Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; iki ortaktan oluşan davalı şirketin 14/02/2019 tarihinde kurularak ticaret siciline tescil edildiği, kuruluşundan itibaren ticaret sicil dosyasında taşınma dışında hiç bir işlem bulunmadığı, en son tescilinin 21/02/2019 tarihinde yaptırdığı, dinlenen tanık beyanına göre davalı şirketin faaliyetlerini durdurduğu ve dava dışı ortağın şirket iş ve işlemleri ile ilgilenmediği, ayrıca alınan bilirkişi raporuna göre ise şirketin gayri faal olduğu, şirket özkaynaklarının cüzi pozitif olarak hesaplandığı ve bir kısım vergi borçlarının da bulunduğu anlaşılmakla, şirketin haklı sebeble feshi ve tasfiyesi koşullarının gerçekleştiği kanaatine varılarak; davanın kabulü ile davalı yirketin fesih ve tasfiyesine, tasfiye memuru olarak mali müşavir -------atanmasına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....

    Ancak, ortaklar arasında meydana gelen ve güveni sarsan durumlar tamamen davacı ortağın eylemlerinden kaynaklanıyorsa bu durumda haklı sebeple fesih davası açması mümkün bulunmamaktadır. "...Dava, haklı sebeple limited şirketin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkin olup; mahkemece yazılı gerekçeyle fesih talebinin kabulüne karar verilmiştir. Ancak, bu nitelikte bir davada davalı şirket ortağına husumet düşmeyeceği gözden kaçırılması doğru olmadığı gibi davacının, dava dilekçesinde çıkma yönünde irade açıklamasında bulunduğu gözetilmek suretiyle TTK’nın 636/3 maddesinde şirketin feshi yerine ortağı şirketten çıkarma ve/veya başkaca kabul edilebilir bir çözüme karar verilebileceği de düzenlenmişken bu konuda neden bu şekilde bir taktir hakkı kullanıldığı gerekçesi ortaya konulmadan doğrudan şirketin fesih ve tasfiyesine hüküm kurulması doğru bulunmamıştır..." (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi,01.11.2017 tarih, 2016/ 3668 Esas- 2017 / 5999 Karar)....

    Yoğurtçuoğlu'nun müvekkiline olan borçlarının tahsili amacı ile başlatılan icra takibi ile borçluların davalı şirketteki hisseleri üzerine haciz konularak dosya borcunun 6 ay içinde ödenmemesi halinde ...’nın 522/1. maddesi gereğince davalı şirketin feshinin isteneceğine ilişkin fesih ihbarnamesinin borçlulara gönderildiğini, ancak sürenin dolmuş olmasına rağmen borcun ödenmediğini ileri sürerek, davalı şirketin feshi ve tasfiyesi ile müvekkilinin takip alacağının tasfiye payından tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı şirket davaya cevap vermemiştir....

      Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe : Derdest dava şirketin ihyası davasıdır. ... Ticaret Sicil Müdürlüğünden getirtilen kayıtların incelenmesinde ... Ticaret Sicil Müdürlüğünün 3950 sicil numarasına kayıtlı ..., ... Harita, İnşaat, Turizm, Tekstil, Konfeksiyon Sanayii Ticaret Limited Şirketi unvanlı şirketin terkin edildiği anlaşılmıştır. Münfesih olmasına veya münfesih sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş anonim ve limited şirket ile kooperatiflerin tasfiyelerine ve ticaret sicil kayıtlarının silinmesine ilişkin 30/12/2012 tarihli tebliğin 16/2.madde hükmüne göre; ticaret sicilinden kaydı silinen şirketin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunan kimselerin haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde Mahkemeye başvurarak şirketin ihyasını isteyebilirler....

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/119 KARAR NO : 2023/321 DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) DAVA TARİHİ : 20/02/2023 KARAR TARİHİ : 26/05/2023 Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) talepli davanın yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ... tarihinden bu yana davalı Şirketin 500 hisse payından 1 hisse ortağı olduğunu, davacı tarafından Antalya ... Asliye Ticaret Mahkemesine ... tarihinde şirketin fesih ve tasfiyesi istemli dava açıldığını, işbu dosyanın halen derdest bulunduğunu, Antalya ... Asliye Ticaret Mahkemesinde devam eden ... Esas sayılı dosyanın ... tarihli 3. celsesinde 1 nolu ara karar gereğince şirkete kayyum tayini yaptırılması yönünden kendilerine 1 aylık süre verildiğini, haklı nedenlerle feshi ve 6102 sayılı kanunda gösterilen şekillerde tasfiyesi için hakkında dava açılmış bulunan ... İnş. vs. Ltd....

          Davalıya usulüne uygun olarak tebligat yapılmış olup, davalı taraf davaya karşı cevap dilekçesi vermemiş ve duruşmaya katılmamıştır. Mahkememizce; -------- kuruluşundan bu yana tüm -------- sayılı dosyası ayrı ayrı celp edilerek incelenmiş ve mali müşavir bilirkişiden hüküm kurmaya ve denetime elverişli rapor alınarak taraflara tebliğ edilmiştir. Dava, limited şirketin ortağının haklı sebeple şirket ortaklığından çıkarılması, mümkün olmaması halinde ise TTK 636/3. maddesi uyarınca haklı sebeplerle şirketin fesih ve tasfiyesi talebine ilişkindir. Limited şirket ortağının, ortaklıktan çıkarılması TTK 640. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan maddenin 3.fıkrasında, şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılmasının istenebileceği belirtilmiştir. Bu yasal düzenlemeye göre, limited şirket ortağının diğer ortak aleyhine haklı sebeple çıkarma davası açması olanaklı değildir. Böyle bir dava ancak şirket tarafından açılabilir....

            Maddesi kapsamında davacı vekiline davayı kimin adına açtığı hususu ve netice i talebini açıklaması hususu istenilmiş; davacı vekilinin davayı şirket yetkilisi ---------- adına açtıklarını, taleplerinin ise hem şirketin fesih ve tasfiyesi hemde ---------- kaydının silinmesine yöneliktir olduğunu beyan etmiş ve beyanı altına imzası alınmıştır.Dava, davacının ortağı ve yetkilisi olduğu dava dışı ---------- Şirketinin fesih ve tasfiyesi ile ----------- sicil kaydının silinmesine karar verilmesi istemine ilişkindir.Limited şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin davada husumet mutlaka feshi istenilen şirkete yönetilmelidir. Yargıtay kökleşmiş içtihatları ve yerleşmiş görüşü de bu yöndedir. Ancak işbu davada davacı davayı şirkete yöneltmek yerine, ----------- Ticaret Sicil Müdürlüğü aleyhine açmıştır....

              Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin ticaret siciline tescil ettirdiği adreste bulunmadığı, adres değişikliğinin de ticaret siciline bildirilmediği, adresinin neresi olduğunun bilinmediği, faaliyetini devam ettirip ettirmediğinin de bilinmedi gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, limited şirketin haklı nedenle fesih ve tasfiyesi istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu`nun 35/4. maddesinde tüzel kişiler yönünden tebligat yapılacak adresin resmi kayıtlarda görünen adres olduğu belirtilmiştir. Anılan Yasa’nın 12. ve 13. maddelerinde ise, tüzel kişilere tebligatın yetkili mümessillerinden birine, bunların tevziat saatinde bulunamamaları halinde orada hazır bulunan memur veya müstahdeme yapılacağı düzenlenmiştir....

                Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir bir diğer çözüme hükmedebilir.'' maddesi bulunmakta olup bahse konu madde birden fazla ortağın mevcut olduğu, limited şirketlerin feshinde uygulama yeri bulmaktadır. Oysa somut olayda davacı, davalı şirketin tek ortağı ve münferiden tek yetkilisi olup kendi iradesi ile şirketin tasfiyesi yoluna gidebileceğinden mahkeme aracılığıyla şirketin feshini istemesinde hukuken bir yararı olmadığı tespit edilmekle açılan davanın hukuki yarar dava şartı yokluğundan reddi gerekmiştir....

                  Bu durumda şirket ortakları arasında ortaklık ilişkisini sürdürme iradesinin ve amacının ortadan kalktığı, şirketin hali hazırda gayri faal olduğunun polis tutanakları ve vergi dairesi tarafından kaydının silinmesi nedeni ile sabit olduğu, şirket sözleşmesinde yazılı olan amaç ve işletme konusunu gerçekleştirmesinin hemen hemen imkânsız hale geldiği,buna göre şirketin haklı nedenlerle feshi koşullarının oluştuğu kanaatine varılmıştır.Kaldı ki fesih koşulları oluşmamış olduğunun kabulü halinde dahi,ortakların tamamının şirketin feshini kabul etmeleri,yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre(Yüksek Yargıtay 11'nci Hukuk Dairesi'nin 19/02/2013 gün ve 2012/3811 esas,2013/2957 karar,17/01/2014 gün ve 2013/11739 esas,2014/1019 karar ve 11/02/1991 gün ve 1991/8908 esas,1991/829 karar sayılı ilamları) fesih ve tasfiyenin kabulü hâlinde haklı sebebin varlığının araştırılmasına ve incelenmesine dahi gerek bulunmaması nedeniyle davalı şirketin fesih ve tasfiyesine ve tasfiye memuru atanmasına karar...

                    UYAP Entegrasyonu