İhaleye fesat karıştırıldığı iddiası yönünden yapılan inceleme; Şikayetçi vekili, Halim Çavuşoğlu'nun sürdüğü peyin icra memuru tarafından kabul edilmediğini beyan etmiş ise de; icra mahkemesince dinlenen şikayetçi tanığı Halim Çavuşoğlu'nun "...ihalede herhangi bir usulsüzlük olmadı. ...usulsüzlük görseydim kendim ihalenin feshi davası açardım." şeklinde beyanda bulunduğu anlaşıldığından kamera kayıtları getirtilmeden karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Kıymet takdirinin yapıldığı tarih ile ihale tarihi arasında geçen yaklaşık 2 yıllık sürede taşınmazın değerinin arttığı iddiası yönünden inceleme; İİK'nun 128/a-2 maddesinde "Kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemez. Ancak, doğal afetler ve imar durumundaki çok önemli değişiklikler meydana getiren benzer hallerde yeniden kıymet takdiri istenebilir." hükmü yer almaktadır....
ikamet ettikleri mesken olduğunu, müvekkilinin meskeni ve eklentilerinin, haczedilemeyeceğini, Uyap üzerinden yapılan incelemede, İ.İ.K. 103 maddesine uygun davetiye tebliği yapılmadığını, İcra Müdürlüğünce yapılan kıymet takdirine ilişkin, 30.11.2015 tarihli kıymet takdir raporuna itiraz ettiklerini, değerin düşük tespit edildiğini, yeniden kıymet takdiri yapılmasını istediklerini beyanla, taşkın haczin tespiti ile taşkın olan kısımlar üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına iptaline, kötü niyetli taşkın haciz konulmasını sağlayan takip alacaklısının taşkın haciz miktarı üzerinden %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine *meskeniyet nedeniyle haczedilemezlik şikayetinin kabulüne kıymet takdirine esas mahcuz gayrimenkul üzerindeki haczin kaldırılmasına iptaline, kıymet takdir raporuna itirazın kabulü ile yeniden kıymet takdir raporu alınmasına karar verilmesini istemiştir....
İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...Meskeniyet şikayeti süreye tabidir. Taşınmazın haciz edildiğinin öğrenildiği tarihten itibaren borçlunun 7 gün içerisinde meskeniyet şikayetinde bulunması gerekir. Aksi halde şikayeti süreden red edilir. Müşahhas hadisede takip dosyasında meskeniyet şikayetinde bulunduğu gayrimenkul ile ilgili kıymet takdiri raporu borçluya 05/09/2022 tarihinde tebliğ edilmiş, işbu dava ise 06/03/2023 tarihinde açılmış olduğundan, süresinde olmayan meskeniyet şikayetinin reddine karar vermek gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Davanın süreden reddine, karar verildiği görülmüştür....
İcra Müdürlüğünün 2016/11044 esas sayılı takip dosyası ile icra takibine girişildiğini, müvekkile ait “Bursa İli Yıldırım İlçesi Kazımkarabekir Mah. 3101 Ada 4 Parsel zemin kat 1 nolu bağımsız bölüm” üzerine haciz konularak mahcuz malın satışı için taşınmazın kıymet takdiri yapıldığı, kıymet takdir raporunun muhtara tebliğ edildiği ve tebligattan vekil edenin dava tarihi itibari ile haberinin olduğunu beyan ederek, müvekkili adına çıkarılan 103 davetiyesi tebliği ile kıymet takdir raporu tebliğinin usulsüzlüğünün tespiti ile usulsüz tebligatı öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesini, meskeniyet şikayeti ile haczedilemez mal uygulanan haczin kaldırılmasına karar verilmesi talebinin ile kıymet takdirine itirazlarını anlatan nedenlerle davanın kabulü ile tebligatın usulsüz olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmaz üzerindeki ipoteğin ticari kredi nedeniyle verilmiş bir ipotek olup zorunlu olarak konulan ipoteklerden olmadığından meskeniyet iddiasında bulunulamayacağını, her ne kadar meskeniyet iddiası ile dava açılmışsa da açılan davanın da süresinde olmadığını, ayrıca söz konusu taşınmazın aile konutu da olmadığını, kaldı ki davacının ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçildikten sonra ve hatta kıymet takdiri tebliğ edildikten sonra kötü niyetli olarak tapuya 10/03/2020 tarihinde taşınmaz üzerine aile konutu şerhi koydurduğunu, taşınmaz üzerinde eş rızası bulunmadığı yönündeki beyanların da gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, meskeniyet şikayetine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davacının meskeniyet şikayetinde bulunduğu, mahkemece derdestlik sebebiyle şikayetin reddine karar verildiği, davacının karara karşı istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. Davacının İstanbul Anadolu 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2018/655 Esas sayılı dosyasında şikayette bulunduğu, dilekçede "Kıymet Takdirine İtiraz" denilmesine rağmen mahkemece meskeniyet şikayetinin de olduğu değerlendirilerek bu hususta karar verildiği, kararın istinafı üzerine İstanbul BAM 23. HD'nin 2019/1651 E, 2019/1505 K sayılı ilamı ile meskeniyet yönünden yetkisizlik kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın kaldırıldığı, akabinde dosyanın Trabzon 2....
İcra Hukuk Mahkemesince, İİK madde 128/a maddesi hükümleri uyarınca raporun tebliğinden itibaren 7 gün içinde yapılacak kıymet takdirine ilişkin şikayetin mahkememize değil, raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yer olan İstanbul İcra Mahkemelerine yapılması gerektiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İstanbul 3. İcra Hukuk Mahkemesince, somut olayda taşınmaza, İzmir 14. İcra Müdürlüğünün 2020/7204 Esas sayılı dosyada doğrudan 01.09.2020 tarihinde haciz konulduğu ve anılan takip dosyası ile ilgili meskeniyet şikayetini inceleme yetkisinin de haciz işlemini yapan icra dairesinin bağlı olduğu İzmir İcra Hukuk Mahkemelerine ait olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İİK'nın 4. maddesi gereğince, takip hangi icra dairesinden başlamış ise bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler, takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesinde çözümlenir. Bu husus, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir....
Dava konusu taşınmaza, takip dosyasından 18/11/2019 tarihinde haciz konulmuş, dava tarihi itibariyle davacıya 103 davetiyesi henüz tebliğ edilmemiş, davacıya icra dosyasında ilk olarak 09/09/2020 tarihinde kıymet takdir raporu tebliğ edilmiş, sonrasında 13/10/2020 tarihinde kıymet takdir raporu 2.kez tebliğ edilmiş, 2. tebliğ işlemi yapılması hususunda alacaklı vekilinin talebine icra dosyası içerisinde rastlanılamamış, bu konuda 01/10/2020 tarihli müdürlük kararı alınarak işlem yapılmıştır. Her ne kadar davacıya 13/10/2020 tarihinde 2. kez kıymet takdir raporu tebliğ edilmiş ise de, daha önce borçluya kıymet takdir raporu 09/09/2020 tarihinde bizzat kendisine tebliğ edilmiş; borçlu tarafından her hangi bir itirazda bulunulmamıştır. Davacının, kıymet takdir raporunun tebligatının usulsüzlüğüne ilişkin bir şikayeti mevcut değildir....
DAVA TÜRÜ : Meskeniyet İddiası Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Borçlu İcra Mahkemesi'ne başvurusunda, alacaklı tarafından aleyhine ilama dayalı olarak başlatılan takipte, adına kayıtlı taşınmaza haciz konulduğunu, kıymet takdir raporunun 21.05.2015 tarihinde vekiline tebliğ edilmesi üzerine, hacizden haberdar olduğunu belirterek mesken olarak kullanılan taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/04/2021 NUMARASI : 2021/66 ESAS 2021/265 KARAR DAVA KONUSU : Meskeniyet İddiası KARAR : Adana 2.İcra Hukuk Mahkemesi'nin 22.04.2021 tarih ve 2021/66 Esas 2021/265 Karar sayılı kararına karşı istinaf kanun yoluna Davacı vekili tarafından başvurulması üzerine dosya incelendi; DAVA: Davacı Vekili dava dilekçesinde özetle; Alacaklı tarafça müvekkilinin eşi Fadıl Uçar aleyhine Adana 4.İcra Müdürlüğü'nün 2019/16394 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, meskenin haczedilmezliğine ilişkin kuralın, sadece borçluyu değil, eşini ve onunla birlikte yaşayan ailesini de korumaya yönelik bir düzenleme olduğunu, sadece borçlunun değil ailesinin de korunmasının amaçlandığını, söz konusu evden başka müvekkili ve ve ailesinin yaşayabileceği başka bir evin mevcut olmadığını, müvekkili ve eşinin birlikte yaşadıklarını, taşınmaz için tespit edilen bedelin çok fazla olduğunu, kıymet takdirine itiraz ettiklerini beyan ederek meskeniyet şikayetlerinin...