CEVAP : Davalıya usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, davalı vekili davacının taleplerinin haksız olduğunu, davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, ayrıca zaman aşımı itirazları bulunduğunu, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğundan sebepsiz zenginleşme hukuki sebebi ile dava açılamayacağını, her halükarda 2 yıllık sürenin de dolduğunu, TBKnun 147/6 mad göre eser sözleşmesi nedeniyle hak taleplerinin 5 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğunu, her halükarda TBK'da öngörülen sebepsiz zenginleşme dava süresinin de geçtiğini, davacının davanın başında yaptırdığı delil tespiti ve her halükarda dosyaya dava başında sundukları hak edişler ile yapılan işler ve ödediği bedelleri bildiği için, sebepsiz zenginleşmeyi bu aşamada öğrendiğini de ileriye süremeyeceğini, ayrıca davacının HMK 107 mad uyarınca belirsiz alacak davası açma hakkı olmadığını, asıl dosyada alınan bilirkişi raporu ve toplanan deliller ile davalının davacıdan alacaklı olduğu subuta erdiği halde huzurdaki...
Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının haklı bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalmasıdır. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığında, bir başkasının aleyhine bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Geri verme borcunun konusu ve kapsamı; "Aynen Geri Verme İlkesi"ne göre düzenlenmiştir....
Davacı taraf, her ne kadar alacak istemini, sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayandırmış ise de sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak talebinin; bir tarafın mal varlığında artma, diğer tarafın mal varlığında azalma ve mal varlığındaki azalma ile mal varlığındaki artış arasında illiyet bağının bulunması koşullarına bağlanmıştır. O halde, dava dışı işçilere ödeme yapılmadıkça bir tarafın mal varlığında artma, diğer tarafın mal varlığında artıştan söz edilemeyecektir. Davacı yan, dava dışı işçilere kıdem tazminatı adı altında iddia olunduğu gibi mükerrer ödeme yapması durumunda, sözleşmeden kaynaklı sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre alacak talebinde bulunabilecektir. Esasen, sözleşme kapsamında dava dışı işçilere ödenen işçilik alacaklarının, TBK 167. Maddesi uyarınca rücuen tazminat istemi, sözleşmeden kaynaklı sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanmaktadır....
DAVA TÜRÜ : Muhdesat Tespiti ve Alacak DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ: 10.07.2014 K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık; ortaklığın giderilmesi davasının sonuçlanması ve satış parasının maliklere ödenmesinden sonra, taşınmaz üzerindeki yapı nedeniyle satış parasını alanların sebepsiz zenginleştiği (eBK m. 61 vd., TBK m. 77 vd.) iddiasına dayalı alacak istemine ilişkin olup, muhdesat tespiti davanın temelini oluşturmamaktadır. Davanın; eda talebi olan sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak istemi çerçevesinde çözümlenmesi gerektiğinden,Yargıtay Kanunun 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.)...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/02/2020 NUMARASI : 2019/264 ESAS - 2020/71 KARAR DAVA KONUSU : Sebepsiz Zenginleşme İddiasına Dayalı Alacak KARAR : Hatay 5....
Dava, davalının kasko poliçesi nedeniyle ödediği ve davacıdan rücuen tahsil ettiği hasar bedelinin, sebepsiz zenginleşme mahiyetinde olduğu iddiasına dayanan alacak istemine ilişkindir. Davalı ..., kasko poliçesi gereği sigortalısına ödediği 2.631,00 TL'lik hasar bedelini, zarara sebep olan aracın işleteni olan davacıdan rücuen tahsil etmiş; hasarın doğduğu kazaya ilişkin yargılamada davacıya ait araç sürücüsünün kazada kusursuz olduğu kesinleşmiş olduğundan; davacının davalıya yaptığı ödemenin, davalı lehine sebepsiz zenginleşme teşkil ettiği açıktır. Davacı tarafın bu istemi mahkemece de kabul edilmiş; ancak, tahsil hükmü kurulan bedel için dava tarihinden temerrüt faizine hükmedilmiştir....
Mahkemece; 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği, zamanaşımını durduran veya kesen bir sebebin bulunmadığı, davacının talebinin her iki davalı açısından da ayrı ayrı zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemine ilişkindir. Temyize konu uyuşmazlık; davacının talebinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için, bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedeni dayalı olması gerekir. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veye tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir....
Mahkemenin nitelendirmesine göre, uyuşmazlık; elektrik sistem kullanım anlaşmasına dayalı olarak, davalı tarafın elektrik iletim bedelini mevzuata aykırı yansıtarak sebepsiz zenginleştiği iddiasına dayalı alacağın sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak tahsili istemine ilişkin olup, benzer mahiyette bir uyuşmazlığın Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 19.06.2013 tarih ve 7895 E, 10514 K sayılı ilamıyla çözüme kavuşturulmuş olmasına göre, hükmün temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 06.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
-TL'nin sehven davacının banka hesabına yatırılmasından kaynaklanan sebepsiz zenginleşme iddiasına dayalı bir alacak davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. 4857 sayılı İş Kanununun 1/2. maddesinde “Bu Kanun, 4. maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerine faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir. İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş olan istisnai nitelikte özel mahkemelerdir. 5510 sayılı Kanunun 101. maddesi bu kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların İş Mahkemelerinde görüleceğini hükme bağlamıştır. Buna göre bir davanın iş mahkemesinde görülebilmesi için taraflar arasında işçi ve işveren ilişkisinin bulunması ve uyuşmazlığın bu ilişkiden kaynaklanması gerekmektedir....
Her ne kadar dava değeri 1.000,00 TL olarak gösterilmiş ise de, davanın belirsiz alacak davası olduğu ve Mahkemece verilen kararın kesin olmadığı anlaşıldığından ek kararın kaldırılmasına karar verilerek; davacı vekilinin asıl karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine geçildi. Davanın, taraflar arasında daha önce görülen ve kesinleşen ecrimisil istemine yönelik kısmi ve ek davada, dava konusu taşınmazların yüzölçümünün değişmesi sebebiyle fazla ecrimisil bedeli hesaplandığı iddiasına dayalı sebepsiz zenginleşme talebine ilişkin olduğu, Mahkemece davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır....