İcra Müdürlüğü'nün 2021/14554 esas sayılı dosyası ile müvekkili hakkında takip başlatıldığını ve müvekkiline ait taşınmazın haczedildiğini, kıymet takdiri raporunun vekil sıfatıyla kendisine 11.02.2022 tarihinde UETS olarak gönderildiğini ve 16.02.2022 tarihinde tebliğ edilmiş sayıldığını, tebligat zarfında sadece bilirkişi kıymet takdiri raporu ihtiva eder şerhi bulunduğunu, daha önceden de farklı dosyalardan kıymet takdiri yapılmış olduğundan kıymet takdirine itirazı düşünmediklerini, ancak kendilerine 103 davetiyesi gönderileceğini bekleyerek haczedilmezlik şikayetinde bulunmayı düşündüklerini, 03.03.2022 tarihinde haczedilmezlik şikayetinde bulundukları takdirde müvekkiline ne verilebileceğini görmek için kıymet takdiri raporu açtığında, raporun en altında rapor bittikten sonra ayrı bir sayfa olarak eklenmiş olan fiili haciz tutanağını gördüğünü, oysa tebliğ zarfına sadece kıymet takdiri raporu bulunduğunun şerh edildiğini, yani haciz tutanağı bilgisinin zarfa şerh düşülmediğini,...
Dolayısıyla borçlu asile yapılan tebliğ ile itiraz ve şikayetler yönünden yasal süre işlemeye başlamaz. Bu itibarla kıymet takdiri raporunun vekil yerine borçlu asile gönderilmesi yasaya aykırıdır. Öte yandan borçlu asile gönderilen kıymet takdiri raporu tebliğ işlemi, 7201 Sayılı Kanun'un 21/1. ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliğinin 30. ve 35. maddeleri hükümlerine uygun yapılmadığı gibi, mahkeme gerekçesinde geçen aynı Mahkeme'nin 2013/471 esas 2014/214 karar sayılı dosyasında görülen kıymet takdiri itiraz davasında, meskeniyet şikayetine konu yapılan taşınmaz ile ilgili yapılmış bir itiraz ve şikayete konu taşınmaza ilişkin haczin öğrenildiği yönünde bilgi bulunmadığı, aksine 23.10.2013 tarihli şikayet konusu olmayan diğer taşınmazlara ilişkin alınan kıymet takdiri raporuna itiraz edildiği anlaşılmıştır. Bu nedenle mahkeme gerekçesi bu yönüyle de doğru bulunmamıştır....
Kendisine kıymet takdiri tebliğ edilmeyen ilgililerin, satış ilanının tebliğinden itibaren yedi günlük sürede kıymet takdirine itiraz etmemeleri halinde, yine bu hususu ihalenin feshi nedeni olarak ileri sürmeleri mümkün değildir. Davacı tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri icra dosyası kapsamında düzenlenen kıymet takdir raporunda incelenmiş ve rapor davacı vekiline 11/10/2020 tarihinde usulüne uygun tebliğ edilmiş olmasına rağmen davacı tarafından kıymet takdirine itiraz edilmediğinden yasanın öngördüğü kıymet takdirine itiraz olanağını kullanmayan davacının kıymet takdirine ilişkin sebeplerle ihalenin feshini talep edemeyeceğinden bu yöndeki istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; söz konusu taşınmaz üzerinde borçlu tarafından müvekkili banka lehine ipotek verildiğini, takibin de ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip olduğunu, ipotek takibinin söz konusu olduğu durumda, borçlunun taşınmazı ipotek ettirmesi durumunda lehine ipotek ettirdiği kişilere değil başkaca hacizli alacaklılara karşı meskeniyet iddiasında bulunabilme hakkı bulunduğunu, bu nedenle haczedilmezlik iddiasının asılsız olduğunu, kıymet takdiri raporunda da belirtildiği gibi söz konusu yerin tarla olduğunu ve üzerinde mesken niteliğinde yapının bulunmadığını, bu halde meskeniyet iddiasında bulunulmasının mümkün olmadığını, kıymet takdirine ilişkin olarak bilirkişi heyetinin tam ve ehil olduğunu, tespit edilen değerin de rayiç bedellere uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Bölge Adliye Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : 1-Kıymet takdirine itiraz yönünden; 02.03.2005 tarih ve 5311 sayılı Kanunun 26. maddesi ile değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 365/1. maddesinde; “İstinaf yoluna başvurma, yasal süre geçtikten sonra yapılır veya istinaf yoluna başvurulmasına olanak bulunmayan bir karara veya vazgeçme nedeniyle itiraz veya şikâyetin reddine yahut süresi geçmiş bir şikâyete ilişkin olursa, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri gereğince istem icra mahkemesince reddedilir” hükmü yer almaktadır....
İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...Meskeniyet şikayeti süreye tabidir. Taşınmazın haciz edildiğinin öğrenildiği tarihten itibaren borçlunun 7 gün içerisinde meskeniyet şikayetinde bulunması gerekir. Aksi halde şikayeti süreden red edilir. Müşahhas hadisede takip dosyasında meskeniyet şikayetinde bulunduğu gayrimenkul ile ilgili kıymet takdiri raporu borçluya 05/09/2022 tarihinde tebliğ edilmiş, işbu dava ise 06/03/2023 tarihinde açılmış olduğundan, süresinde olmayan meskeniyet şikayetinin reddine karar vermek gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Davanın süreden reddine, karar verildiği görülmüştür....
İİK'nun 82/12. maddesi gereğince haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanunun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbi olup, şikayet süresi haczin öğrenildiği tarihten itibaren başlar. Somut olayda; borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazında, 29.06.2015 tarihinde kıymet takdirine yönelik keşif yapılmış olup, kıymet takdir tutanağında; "adres kapalı olduğundan içeriye girilemedi, soruldu, borçlunun çarşıda dükkan işlettiği beyan edildi, çarşıya gidildi saat 13.30’da borçlu alınarak adrese tekrar gelindi adresi açtı bilirkişiyle birlikte girildi, gezildi, notlar alındı" ibaresi yazılı ise de, tutanakta borçlunun imzası olmadığı gibi, imzadan imtina ettiğine dair bir kayıt da mevcut değildir. Asıl olan, borçlunun öğrendiğini bildirdiği tarih olup, bu tarihin aksi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Bu durumda, borçlunun taşınmazına konulan haczi şikayet dilekçesinde beyan ettiği tarihte öğrendiğinin kabulü gerekir....
İcra Müdürlüğü'nün 2019/1967 Esas sayılı dosyasıyla vekil aleyhine, diğer davalı T3 tarafından icra takibinin yapıldığını, işbu icra takibinde vekiline ait Karabağlar ilçesi, 39555 ada, 1 parselde kayıtlı taşınmaz üzerine haciz konduğunu, daha sonra da taşınmazın satış işlemlerine geçildiğini, davacı taraf meskeniyet iddiasını, İİK m. 16/1 gereği, haczi öğrendiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde ileri sürmesi gerektiğini, taşınmaza 08/03/2019 tarihinde haciz şerhi konduğunu, 18/11/2019 tarihinde ise taşınmaza ilişkin kıymet takdiri raporu davacı vekiline tebliğ edildiğini, davacı, 7 günlük yasal süresi içinde meskeniyet iddiasında bulunmadığını, bunun yerine kıymet takdirine itiraz yoluna gittiğini, işbu meskeniyet davasını ise yasal süresi içinde açmadığını, bu nedenle esas hakkında incelemeye girilmeden, davanın usulden reddi gerektiğini, borçlu T5 ile davacı T1 arasında İzmir 8....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın süresinde olmadığını, 103 davetiyesinin davacıya 14/10/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, davacının bu tebliğden sonra değil kıymet takdir raporunun tebliğinden sonra haczedilmezlik şikayetinde bulunduğunu, bu nedenle şikayetin süre yönünden reddi gerektiğini, davacının 103 davetiye tebliğinden sonra yaptığı herhangi bir usulsüz tebligat şikayeti bulunmadığını, tebligatın usule uygun olup olmadığının mahkemece re'sen dikkate alınmasının mümkün olmadığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, meskeniyet iddiasının yanında kıymet takdirine itiraza ilişkindir. Davacılar tarafından yalnızca meskeniyet şikayeti yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur. a)Davacı T1'ın şikayeti yönünden yapılan incelemede; İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. İİK.nun 82/12. maddesinde belirtilen haczedilmezlik şikayetinden yararlanma hakkı sadece takip borçlusuna aittir. Takip dosyasının incelenmesinde, davacı borçlu T2 hakkında yapılan takip nedeniyle, üzerine haciz konulan dava konusu taşınmazın tapuda davacı borçlu T2 adına kayıtlı olduğu, takip dışı davacı T1 tarafından bu taşınmazla ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunulduğu görülmüştür. Şikayetçi T1'ın icra takibinde taraf sıfatı olmadığından, yukarıda anılan yasa maddesi gereğince meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı yoktur....