Yapılan bildirim üzerine babanın soyadını alır ve aile kütüklerinde baba hanesine tescil edilir” hükmünde olup; soyadının düzeltilmesine karar verilen T1 nüfus kütüklerine evlilik içi doğumdan baba soyadı olan “KIRIŞ” soyadı ile tescil edildiği, değiştirilmesini talep ettiği “Bülbül” soyadının ise annesinin bekarlık soyadı olduğunun tespit edildiğini, davacının “Kırış” olan soyadı, 2525 s. soyadı kanununun 3.maddesine aykırı adlardan olmayıp, imla-yazım hatası bulunan ve genel ahlaka uygun olmayan, toplum tarafından gülünç karşılanan adlardan da olmadığını, ayrıca nüfus mevzuatında, evlilik birliği içerisinde doğan çocukların, annelerinin bekarlık soyadlarını kullanması ile ilgili herhangi bir düzenleme de bulunmadığını, bu nedenle; davacının bu davayı açmasında haklı nedeni ve hukuki yararı bulunmadığından davacının soyadının düzeltilmesine ilişkin kararının, bozulması gerektiğini, Yukarıda belirtilen nedenlerle, dosya kapsamı ve dosya tetkiki sırasında re'sen nazara alınacak hususlardan...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Anayasa Mahkemesi'nin 2010/119 Esas, 2011/165 Karar 08.12.2011 tarihli kararı ile 21.06.1934 günlü 2565 sayılı Soyadı Kanunun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasının "Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk arasında tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği ve seçeceği adı alır" biçimindeki birinci cümlesinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olup, ayrıca çocukların anne soy ismini almasının çocuğun menfaatlerini zedeleyeceği yönünde herhangi bir delil de bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların müşterek çocukları ... ili, ... merkez ilçesi, ... Kasabası, Cilt no:97, Hane No:47, BSN:96'da kayıtlı, ... ve ... oğlu, 15.12.2014 Konak doğumlu, ...158 T.C kimlik no ile nüfusa kayıtlı ... ... ve aynı yer BSN: 101'de kayıtlı, ... ve ... kızı, 17.03.2016 Torbalı doğumlu, ...986 T.C kimlik no ile nüfusa kayıtlı ...'...
Babanın açtığı soyadı (aile adı) değişikliğini içeren dava ile ergin olmayan çocuğun da soyadı değişmiş bulunduğundan, o çocuk ergin olduktan sonra aynı konuda (aile soyadının değiştirilmesi istemli) dava açamaz; buna 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 36. maddesinin (b) bendi izin vermez. Açıklanan tüm bu nedenlerle davacının soyadının değiştirilmesi istemli davanın reddi gerekirken, kabulü ile soyadının -istem gibi- değiştirilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davalı ...'nün temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün soyadı değişikliği davası açısından HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.03.2009 gününde oyçokluğuyla karar verildi....
Anayasa Mahkemesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 321. maddesindeki “Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin soyadını taşır." hükmünün Anayasaya aykırı olmadığına karar vermiş, buradaki “aile soyadı” deyiminden babanın soyadının anlaşılacağını belirtmiştir. (AYM, 02.07.2009, 2005/114 E. -2009/105 K.). Velayet hakkının kapsamı Türk Medeni Kanunun 339. maddesinde düzenlenmiş olup buna göre velayetin kapsamında yer alan çocuğun adının ana ve babası tarafından konulacağı belirtilmiştir. Somut olayda, dava dilekçesinde küçük olup velayetleri annede bulunan ... ve ...'in "..." olan soyadlarının "..." olarak değiştirilmesi istenmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Evlilik birliği içinde doğan çocukların doğumla kazandıkları "..." aile soyadının velayet hakkı kapsamında annenin boşanma sonrası edindiği "..." soyadı ile değiştirilmesi talebidir ve dava velayet hakkına dayanılarak açılmıştır....
Anayasa Mahkemesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 321. maddesindeki “Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin soyadını taşır." hükmünün Anayasaya aykırı olmadığına karar vermiş, buradaki “aile soyadı” deyiminden babanın soyadının anlaşılacağını belirtmiştir. (AYM, 02.07.2009, 2005/114 E. -2009/105 K.). Velayet hakkının kapsamı Türk Medeni Kanunun 339. maddesinde düzenlenmiş olup buna göre velayetin kapsamında yer alan çocuğun adının ana ve babası tarafından konulacağı belirtilmiştir. Somut olayda, dava dilekçesinde küçük olup velayeti annede bulunan ...'in "..." olan soyadının "..." olarak değiştirilmesi istenmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Evlilik birliği içinde doğan küçük ...'in doğumla kazandığı "..." aile soyadının velayet hakkı kapsamında annenin boşanma sonrası edindiği "..." soyadı ile değiştirilmesi talebidir ve dava velayet hakkına dayanılarak açılmıştır. Başka bir ifade ile, soyadının değiştirilmesi talep edilen ... ergin kişi değil, çocuktur....
kızlık soyadını tekrardan kullanabilmesi adına kişilerin, Alman Hukukunca ayrıca talepte bulunması gerekirken "Öney" soy ismiyle mesleki itibarını kazanmış olan davacının iş bu sebeplerle kendi ülkesinin hukukunda yasal hakkı olan evlilik soyadını kullanmaya devam ettiğini, Türk Vatandaşlığı'ndan izinle ayrılan davacının 2014 tarihinde 5901 Sayılı Kanununun 28. maddesine istinaden mavi kart çıkarttığını, ancak davacının soyadının, mavi karta kızlık soyadı olan “Çetinkaya” haliyle kaydedilmiş olduğunu, davacının kimlik bilgisi ile mavi kart suretinin, davacının hukuka uygun şekilde eski eşinin soyadını kullanmasından kaynaklı olarak soyadı yönünden uyuşmadığını belirterek davanın kabulü ile, Türkiye Mavi Kartına kızlık soyadı olan "Çetinkaya" ile kaydedilmiş olan davacının soyadının, Alman Hukukunda boşanmadan sonra yasal hakkı sonucu kullanmaya devam ettiği evlilik soyadı olan nüfus kimliği ile uyumlu şekilde "Öney" olarak değiştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Çünkü çocuğun sosyal, kültürel, fiziksel ve psikolojik yönden olumlu gelişimi, ilerde toplumda zararlı davranışlarının ortaya çıkmasını da engelleyecektir (BAKTIR, Çetiner Selma, Velayet Hukuku, Ankara 2000 s. 33).Çocuğun üstün yararı gereği, anne hiçbir gerekçe göstermeden, sırf velayetin kendisinde olduğunu ileri sürerek çocuğa kendi bekarlık soyadının verilmesini isteyemez. Anne tarafından çocuğun soyadının değiştirilmesi davası açıldığında, çocuğun üstün yararına bakılır. Eğer çocuğun üstün yararı varsa annenin bekarlık soyadı çocuğa verilebilir. Üstün yarar yoksa davanın reddine karar verilmelidir. Yapılan incelemede; evlilik dışı birliktelikten doğan tarafların müşterek çocuğu Eda Demirkıran'ın 02/11/2012 doğumlu olduğu, velayet hakkına sahip davacı annenin davalının çocuğu görse tanıma ihtimalinin bile zayıf olduğunu, soyadının "Demirkıran" olmasının maddi ve manevi bir anlamının olmadığını ileri sürerek eldeki davayı 03/06/2021 tarihinde açtığı anlaşılmıştır....
Başka bir ifade ile, soyadının değiştirilmesi talep edilen... ergin kişi değil, çocuktur ve davacı annenin velayeti altındadır. Buna göre; taraflar arasındaki uyuşmazlık, evlilik birliği içinde doğan çocuğun, evlilik içinde doğumla kazandığı soyadının, davacı annesinin soyadı ile değiştirilmesinin mümkün olup olmadığı noktasındadır. Çocuğun soyadı TMK'nun soybağının hükümleri başlıklı beşinci ayırımda yer alan 321 ve devamı maddelerinde, velayet hakkı ve kapsamı ise, 6. ayırımda yer alan 335 ve devamı maddelerinde düzenlendiğine göre, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi mi, yoksa Aile Mahkemesi mi olduğu hususunun öncelikle çözümlenmesi gerekir. Göreve ilişkin sorunun çözümü; çocuğa soyadını kazandıran pozitif hukuk normlarıyla ve çocuğun doğumla kazandığı soyadını belirleme hakkının velayet hakkının kapsamında bulunup bulunmadığıyla yakından ilgilidir....
Somut olayda soyadının değiştirilmesi istenilen küçüklerin evlilik dışı doğmuş olmaları nedeniyle ananın soyadını taşıdıkları anlaşılmakla, ananın soyadı veya bu çocuklar ergin olduktan sonra kendi soyadları yöntemine uygun olarak açılacak bir davada verilecek kararla değiştirilmedikçe çocukların soyadı değiştiri-lemez. Daha açık bir anlatımla, anne kendi soyadını değiştirmedikçe yukarıda değinilen yasa hükmü karşısında evlilik dışı doğan ve kendi soyadını taşıyan çocuklarının soyadını değiştiremez. Mahkemece sözü edilen yasa hükmü gözönünde tutulmaksızın annelerinin soyadını taşıyan çocukların soyadının değiştirilmesi isteminin reddi gerekirken kabulü yolunda hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 23.02.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hükme karşı idare temsilcisi, davacının evvelinde Kadasavdı olan soyadının 5490 sayılı Kanunun geçici 8.maddesi uyarınca Karabay olarak değiştirilmesi nedeniyle davanın aynı yasanın 36/1.maddesine aykırı olduğu gerekçesi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Dava, nüfus kaydındaki adın değiştirilmesi talebine ilişkindir....