Asıl dava, sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak birleştirilen dosya ile açılan dava ise Hazine aleyhine TMK 1007. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davacılar, murislerinin pay sahibi olduğu 526 sayılı parselin davalılar murisine satılmasından sonra, 3402 sayılı Kanunun 41. maddesi gereğince yapılan düzeltme ve yüzölçüm artışı nedeniyle davalıların sebepsiz zenginleştiği iddiasıyla, sebepsiz zenginleşme bedelinin davalılardan; bu değerle rayiç değer arasındaki farkın da Hazineden tahsili talebiyle dava açmıştır. Öncelikle sebepsiz zenginleşme konusundaki davaların temyiz incelemesini yapan Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin yerleşik kararları da gözönünde bulundurulduğunda (örnek:2009/240-3873, 2009/6304-8937) 2007 yılında Kadastro Kanununun 41. maddesi gereğince yapılan düzeltme sonucu taşınmazın yüzölçümünün 8000 m2’den 14.932 m²’ye çıkmış olmasına göre, davalı tarafın aradaki fark kadar 526 parsel sayılı taşınmaz malikleri aleyhine sebepsiz zenginleştiği ortadadır....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalıya husumet yöneltilmesinin hatalı olduğunu, alacak temlik edildiği için el atma bedelinin davalıya ödenmediğini, alacağın temliki sözleşmesi incelenerek temlikin ivazlı olup olmamasına göre değerlendirme yapılması gerektiğini, asıl zenginleşenin temlik alan 3. şahıs olduğunu, sebepsiz zenginleşme şartlarının oluşmadığını, mahkeme kararı doğrultusunda hacizlerin bedele yansıtılmamasından dolayı yapılan ödeme nedeniyle davalının sorumlu olamayacağını ileri sürmüştür....
Hukuk Dairesinin 17.12.2013 tarihli ve 2013/14303 E., 2013/18067 K. sayılı kararı ile; “…Dava konusu uyuşmazlık, davacının borçlu olmadığı bedeli, haciz tehdidi altında davalı alacaklıya ödediği iddiasına dayalı sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacağın tahsili talebine ilişkindir. 818 sayılı BK.'nun 61-66.maddelerine (6098 sayılı TBK.'nun 77-82.maddelerinde) sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır....
İstirdat davası, esasen sebepsiz zenginleşme iddiasına dayanan bir eda davası olup, bununla icra takibi sırasında sebepsiz olarak ödenmiş olduğu iddia edilen bir paranın geri verilmesi istenir. Yalnız, davanın şartı icra hukukuna dayanmaktadır: Borçlunun, borcu bulunmadığı bir parayı icra takibinin kesinleşmesi nedeniyle cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kalmış olması (Arslan, Ramazan/Yılmaz, Ejder/Taşpınar Ayvaz, Sema/ Hanağası, Emel: İcra İflas Hukuku, Ankara 2018, 4. Baskı, s. 228)...Davacının icra dosyasına haciz tehdidi altında yatırmış olduğu parayla kim menfaat temin ediyorsa onun sebepsiz zenginleşme davasının muhatabı olacağı hususunda kuşku bulunmamaktadır. İİK’nın 12. maddesine göre icra dairesi takip edilen para alacağına mahsuben üçüncü şahıs tarafından ödenen paraları kabule mecburdur. Bununla borçlu bu miktar kadar borcundan kurtulur....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 21/09/2012 NUMARASI : 2011/114-2012/190 -KARAR- Dava, mükerrer olarak ödendiği iddia edilen ecrimisil bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince tahsili konusunda yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Hemen belirtmek gerekir ki; Dairemizin görev alınan içiresinde ecrimisil istemli davaların bulunduğu, eldeki davada da; taraflar arasında, dava konusu bankamatik yerleri için ecrimisil ödenip ödenmemesi veya ne miktarda ecrimisil ödeme yapılması hususunda çekişme bulunmayıp, uyuşmazlık; davacının aynı yerler için ikinci defa ödemek zorunda kaldığı ecrimisil bedeli sebebi ile davalı Belediyenin haksız zenginleştiği iddiasına dayalı olup, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 77.ve devamı maddeleri gereğince taraflar arasındaki uyuşmazlığın değerlendirilmesi gerektiği açıktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşme iddiasına dayalı olarak açılan davada verilen mahkeme kararına dayalı olarak talep edilen ihtiyati hacze ilişkin olduğundan kararın temyizen incelemesi görevi 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 24.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davası hakkında ... Asliye Hukuk ve ... Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, bonoya dayalı ödemenin, protokolün iptali nedeniyle, tahsili istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, “Davanın, bonoya dayalı sebepsiz zenginleşme iddiasına ilişkin olduğu, TTK'nın 4 ve 5. maddeleri gereğince asliye ticaret mahkemesinin görevli bulunduğu” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava , sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talebine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ; Edirne 1....
Buna göre sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının sebebi zarar değil, alacaklının (davacının) malvarlığında meydana gelen eksilmedir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ile zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Somut olayda davacı; hem kesinleşmiş mahkeme kararı gereği davaya konu hafriyatı kaldırdığını hem de hafriyatı kaldırmak için gereken masrafı da davalılara ödediğini, böylece mükerrer ifada bulunduğunu iddia etmektedir. Bir başka deyişle, davacı tarafından; kesin hükmün ortadan kaldırılması değil, mükerrer ifada bulunduğu iddiası ile, fazladan yapılan ödemenin iadesi talep edilmektedir....
Böylece; birşeyin sebepsiz zenginleşme teşkil ettiğini bildiği halde onu alan bir üçüncü kişiye karşı sebepsiz iktisap davası ileri sürülemez. Sözleşme ilişkisinin bulunduğu dava dışı .... ile davacı arasındaki ilişki yerine sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı davanın açılmasının mümkün olmayacağı açıktır. Hemen belirtelim ki, sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Davacının .... ile yaptığı sözleşmeye göre kendisine tahsis olunan taşınmaz üzerindeki işlemi için davalı yönünden zenginleşme için uygun bir nedensellik bağı oluşmadığı gibi, zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı bulunduğu ve bu işlemin .... ile davalı arasında sözleşmeye dayalı bir işlemle oluştuğu belirlenmektedir. Bu bağlamda, bir kişinin başkasının zararına zenginleşmesi adaletle bağdaşmaz....