Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mah. 1385 parsel sayılı taşınmazın bir kısmı ile çakıştığını, davacılara ait dava konusu taşınmaz ile ilgili kadastro tespitlerine göre kadastro tespitinin mükerrerlik teşkil eden davalıya ait 1385 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinden çok önce yapıldığını, bu nedenle usulüne uygun olarak daha önce yapılan davacılara ait taşınmaz kadastro tespitlerine itibar edilerek davalıya ait 1385 parseldeki mükerrer kısmının iptaline karar verilmesini istemiştir. II. CEVAP Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur. III....

    orman kadastrosu ve 2/B uygulamasının tamamlandığını ve 28/06/1994 yılında ilan edilerek kesinleştiğini, kadastro çalışmaları sırasında ... köyü ile müşterek sınırı olan ..., ... ve ... köylerinde kenarlaşma yapılırken çalışma alanı sınırlarına uyulmadığından mükerrer kadastro yapıldığından yapılan mükerrer kadastronun hükümsüz sayılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu kaydında düzeltimi K A R A R Davacılar dava dilekçelerinde paydaşı oldukları Kıbrıs köyü 171 sayılı parselin tapulamasının 30.09.1953 tarihinde, Bayındır köyü 845 ve 846 sayılı parsellerin tapulamasının ise 19.03.1952 tarihinde yapıldığını, 171 sayılı parselin tapulamasının daha sonra yapılması nedeniyle 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22.maddesi uyarınca çifte kadastronun söz konusu olduğunu kısmen bindirme yapıldığını, terkin işleminin yapılması gerektiğini, bu nedenle 171 sayılı parselin mükerrer tescilinin terkin edilmesine izin verebileceklerini, açıklamışlar ve Kıbrıs köyü 171 sayılı taşınmazın paylarına düşen kısmı üzerinde ayrı ayrı adlarına tapuya kayıt ve tesciline, mükerrer kayıt mevcut ise iptaline karar verilmesini istemişlerdir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KADASTRO İŞLEMİNİN İPTALİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 52 ve 168 parsel sayılı taşınmazları davalı ... ile yapılan trampa yoluyla edindiğini, ...ve Halitli köylerinin sınır komşuları olması nedeniyle iki farklı paftanın mevcut bulunması sonucu mükerrer tahdit ve tespit işlemi nedeniyle kadastro müdürlüğünün 3402 Sayılı Yasanın 22. maddesi uyarınca ikinci kadastronun resen iptal edildiğini ileri sürerek idarenin iptal işlemine ilişkin kaydın kaldırılmasına ve davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, mükerrer kadastro işleminde sorumluluğunun bulunmadığını belirtip, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, 3402 Sayılı Yasanın 22. maddesi uyarınca yapılan işlemin yerinde olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, taraf vekillerince süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'nın raporu okundu, düşüncesi alındı....

          Dava, 3402 sayılı Kanun'un 22/1. maddesi kapsamında düzenlenen ve niteliği itibariyle mülkiyet ihtilafından kaynaklanan, mükerrer kadastro nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır. Mahkemece, taşınmazların sınırında herhangi kayma ve sınır değişikliği olmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan çakıştırmada mükerrer olan kısımların tespit edildiği belirtilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/1. maddesinde; evvelce tespit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastro veya tapulaması yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosunun yapılamayacağı, bu gibi yerlerin ikinci defa kadastroya tâbi tutulması halinde ikinci kadastronun bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılacağı ve Türk Medeni Kanunu'nun 1026. maddesine göre işlem yapılacağı, süresinde dava açılmadığı takdirde ikinci defa yapılan kadastronun tapu sicil müdürlüğünce re'sen iptal edileceği belirtilmiştir....

            Dava, 3402 sayılı Kanun'un 22/1. maddesi kapsamında düzenlenen ve niteliği itibariyle mülkiyet ihtilafından kaynaklanan, mükerrer kadastro nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır. Davacılar müşterek dava dilekçelerinde, adlarına kayıtlı 770 ada 11 parsel sayılı taşınmazın kadastrosunun mükerrer yapıldığı belirlenen bölümünün, hiçbir zaman davalıya ait taşınmazın sınırları içerisinde bulunmadığını ileri sürerek dava açmışlardır....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MÜKERRER KAYDININ İPTALİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu ... İlçesi Köseyahya Köyü çalışma alanında bulunan 760 parsel (uygulama ile 101 ada 47) sayılı 2.538,92 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, önce kamu orta malı mera niteliğiyle sınırlandırılmış, davacı ...'nın itirazı üzerine komisyon kararı ile bahçe vasfıyla davacı adına tesciline karar verilmiş ve bu karar 13.03.1990 tarihinde kesinleşmiştir. Kadastro tespit tutanağının kesinleşmesi üzerine taşınmaz, hem bahçe vasfıyla davacı adına tapuya, hem de mera niteliğiyle mera siciline tescil edilmiştir. Davacı, mükerrer olarak mera siciline yapılan kaydın iptali istemiyle dava açmıştır....

                Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/299 E., 2013/782 K. sayılı dosyasına alınan kadastro tutanakları, tedavüllü tapu kayıtları ve 18.02.2013 tarihli fen raporundan, dava dışı 111 parselin kadastro tespitinin 24.10.1956 tarihinde yapıldığı, bu taşınmazın kadastro tespiti ile belirlenip kesinleşen yüzölçümünün 8800 m2 olduğu, dava konusu 1211 parselin kadastro tespitinin ise 03.10.1968 tarihinde 20.760 m2 olarak ölçüldüğü, kadastro çalışmaları sırasında 1211 parselin 9732 m2'lik kısmının 111 parsel ile çakıştığının fark edilerek 1211 parselin ölçü krokisinde kesik kesik çizgi ile gösterildiği, 2011 yılında yapılan imar uygulamasında 1211 parselin 11028 m2'lik kısmının imar uygulamasına girdiği, kalan ve mükerrer olan 9732 m2'lik kısmın imar uygulaması kapsamına alınmadığı, buna göre mükerrerliğin tesis kadastro çalışmaları neticesi meydana geldiği anlaşılmış olup 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesi uyarınca tapu sicilinin hatalı tutulmasından ötürü uğranılan zararlardan doğan sorumluluğun kusursuz...

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, kadastro sırasında tescil harici bırakılan yer hakkında tescil yoluyla oluşan iki ayrı tapu kaydının mükerrer olduğu iddiasına dayalı olup, mükerrer kadastrodan söz edilemeyeceği anlaşılmakla; Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 23.01.2020 tarih ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca (sadece mükerrer kadastrodan kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararların temyiz inceleme görevinin 16. Hukuk Dairesine ait olduğu da göz önünde buludurulduğunda) temyiz inceleme görevi Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'ne ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 18.06.2020 gününde oybirliği ile karar verildi....

                  MÜKERRER TAPU KAYDIKADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 13 ] 3402 S....

                    UYAP Entegrasyonu