Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalı limited şirketin TTK 636. madde uyarınca feshi koşullarının oluşup oluşmadığı, feshe karar verilmemesi halinde davacının ortaklıktan çıkma talebinin yerinde olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır. Mahkememizin 07/03/2022 tarihli celse 2 nolu ara karar uyarınca tarafların iddia ve itirazları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek, davalı limited şirketin TTK 636. madde uyarınca feshi koşullarının oluşup oluşmadığı, feshe karar verilmemesi halinde davacının ortaklıktan çıkma talebinin yerinde olup olmadığının belirlenmesi için tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir....

    HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2019/913 KARAR NO : 2021/17 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ULUKIŞLA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/02/2019 NUMARASI : 2011/154 ESAS, 2019/22 KARAR DAVA KONUSU : Limited Şirketin Feshi (Haksız Sebebe Dayanan) KARAR : Ulukışla Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/154 esas ve 2019/22 karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu yapılan istinaf incelemesi sonucunda; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; T5 T5 Limited Şirketi ortakları olan müvekkillerinin şirketin ana sözleşmesine göre 84/500 hisselerinin olduğunu, ellerinde bulunan 2010- 2009- 2008 yıllarına ait bilançolarda şirketin zarar ettiğinin gösterildiğini...

    CEVAP: Davalı ... cevap dilekçesinde; davanın husumet yokluğu sebebiyle reddine, şirketin feshi istemiyle açılan davanın esastan reddine, davacı ortağın şirketten çıkarılmasına, karar verilmesini istemiştir. Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; şirketin feshi nedenleri dava konusu olayda gerçekleşmediğinden davacı tarafından haksız açılan davanın reddine, davacı ortağın şirketten çıkarılmasına karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; 16.06.2021 tarihli ön inceleme duruşmasında verilen ara kararla kayyım atanması talebinin reddine karar verilmiştir....

      Üçüncü şart, yine sözü edilen azalma ile çoğalmanın haklı bir sebebe dayanmamasıdır. Taraflardan biri, diğerine hükümsüz bir sözleşme gereğince misli mahiyette bir şey vermişse muteber olmayan sebebe dayanan bir iktisap söz konusudur. Sözleşmedeki şekil noksanlığı, fiil ehliyetsizliği, imkansızlık, hukuka veya ahlaka aykırılık, muvazaa gibi sebepler, butlan nedeniyle kazandırmayı geçersiz kılan sebepler olduğundan bu durumlarda kazandırma geçerli hukuki sebebe dayanmamaktadır. Dördüncü şart; vukubulan iktisabın (çoğalmanın) sebepsiz iktisap kuralları dışında, özel bir hukuk kuralına dayanılarak iadesi mümkün olmamalıdır. Zira böyle bir imkan varsa artık sebepsiz iktisap kuralları değil, sözü edilen özel kurallar uygulanır....

        Dava, 6762 Sayılı TTK'nın 522'nci maddesine dayanan limited şirketin feshi istemine ilişkindir. Somut olayda, davalı şirketin ortağının davacıya olan borcundan dolayı başlatılan icra takibi sırasında anılan borçlunun şirketteki hisselerine haciz konulmasının ardından, TTK'nın 522. maddesine göre feshi ihbarının şirket ortakları ... ile ...'ne yapıldığı, ancak davalı şirket ortaklarından borçlu ...'ye tebligat yapılmadığı anlaşılmaktadır. TTK'nın 522'nci maddesinde, ortaklardan birinin payını haczettirmiş olan alacaklının en az altı ay önce ihbar etmek şartıyla şirketin feshini isteyebileceği düzenlenmiştir. Ancak şirket ortakları aleyhindeki icra takibinin kesinleşmesi ile limited ortaklık münfesih duruma gelmez. Borçlu ortağın hissesine haciz konulmuş olması, ortaklığın feshinin ihbarının istenebilmesi için bir koşuldur. TTK'nın 522'nci maddesi uyarınca feshi ihbarın tüm ortaklara ayrı ayrı tebliği gerekmektedir....

          CEVAP: Davalı Aydın Orhan cevap dilekçesinde; davanın husumet yokluğu sebebiyle reddine, şirketin feshi istemiyle açılan davanın esastan reddine, davacı ortağın şirketten çıkarılmasına, karar verilmesini istemiştir. Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; şirketin feshi nedenleri dava konusu olayda gerçekleşmediğinden davacı tarafından haksız açılan davanın reddine, davacı ortağın şirketten çıkarılmasına karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; 16.06.2021 tarihli ön inceleme duruşmasında verilen ara kararla kayyım atanması talebinin reddine karar verilmiştir....

            bizzat şirketin durumundan da kaynaklanabileceğini, şirketin feshi davasının açılabilmesi için belli bir sürenin olmadığını, şirketin son bulması için haklı bir sebep olup olmadığının mahkemenin kendisinin takdirinde bulunduğunu, şirketin feshi kararının kesinleşmesi ile son bulduğunu, ortaklar arasındaki güven ve iş birliğini zedeleyen davranışların ortaklığın sona ermesi nedeni olduğunu, şirket ortaklarının birbirlerine güveninin kalmadığını, şirketin devamının mümkün olmadığını, giyim mağazasındaki hesap vermeme ve kar dağılımından müvekkiline hiç bir ödeme yapılmaması hususları nazara alınarak şirkete kayyum atanması gerektiğini belirterek ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara kararının kaldırılmasını istemiştir....

            Yargılama aşamasında alınan bilirkişi kök ve ek raporunda, birleşen dosya davacısı tarafından gönderilen e-mail ve diğer anlatımları gözetilerek davacı ortak ile birleşen dosya davacısı ortağın iradelerinin davalı şirketin feshi konusunda uyuştuğu tespit edilmiş, mahkeme karar gerekçesinde de her iki ortağın iradesinin de ortaklığın devam etmemesi yönünde olduğu belirtilmiştir. Burada tartışılması gereken ilk husus taraf iradelerinin limited şirketin feshi konusunda uyuşup uyuşmadığıdır. Şirket ortağı T2 tarafından gönderilen e-mail içeriği ve T2 vekilince sunulan yazılı itiraz dilekçesi içeriğinden şirket ortağının iradesinin şirket ortaklığından ayrılmaya yönelik olduğu, şirketin feshine yönelik herhangi bir irade beyanının bulunmadığı, anılan içeriklerin şirketin feshinin diğer ortağın kabulünde olduğu sonucunu doğurmayacağı anlaşılmıştır....

            İcra Müdürlüğü'nün 2009/4292 esas sayılı dosyasından davalının katılımı ile 28/03/2014 tarihinde yapılan ihalenin ortadan kaldırılmasına, TTK'nin 55/1-a-4 gereğince dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ve ticari uygulamalar nedeniyle TTK’nin 56/1-b ve c gereğince haksız rekabetin tespitine ve menine, haksız rekabetin sonucu olan maddi durum olarak ortaya çıkan ihalenin ortadan kaldırılmasına, TTK'nin 61/1. maddesi gereğince davalı şirketin bu unvanla ticari hayatının devam ettirtilmemesi için tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davacı borçlu müflis şirket hakkında verilmiş olan iflas kararının kesinleştiğini ve şirketin TTK'ya göre sona erdiğini, davacı şirketin bu dosyada hukuki yararı bulunmadığını, ticaret unvanlarının benzemediğini, davacının ihalenin feshi davasını açamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir....

              DAVA : Limited Şirketin Yöneticisinin (Müdürünün) Azli (6102 Sayılı TTK'nın 630/2 Maddesine ve Haklı Sebebe Dayanan) BİRLEŞEN DOSYA MARMARİS 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NİN 19/10/2020 TARİH VE 2020/218 ESAS, 2020/122 KARAR DAVA : Limited Şirketin Yöneticisinin (Müdürünün) Azli, Kayyım Atanması (6102 Sayılı TTK'nın 630/2 Maddesine ve Haklı Sebebe Dayanan) BİRLEŞEN DOSYA MARMARİS 3....

                UYAP Entegrasyonu