Şahıslar ile olan ilişkilerde davalının tek başına iş ve işlem yaptığı bilgi vermediği, bu sebep ile ortaklar arasında husumet oluşmaya başladığını bildirerek şirketin fesih ve tasfiyesini talep etmiş olduğunu, ancak bu iddiaların şirket müdürünün sorumluluğu ya da müdürün azline ilişkin olup, şirketin fesih ve tasfiyesi için haklı sebep oluşturmadığı gibi davacı tarafından bu iddialarını ispata yarar somut bir delil de sunulamadığından şirketin fesih şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine ve davalı şahsa yönelik açılan davanın da şirketin haklı sebep ile fesih ve tasfiyesi talebi ile açılan davaların şirkete yöneltilmesi gerektiği, bu davalarda şirket ortaklarına Husumet yöneltilemeyeceği gerekçesi ile husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermiştir. Kararı, davacı vekili istinaf etmiştir....
Diğer yandan, TTK'nın 636. maddesinde şirketin sona erme sebepleri düzenlenmiş olup, şirketin ana sözleşmesinde öngörülen sona erme sebeplerinin gerçekleşmesi, genel kurul kararı, iflasın açılması ve Kanun'da öngörülen diğer sona erme sebeplerinin bulunması halinde şirketin sona ereceği düzenlenmiştir. Şirket tek ortaklı bir limited şirket olup, davacı aynı zamanda şirketin yöneticisi ve genel kurulunu oluşturmaktadır. Bu nedenle, davacının alabileceği bir kararla her zaman şirketin fesih ve tasfiyesi mümkündür. Davacının kısıtlı olması halinde, bu işlemler vasi tarafından da yürütülebilecektir. Bu nedenlerle, davacının dava yoluyla fesih ve tasfiye talep etmesinde hukuki yararı bulunmadığı anlaşıldığından davanın, hukuki yarara ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK'nın 114/1(h) ve 115/2. Maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur....
Bir başka deyişle, haklı sebeple fesih davasının davalısı limited ortaklıktır ki huzurdaki davada husumet Davalı şirkete de yöneltilmiştir. Gerek yukarıda yapılan teorik açıklamalar gerekse dosyada mevcut bilgi ve belgeler ışığında, TTK m. 636/3 kapsamında Davalı şirketin fesih ve tasfiyesi için haklı sebeplerin mevcut olduğu, fesih ve tasfiye dışında alternatif bir çözümün somut uyuşmazlık bakımından uygun olmayacağı kanaatine varılmıştır. Gerçekten de Heyetimizde yer alan Sn Mali Bilirkişi tarafından; Davalı şirketin gayri faal olduğu ve ticari faaliyetinin bulunmadığı tespit edilmiştir. Keza dosyada yer alan Yoklama Tutanağında; Yoklamaya yetkili memur tarafından düzenlenen yoklama faaliyeti neticesinde davalı şirketin gayri faal olarak tespit edildiği, işyerinin terkedilmiş olduğu, adreste başka bir mükellefin faaliyette bulunduğunun tespit edildiği görülmektedir....
Bir başka deyişle, haklı sebeple fesih davasının davalısı limited ortaklıktır ki huzurdaki davada husumet Davalı şirkete de yöneltilmiştir. Gerek yukarıda yapılan teorik açıklamalar gerekse dosyada mevcut bilgi ve belgeler ışığında, TTK m. 636/3 kapsamında Davalı şirketin fesih ve tasfiyesi için haklı sebeplerin mevcut olduğu, fesih ve tasfiye dışında alternatif bir çözümün somut uyuşmazlık bakımından uygun olmayacağı kanaatine varılmıştır. Gerçekten de Heyetimizde yer alan Sn Mali Bilirkişi tarafından; Davalı şirketin gayri faal olduğu ve ticari faaliyetinin bulunmadığı tespit edilmiştir. Keza dosyada yer alan Yoklama Tutanağında; Yoklamaya yetkili memur tarafından düzenlenen yoklama faaliyeti neticesinde davalı şirketin gayri faal olarak tespit edildiği, işyerinin terkedilmiş olduğu, adreste başka bir mükellefin faaliyette bulunduğunun tespit edildiği görülmektedir....
Bir başka deyişle, haklı sebeple fesih davasının davalısı limited ortaklıktır ki huzurdaki davada husumet Davalı şirkete de yöneltilmiştir. Gerek yukarıda yapılan teorik açıklamalar gerekse dosyada mevcut bilgi ve belgeler ışığında, TTK m. 636/3 kapsamında Davalı şirketin fesih ve tasfiyesi için haklı sebeplerin mevcut olduğu, fesih ve tasfiye dışında alternatif bir çözümün somut uyuşmazlık bakımından uygun olmayacağı kanaatine varılmıştır. Gerçekten de Heyetimizde yer alan Sn Mali Bilirkişi tarafından; Davalı şirketin gayri faal olduğu ve ticari faaliyetinin bulunmadığı tespit edilmiştir. Keza dosyada yer alan Yoklama Tutanağında; Yoklamaya yetkili memur tarafından düzenlenen yoklama faaliyeti neticesinde davalı şirketin gayri faal olarak tespit edildiği, işyerinin terkedilmiş olduğu, adreste başka bir mükellefin faaliyette bulunduğunun tespit edildiği görülmektedir....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı uyarınca taraflarca karşılıklı olarak açılmış bulunan dosyalarda, ortakların karşılıklı olarak suç duyurusunda bulunarak, davalar açtıkları, şirketin kurulduğu 2008 yılından davanın açıldığı tarihe kadar ve halen bir ticari faaliyetinin olmadığı, sermayesini kaybetmiş durumda olduğu, ortak çoğunluğunda ticari faaliyete devam iradesi olmadığı, davalı ortağın ortaklıktan çıkartılarak şirketin devamında da bir irade beyan edilmediği, haklı sebebin gerçekleştiği, faaliyeti olmayan şirketin devamında bir yarar olmadığı gerekçesiyle davalı şirketin fesih ve tasfiyesine, müdürlükten azil talebi nedeniyle davalı ...'e husumet yöneltildiği kabul edilerek, davalı ... bakımından ise davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı Temel Ertemel vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, davalı limited şirketin fesih ve tasfiyesi ile diğer davalının müdürlükten azli talebini içermektedir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, TTK 636/3 gereğince limited şirketin fesih ve tasfiyesi, olmadığı taktirde ortaklıktan çıkma istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın limited şirketin fesih ve tasfiyesini gerektirir haklı sebep olgusunun bulunup bulunmadığı, haklı sebep bulunmakta ise istem yerine davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine, davacı ortağın şirketten çıkarılmasına, duruma uygun başka bir çözüme hükmedilip hükmedilmeyeceği noktalarında toplandığı anlaşılmıştır. TTK'nun 636/3 maddesi "Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir" şeklinde düzenlenmiştir. TTK'nun 636.maddesinde nelerin haklı sebep sayılacağı gösterilmemiştir....
ın çalışma hayatı için büyük engel teşkil ettiğini, şirket ortağı ve yetkilisi ... tarafından bu konuda herhangi bir adım atılmadığından ...'nin feshini, bunun uygun bulunmaması halinde ise müvekkiline ait ortaklık payının tamamının bila-bedel şirketin diğer ortağı ve yetkilisi olan ...'a devrine karar verilmesini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılara usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen cevap dilekçesi sunmadıkları görülmüştür. Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde, Dava, TTK'nın 636/2. maddesi uyarınca şirketin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir. Davalı şirketin sicil kaydı incelendiğinde, adresinin .../İSTANBUL olduğu tespit edilmiştir. Uyuşmazlık, davacı şirketin faal olup olmadığı, davalı şirketin fesih ve tasfiyesi için haklı sebeplere mevcut olup olmadığı konularından ibarettir....
Dava, haklı nedenle limited şirketin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkin olup, işbu davanın kural olarak şirket tüzel kişiliği hasım gösterilerek açılması gerekmektedir. Mahkemece, davalı şirketin yanında diğer ortaklar yönünden de dava kabul edilmiş ve davacının ortaklıktan çıkarılması ile 145.000,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmiş ve ayrıca davalıların tümü yargılama giderleri ile vekalet ücretinden sorumlu tutulmuştur. Oysa bu türden bir davada fesih ve tasfiyesi istenen şirket dışındaki davalı ortaklara husumet yöneltilmesi mümkün değildir. Kaldı ki, davalı ... davalı şirketteki hissesinin tümünü 2004 yılında diğer ortak davalı ...’a devretmiş ve bu durum ticaret sicilinde tescil edilmiştir. Bu durumda, mahkemece, mümeyyiz davalı ...’ye karşı açılan davanın husumetten reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın mümeyyiz davalı yönünden bozulması gerekmiştir....
bulunduğunu, müvekkiline haklarını vermediğini, şirketin adresinin neresi olduğunun belli olmadığını, şirketin kuruluş aşamasında bulunan yerde faaliyet göstermediğini, şirket kayıt ve defterleri ile resmi belgelerinin nerede olduğunun da bilinmediğini, müvekkiline kâr payı da ödenmediğini bu itibarla, şirketin fesih ve tasfiyesi için haklı sebeplerin oluştuğunu ileri sürerek, davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....