk Medenî Kanununun 1026'ncı maddesine göre işlem yapılır....
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastro çalışması yapılmamıştır. Mahkemece verilen karar, usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; hüküm yerinde taşınmazların miktarlarının belirtilmediği, 110 ada 34 parselin (C) kısmının davacı ... adına tescil edilmiş olmasına rağmen, orman bilirkişi raporunda 110 ada 34 parselin (C) harfi ile gösterilen kısmının, fen bilirkişi raporunda (34B) ile gösterilen kısmın orman bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen kısım içinde kaldığı anlaşılmakla, bu iki kısım hakkında ayrı ayrı mükerrer olacak şekilde tescil hükmü kurulduğu, ayrıca; 108 ada 7 parselin (C) kısmı hakkında da hüküm oluşturulmadığı, taşınmazların miktarları belirtilmeden, kim ya da kimler adına tescil edileceğine ve mükerrer kayıt oluşturmayacak şekilde karar verilmemiş olduğu anlaşılmakla, verilen kararın bu hali ile infaza elverişli olmadığı anlaşılmıştır....