WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Genel Müdürün bulunmadığı hallerde, Genel Müdür Yardımcısı Kurula başkanlık eder." hükmüne yer verilmiştir. Yukarıda anılan 5. fıkra hükmünde yer verilen "Genel Müdürün bulunmadığı haller" şeklindeki ibarenin, Genel Müdürün geçici olarak görevinden ayrıldığı hallerin yanı sıra, Genel Müdür kadrosunun hukuken açık bulunduğu halleri de kapsadığı hususunda kuşkuya yer bulunmamaktadır. Belirtilen durum karşısında, dava konusu işlemin tesis edildiği 4.10.1996 tarihi itibariyle S.S.K. Genel Müdürünün görevden alınmış olması nedeniyle, yukarıda belirtilen kural uyarınca S.S.K. Yönetim Kuruluna Yönetim Kurulu Üyesi olan Genel Müdür Yardımcısının başkanlık etmesi gerekirken, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı ...'ın S.S.K. Genel Müdürlüğü ve Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerini vekaleten yürütmesinde sözü edilen fıkra hükmüne uyarlık görülmediğinden, Bakanlık Müsteşarı ...'ın Başkan Vekili olduğu Yönetim Kurulu tarafından, davacının S.S.K. ......

    , birden fazla müdürün bulunması hâlinde en az iki müdürün bunu ticaret siciline tescil ve ilan ettireceği; Geçici 7. maddesinde, maddede belirtilen hâlleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesinin, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılacağı, bu doğrultuda kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilinde kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanacağı, yapılacak ihtarın, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğü'ne aynı gün gönderileceği, yapılan ihtar ve ilana rağmen, süresi içinde cevap vermeyen veya tasfiye memurunu bildirmeyen yahut durumunu kanuna uygun hâle getirmeyen veya faaliyette bulunduğunu adres ve kanıtlarıyla birlikte bildirmeyen şirket ve kooperatiflerin unvanının ticaret sicilinden re'sen silineceği; Geçici 10. maddesinde...

      İster kuruluşta esas sözleşme ile atansın ister daha sonra GK tarafından seçilsin, bu sıfat müdürün kabulü ile kazanılır, İradi bir işlemle kazanılan müdür sıfatına yine o işleme hayatiyet kazandıran taraf iradeleri ile son verilebilir. Müdürlük sıfatını sona erdiren irade bir genel kurul karan ise "azil" (görevden alma), eğer bu ilişkiye müdürün tek yanlı iradesi ile son veriliyorsa "istifa" söz konusudur.( Poroy/Tekinalp/Çamoğlu Ortaklıklar Hukuku II, İstanbul, 2019 ) Azil, müdürlük görevine şirket genel kurulu tarafından tek yanlı olarak son verilmesidir. Bu niteliği ile azil, müdürlük ilişkisini sona erdiren yenilik doğuran bir karardır; müdüre ulaşmakla (tebliğ edilmekle) hükümlerini icra eder ve müdürlük görevini ve yetkilerini sona erdirir. Azil hukuki sonuçlarını iç ilişkide işlemin tamamlanması (kararın tebliği) anında doğurur. Azil işleminin dış ilişkide üçüncü kişilere karşı etkili olması için kararın tescil ve ilânı gereklidir....

        TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, harçtan muaf olduklarından aleyhlerine harca hükmedilemeyeceği, söz konusu yönetmelik düzenlemesinden önce de istasyonlarda sorumlu müdür çalıştırma yükümlülüğü bulunduğu, düzenleme ile var olan uygulamaya açıklık getirildiği, sorumlu müdürün sorumlu müdür belgesi sahibi olması gerektiği, denetim sırasında geçerli bir sorumlu müdür belgesinin ibraz edilemediği ileri sürülmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir....

          İlk derece mahkemesince dosya kapsamına göre; davalı şirketin zarar etmesinin sırf davalı müdürün kötü yönetimi ile oluştuğunun ispatlanamadığı, bu zararın davacıların da yönetimde katkılarının bulunduğu dönemden beri süre geldiği, şirketin öncesinde de zarar halinde bulunduğu, aslolan şirketin seçilmiş organları aracılığıyla yönetilmesi olup böyle bir iddia ile seçilmiş organın mahkeme tarafından görevden alınmasına dair talepten önce diğer başvuru yollarının tüketilmesi gerektiği, davacı tarafça ileri sürülen şirketin kötü yönetim nedeniyle zarara uğratıldığına dair bu iddianın sorumluluk davasının konusunu oluşturduğu, sırf şirketin zarar etmesinin de müdürün azli için haklı bir neden olamayacağı, şirketin kötü yönetildiğinden bahisle fesih davası açılmadan şirketi yönetiminin sürekli olarak kayyuma verilmesinin mümkün bulunmadığı,şirketin üretim ve gelirleri hakkında bilgi verilmediği ve şirket gelirlerinin paylaşmadığı iddialarında hukuki yarar bulunmadığı ve müdürün azli için haklı...

            a ait olmadığının bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, Savcılık tarafından da ... hakkında dolandırıcılık suçlarından dava açıldığını, müvekkil adına sahte imza atılmış olmasının müdürün özen yükümlülüğüne aykırı davrandığını gösterdiğini, müvekkil adına atılan sahte imza ile müdürlük görev süresi uzatılan davalının yaptığı ve yapacağı işlemler ile şirketin zarar gördüğünü ve görmeye devam edeceğini, davalı müdürün şirkete ait oteli 12/09/2012 tarihli kira sözleşmesi ile kendisine ait ... İnş. Yat. San. A.ş.'ye oldukca cüzi bir bedelle kendi şirketine kiraladığını ayrıca şirkete ait .... ve .... parsel numaralı taşınmazların müdürün sahibi olduğu başka bir şirket için kullanıldığını, şirkete ait ... parselde bulunan taşınmazın ise davalının sahibi olduğu .... İnş. Yat. San. A.ş.'nin ...'...

              Süreli yayınlarda eser sahibinin belli olmaması veya yayım sırasında ceza ehliyetine sahip bulunmaması ya da yurt dışında bulunması nedeniyle Türkiye'de yargılanamaması veya verilecek cezanın eser sahibinin diğer bir suçtan dolayı kesin hükümle mahkum olduğu cezaya etki etmemesi hallerinde, sorumlu müdür ve yayın yönetmeni, genel yayın yönetmeni, editör, basın danışmanı gibi sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkili sorumlu olur. Ancak bu eserin sorumlu müdürün ve sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkilinin karşı çıkmasına rağmen yayımlanması halinde, bundan doğan sorumluluk yayımlatana aittir....

                Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun Basın Kanunu'na göre yapılacak tebligata ilişkin 20.03.2018 tarihli, 2016/19-1119 E. 2018/105 K. sayılı kararında özetle; "...5187 sayılı Kanunun "Tebligat” başlıklı 29. maddesindeki “Süreli yayının yönetim yeri, tebligat işlemleri yönünden, yayın sahibinin ve temsilcisinin, görevi devam ettiği sürece sorumlu müdürün yerleşim yeri sayılır” şeklindeki düzenleme uyarınca düzeltme ve cevap yazısına ilişkin tebligatın, ilgili gazetenin künyesinde belirtilen adreste tebliğ edilmek üzere gönderilmesi gerekmektedir. Sorumlu müdüre yüklenen yükümlülük ve cezai sorumluluk gereği düzeltme ve cevap yazısının sorumlu müdüre tebliğ edilmesi gerektiği açıktır. Bununla birlikte, 5187 sayılı Kanunda tebligatın bizzat sorumlu müdüre yapılması gerektiğine, kendisine ulaşılamadığı takdirde başka bir kişiye tebligat yapılamayacağına dair bir hüküm bulunmamakta olup öğretide de tebliğ evrakının sorumlu müdür adına olacak şekilde hazırlanması yeterli görülmektedir....

                  borca batık olduğunun kabulü ve bunun azle gerekçe yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi raporunun hükme elverişli olmadığını, şirketin organsız bırakılmaması için müdürün yetkilerini kısıtlanması yoluna gidebilecek iken direk müdürün azli kararı verilmesinin şirketin varlığına büyük darbe indirdiğini, azil şartlarının oluşmadığını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

                  İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, davacı tarafından müdür ve şirket davalı gösterildiği, müdürün görevinden azli ve yeni müdür atanmasının talep edildiği, davacıların ileri sürdüğü sebeplerin müdürün azli için yeterli görülmediği, müdürün azli davasında müdürün davada davalı olarak gösterilmesi yeterli iken, şirketin de davalı olarak gösterildiği gerekçesiyle davalı ... hakkında açılan davanın husumetten reddine, davalı ... hakkında açılan davanın reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; doktrinde kabul edilen genel görüşün davanın ortaklığa karşı da açılması gerektiği yönünde olduğunu, bu doğrultuda ilgili beyanının dikkate alınmadığını, haklı davadaki iddia ve taleplerinin dar bir kapsamda değerlendirildiğini, yalnızca genel kurul kararının tescil ve ilan edilmemesi yönünden esastan inceleme yapılarak hüküm kurulmasının kabul edilemeyeceğini, dava dilekçesi kapsamında bahsedilen davalı müdür ...'...

                    UYAP Entegrasyonu