İstanbul 27.İcra Hukuk Mahkemesince satışın durdurulmasına dair karardan vazgeçerek satışın devamına karar verildiğini, bunun üzerine esas icra müdürlüğünce talimat müdürlüğüne yazı yazılarak satışın durdurulması kararının iptal edildiğinin bildirildiğini, 28/07/2022 tarihinde taşınmazın ihalesinin yapıldığını, icra müdürlüğünün mahkemenin satışın durdurulması kararından sonra yeniden satış kararı ve satış işlemlerine başlaması gerekirken, taşınmazın satışına devam edildiğini, satışın durdurulması kararı ile birlikte ihaleye katılacak olanların iradesinin bu sebeple sakatlanmış olduğunu, satışa katılmak isteyenlerin satışın durdurma kararından sonra bu satışa katılmaktan vazgeçmiş olduklarını, icra müdürlüğünce satışın durdurulması kararından sonra satışın devamına karar verilmesi hususunun yeniden ilan edilmesi gerektiğini, ihale tutanağının incelenmesinde belediye tellalı tarafından satışın 3 kez ilan edildiği yönünde bir beyan olmadığını, matbu olarak düzenlenmiş ihale tutanağında...
Tire İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/85 E. sayılı dosyasından verilen şikayet kararının ihale tarihi itibariyle istinafa konu edildiği iddia ve ispat edilmemiştir. Sözkonusu şikayet dosyasından verilen satışın durdurulması tedbir kararı ihale dosyasından ilan edilmediğinden ihaleye katılmak isteyen 3. kişileri etkilemesi düşünülemez. Sadece icra dosyasının taraflarınca bilinmektedir. İhalenin yapıldığı 28/08/2019 tarihi itibariyle satışın durdurulması yönünden bir tedbir kararı bulunmadığından, ihale yapılamasına da engel bir durum yoktur. Dolayısıyla, davacının bu yöndeki fesih sebebi yerinde değildir....
Şti aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı, icra emrinin kesinleştiği ve kıymet takdiri raporu düzenlendiği, borçlunun kıymet takdiri raporun itiraz ettiği, kıymet takdirine itiraz dosyasından yetkisizlik kararı verildiği, yetkili Osmaniye İcra hukuk Mahkemesi'nce kıymet taktir raporu düzenlendiği ancak dosyada satış kararı olmadığı gibi alacaklı tarafça satış talebinde de bulunulmadığı bu haliyle davacı borçlunun satışın durdurulması talebinde bulunmasında hukuki yarar bulunmadığı anlaşıldığından hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemenin kabulü gereken bir davanın reddine karar verdiğini belirterek kararın davacı Şakir Çırçır Şirketi lehine kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
GEREKÇE: Davacı tarafça iş bu davada şikayet yolu ile takibin durdurulması, icranın geri bırakılması ve satışın durdurulması istenmiş, mahkemece tüm talepler yönünden şikayetin reddine karar verilmiş, davacı taraf ise sadece satışın durdurulması talebinin reddi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İcra Mahkemesi kararlarından hangilerine karşı istinaf yoluna başvurabileceği özel hükümlerle ayrıca hangi kararlara karşı istinaf yoluna başvurulamayacağı İİK'nun 363. maddesinde gösterilmiştir. Uyuşmazlık, satışın durdurulması talebine ilişkin şikayet olup, İİK'nun 363. maddesine göre bu şikayetlere ilişkin verilen kararlar kesindir. (emsal karar Yargıtay 12....
Maddeye göre tebliğ çıkarılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkile usulsüz yapılan tebligat esnasında her ne kadar komşuya haber verildiği yazılmış ve komşunun da imzadan imtina ettiğine ilişkin şerh düşülmüş olsa da bu düşülen şerh sonrasında tebliğ memurunun bu durumu da imza altına almasının gerektiğini, öncelikle satışın durdurulması akabinde satışın iptali gerektiğini, bunun yanında taşınmazın konumu, yüz ölçümü, emsal taşınmazların fiyatları ve diğer hususlar göz önünde bulundurulduğunda olması gereken fiyatın kat kat altında bir fiyat takdir edildiğini, bilirkişi raporu alınması gerektiğini, kıymet takdiri raporundaki bedelden daha yüksek bir değere sahip olduğunu, satış öncesinde izayi şuyu davası açılması gerektiğini davanın kabulü ile satışın durdurulması ve iptaline akabinde ihalenin feshine, kıymet takdiri itirazlarının kabulü ile yeniden bilirkişi raporu tanzim edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
GEREKÇE: Başvuru; satışın durdurulması kararının iptali istemine ilişkin şikayet niteliğindedir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tavşanlı İcra Müdürlüğünün 2017/1060 icra atkip dosyasından Kütahya İli Tavşanlı İlçesi 158 Ada 1 Parsel de kayıtlı taşınmaz 03/02/2022 günü açık artırma suretiyle satışa çıkarıldığını, ilgili satışa hazırlık aşamasında hatalı işlemler yapıldığını, öncelikle icra dosyasında yapılan kıymet takdir raporunda idari bina kıymet takdirine konu yapılmamış işken İcra Hukuk Mahkemesi kıymet takdirine itiraz davasında alınan bilirkişi raporunda idari bina da kıymet takdirine konu yapılmış ve o konuda da bir değer tespit edildiğini, hal böyle olunca satılan taşınmazın değerlerinde değişiklikler meydana gelmiş ve daha önce kıymet takdiri yapılmayan idari bina da satış dosyasında ayrı bir değer olarak satılmış olup usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca satış ilanında belirtilen taşınmaz ve taşınırlar aynı satış ilanı içinde gösterilmek suretiyle de hata yapıldığını, menkul ve gayrimenkul satışları ayrı kurallara bağlı olup aynı satış şartnamesi...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; "Usulsüz tebligat şikayeti ile kıymet takdirine yönelik şikayetin yasal 7 günlük süresi içerisinde yapılması gerektiği, her ne kadar satışın iptal edilmiş olması sebebiyle davanın konusuz kaldığı ileri sürülmüş ise de, şikayete konu edilen usulsüz tebliğ işlemi ile kıymet takdiri işlemi yönünden satışın düşmüş olmasının herhangi bir etkisi olmadığı, satış ilanının şikayetçi borçluya 02/01/2020 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu ve satış ilanının tebliği işlemine yönelik usulsüzlük iddiasının da ileri sürülmediği gözetildiğinde, 30/01/2020 tarihinde yasal 7 günlük süresi geçirildikten sonra yapılan şikayetlerin süre aşımı nedeniyle reddine" karar verilmiştir....
Yeniden kıymet takdiri yapılması şikayeti yönünden; Dava dilekçesin yeniden kıymet takdiri işlemi yapılmasına yönelik kıymet takdirine itiraz edilmişse de, 2004 sayılı İİK 128/a maddesinin 2. Cümlesi "şikayet tarihinden itibaren 7 gün içinde gerekli masraf ve ücretin mahkeme veznesine yatırılması halinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılabilir; aksi halde başka bir işleme gerek olmaksızın şikayet kesin olarak reddedilir." hükmünü içermektedir. Somut olayda, 27.11.2020 tarihli tensip tutanağının 7 nolu ara kararı uyarınca/eksik 1.334,90- TL gider avansının yatırılması hususunda şikayet edene 7 günlük kesin süre verildiği ve çıkarılan ihtaratlı davetiyenin tarihinde şikayet eden vekiline 28/12/2020 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen şikayet eden tarafından belirlenen kesin süre içerisinde eksik delil avansının depo edilmediği anlaşılmıştır....
Borçluya 103 davetiyesi 02.03.2015 tarihinde tebliğ edilmiş olup, meskeniyet şikayeti için İİK nun 16. maddesi kapsamında öngörülen yedi günlük şikayet süresi geçirilmiştir. Bu kapsamda meskeniyet şikayetinin süreden reddine dair verilen karar isabetlidir. Satışın durdurulmasına yönelik talep yönünden verilen kararın ise İİK nun 363. maddesi kapsamında istinaf kabiliyeti bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davacının meskeniyet şikayetine ilişkin istinaf taleplerinin HMK 353(1)-b/1 maddesi gereğince esastan reddine, İlk derece mahkemesince satışın durdurulması talebinin reddine ilişkin kısmı yönünden ise, davacının talebinin istinafa tabi olmadığı anlaşılmakla, İİK'nun 363/1 , HMK352 ve HMK 346 maddeleri gereğince istinaf dilekçesinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- Meskeniyet şikayeti yönünden İstanbul 11....