WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesinin ‘’Kooperatif ortaklığından çıkarılmayı gerektiren sebepler ana sözleşmede açıkça gösterildiğini, ortaklar ana sözleşmede açıkça gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamazlar.’’ hükmünü havi olduğunu, İlgili kanun maddesi gereğince kooperatif ortaklığından çıkarılma şartları kapsamında kooperatifin ana sözleşmesine atıfta bulunulmuş ve kooperatif ortağının ancak ana sözleşmede yer alan sebepler ile kooperatif ortaklığından çıkarılabileceği hüküm altına alındığını, bu kapsamda somut olayda da söz konusu kooperatif ortaklığından çıkarılma esasları, müvekkil kooperatifin ana sözleşmesinde yer alan hükümlere göre belirlendiğini, Sınırlı Sorumlu ------ Kooperatifi Ana Sözleşmesinin ‘’Ortaklıktan Çıkarma’’ başlıklı 14. Maddesinde ‘’Durumları aşağıda gösterilen hallere uyanlar Kooperatif Kanununun 16. Maddesi uyarınca Yönetim Kurulu kararı ile ortaklıktan çıkarılır. 1) 10....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 18/01/2021 NUMARASI : 2019/512 ESAS 2021/9 KARAR DAVA KONUSU : Şirket Ortaklığından Çıkma KARAR : Taraflar arasındaki şirket ortaklığından çıkma istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davalı T3 hakkındaki talebin davalı sıfatı yokluğu nedeniyle reddine, davalı şirket aleyhine açılan davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ve davalı T3'ün diğer davalı şirketin ortağı olduklarını, hakim ortak ve şirket yetkilisinin davalı T3 olduğunu, davalı T3'ün şirkete ait hesaplardaki paraları kendi kişisel hesaplarına aktardığını, şirketi iyi yönetmediğini, şirketin zor durumda kaldığını belirterek müvekkilinin davalı şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Taraflar arasındaki şirket ortaklığından çıkarılma istemli davada mahkemece verilen yukarıda tarih ve numarası yazılı olup davanın reddine dair kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, dava dosyası Dairemize gönderilmiş olup, aşamada davacı vekilinin ibraz ettiği 18.05.2017 tarihli dilekçe ile tarafların anlaşması nedeniyle davadan ve tedbir isteminden feragat ettiğini bildirdiği gözlenmiş olmakla dosya re’sen ele alındı, gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık üzerinde serbestçe tasarruf edilebilir niteliktedir. Davadan feragat karar kesinleşinceye değin yapılabilir ve yapıldığı anda kesin hüküm etkisi yaratır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen şirket ortaklığından çıkarılma nedeniyle ayrılma akçesinin tespiti ile tevdi mahalli tayini davasında ... ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 04.06.2015 gün ve 2014/953 – 2015/519 sayılı kararı bozan Daire’nin 08.03.2017 gün ve 2015/12953 – 2017/1388 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ise de, dosyanın Dairemize intikalini müteakip yerel mahkemece gönderilen evrak içeriğinden, davacı vekili Av. ....’ın 26.10.2018 tarihli dilekçesiyle davadan feragat ettiklerini bildirdiği gözlenmiş olmakla dosya re’sen ele alındı, gereği görüşülüp düşünüldü: Feragat, HMK’nun 307. maddesi uyarınca istemde bulunanın talep sonucundan vazgeçmesi niteliğinde olup yapıldığı anda kesin hüküm etkisini doğuracağı gibi karşı tarafın yahut mahkemenin kabulüne de bağlı değildir....

        İstemin Özeti: Ortağı olduğu limited şirketin 1986 ve 1987 yıllarına ait katma değer vergisi borcunun ödenmemesi nedeniyle 213 sayılı Yasanın 10 uncu maddesi uyarınca davacı adına ödeme emri düzenlenmiştir. Davayı inceleyen ... Vergi Mahkemesi ... günlü, E: ..., K: ... sayılı kararıyla; ... Limited Şirketinin Ticaret Sicil kaydının 1.3.1984 tarihli olduğu, kuruluş tescilinde ...'in şirketin ortağı ve müdürü olduğu, 2.9.1986 ve 9.9.1986 günlü ortaklar kurulu kararıyla şirket ortaklığından ve müdürlüğünden ayrıldığı, şirketin son ortaklarının ve müdürünün ... ve ... olduğu, 11.3.1992 günlü ortaklar kurulu kararıyla 5 yıl süre ile ...'nin müdür olarak belirlendiği ve tescilin 25.3.1992 tarihinde yapıldığı, vergi idaresince 1986 yılı için kurum adına salınan kurumlar vergisi ve katma değer vergisine ilişkin ihbarnamelerin şirketin ortağı ...'...

          Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/470 esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu ile de tespit edildiğini, şirket müdürünün 2011-2012-2013-2014 yıllarında şirket genel kurulunu toplantıya çağırmadığını, bu hususun ihtarname ile kendisine bildirilmesine rağmen halen genel kurul toplantılarının yapılmadığını, şirket müdürünün kar dağıtımı konusunda da bir işlem yapmadığını, bu durumun müvekkillerine mağdur ettiğini, müvekkillerinin keşide ettiği ihtarnamelerle şirket işleri hakkında bilgi ve belge talep etmiş ise de, müvekkillerine bilgi ve belgelerin verilmediğini, şirket müdürünün bu tutumu nedeniyle şirket işleri ve hesapları konusunda gerekli ve yeterli bilgiye sahip olunamadığını, bu konudaki hakkının engellendiğini bildirerek müvekkillerinin şirket ortaklığının devamı için gerekli güven duygusu ve isteğinin ortadan kalktığını bildirerek müvekkillerinin anonim şirket ortaklığından çıkarılmasını, kendisine ortaklık payının gerçek değerinin ve kar payının...

            Karar, davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı şirket vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Dava, haklı nedenin varlığına dayalı limited şirket ortaklığından çıkmaya izin verilmesi ve ayrılma paylarının tahsili, olmadığı takdirde şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesi istemine ilişkindir....

              a husumet yöneltilemeyeceğini, şirketin kuruluşundan önce ortaklar arasında imzalanan protokolde müvekkili tarafından yapılması gereken ödemenin şarta bağlandığını ancak davacıların sözleşmede kararlaştırılan devir yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davacı ...’in talep etmiş olduğu aylık ücretin hukuki dayanağının bulunmadığını, darp ve ruhsatsız alkol satışı işle ilgili iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davacıların şirket hesaplarını kontrol etme, gerekli bilgi ve belgeleri isteme hakkına sahip olduğunu, müvekkilinin bir başka şirketine para aktarma durumunun sözkonusu olmadığını, davacıların masraflara katkıları olmadığı gibi sermaye koyma borcunu dahi ifa etmediklerini savunarak davanın reddini, karşı davada ise, müvekkili şirket ortağı olan ... ve ...’un ortaklıktan ayrılma/çıkarılma paylarının belirlenmesi ile davacı ortakların şirket ortaklığından çıkartılmasına karar verilmesini istemiştir....

                Dava TTK 638/2.maddesinde düzenlenen haklı nedenle limited şirket ortaklığından çıkma talebine ilişkindir. Davacı ayrılma akçesi talibinin bulunmamaktadır. Limited ortaklık sürekli bir borç ilişkisi içeren hukuki müessese olup, ortağın ortaklıkla arasındaki hukuki bağ, sahip olduğu hak ve borçlarla birlikte değerlendirildiğinde tarafların MK. 2 'deki dürüstlük kuralı gereğince, devamı kendisi için çekilmez hale gelen bir ilişkiyi sürdürmesi beklenemeyeceğinden, haklı sebeplerin varlığı halinde bu ilişkiyi sona erdirmesi mümkündür....

                  ın Düşüncesi : Uyuşmazlık, hissesini devreden limited şirket ortağının, ortak olduğu döneme ait şirket borçlarından, 6183 sayılı Kanunun 35'inci maddesine göre sorumlu tutulup tutulamayacağına ilişkindir. 6183 sayılı Kanunun olay tarihinde yürürlükte bulunan 35'inci maddesinde, limited ortaklıkların ödenmeyen ve tahsil imkanı bulunmayan amme borçlarından dolayı ortakların vazettikleri veya vaz'ını taahhüt ettikleri sermaye miktarında doğrudan doğruya mesul ve bu kanun hükümleri gereğince takibata tabi tutulacakları hükme bağlanmış olup, bu madde hükmüne göre limited şirket ortağının açıklanan miktarla sınırlı olarak şirketin amme borcunun ödenmesinden sorumlu olacağı tabiidir....

                    UYAP Entegrasyonu