O halde mahkemece, hizmet kusuruna dayanılarak belediye aleyhine açılan bu davada davalı Belediye bakımından dava tefrik edilerek HMK'nın 114 1-b maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından HMK'nın 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde karar verilmesi yerinde görülmemiştir. 2-)Her ne kadar, davacı yolcu olup meydana gelen kazada davacının bir kusuru bulunmadığından tarafların kusur durumu tazminat sorumluluğunda etkili değil ise de; davalı araç sürücüsünün hiç kusurunun bulunmaması durumunda kaza ile davalı Bakanlığın sorumluluğu altında olan aracın işletilmesi arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığının belirlenmesi açısından çelişkiden uzak, açık ve net bir kusur raporunun alınması zorunludur. Dava konusu trafik kazasında, kusur oranlarının tespiti bakımından makine mühendisi bilirkişiden alınan 31.10.2011 tarihli raporda davalı sürücü ...'...
CEVAP: Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın usulden reddinin gerektiğini, kaza ile sakatlık arasındaki illiyet bağının tespit edilmesi gerektiğini, kusur oranlarının tespiti bakımından Adli Tıp Trafik İhtisas Kurumundan rapor alınması gerektiğini, maluliyet oranının Adli Tıp Kurumundan alınması gerektiğini, geçici iş göremezlik talebinin reddi gerektiğini yapılacak tazminat hesabından hatır taşıması ve müterafik kusur değerlendirmesinin yapılarak tazminattan indirim yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. YARGILAMA ve GEREKÇE: Dava konusu kazaya ilişkin Aladağ CBS'nin 2018/... soruşturma sayılı dosyası, tedavi belgeleri, araç kaydı ve hasar dosyası celp edilmiş, davacının sosyal ekonomik durumu araştırılarak, SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığı sorgulanmıştır....
YAZIM TARİHİ: 24/01/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin maliki olduğu ... plakalı araç ile davalı şirketin sigortalısının sevk ve idaresindeki ... plakalı aracın karıştığı kaza sonrası polis memurları tarafından tutulan kaza tespit tutanağında kazaya karışan her iki araç sürücüsünün de yeşil ışıkta geçtiklerini beyan etmesi üzerine kazada kusur tespiti yapılamadığını, 24/07/2020 tarihinde gerçekleşen Arabuluculuk görüşmesinin olumsuz sonuçlandığını beyan ederek, kazadaki kusur oranlarının bilirkişi marifetiyle tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin aracında meydana gelen zararın şimdilik 100 TL'sinin davalıdan tahsil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İlk derece mahkemesinin bu hükmüne karşı davalı T3 vekili özetle; ilk derece mahkemesince usul ve yasaya aykırı karar verildiği, dosya kapsamı bir bütün olarak müvekkil davalı T3 açısından değerlendirildiğinde; kurum tarafından davalılar aleyhine açılan rücu davasında, kusur ve hesap raporu güçlü delil niteliği taşıdığı, yerel mahkeme tarafından verilen kararda tahsili istenen miktarın davalıların meydana gelen ölüm olayındaki kastları ve kusur oranlarının tespiti yapılmadan ve her bir davalı açısından rücu edilecek meblağ açık ve kesin olarak belirlenmeden tespiti yapıldığı, dolayısıyla verilen karar açıkça kanuna aykırı olduğu gerekçeleri ile yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Dava, suç teşkil eden eylem nedeniyle sigortalının yakınlarına kurumca bağlanan 68.185,40 TL peşin sermaye değerli gelirin ve yapılan cenaze gideri 489,00 TL olmak üzere toplam 68.674,40 TL harcamadan, kurum zararının 30.000,00 TL'sinin tahsiline ilişkindir....
Toplanan delillere göre, davalının sigortalısının karıştığı trafik kazasında davacıya ait trafonun hasar gördüğü, bilirkişi tarafından tarafların kusurlu hareketlerinin ve kusur oranlarının belirlendiği, mahkememizce de belirlenen kusur oranlarının oluşa uygun olduğunun değerlendirildiği ve davalının sigortalısının %75 oranında kusurlu olduğu, elekrik trafosunda meydana gelen zararın bilirkişi tarafından belirlendiği ve davacının hurda tenzili ve sair itirazlarının yerinde olmadığı değerlendirilerek TBK'nun 49. ve 54. maddeleri uyarınca kusurlu yanca zararın tazmininin gerektiği, bu hali ile davalının ZMMS poliçesi kapsamında işletenle birlikte poliçe limitlerinde zarardan sorumlu olduğu ve davacının davasının sübut bulduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümlerinin, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçların ayrıntılı olarak irdelenmesi, kusur aidiyet ve oranlarının gerekçeleriyle birlikte ortaya konulması gerekir....
İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümlerinin, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçların ayrıntılı olarak irdelenmesi, kusur aidiyet ve oranlarının gerekçeleriyle birlikte ortaya konulması gerekir....
İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar, ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır. Somut davada, yukarıda belirtilen esaslar dahilinde araç işletenin kusursuz sorumluluğunun bulunmaması karşısında, mevcut dosya içinde öncelikle kazaya konu aracı işletenin kim olduğu tam olarak araştırılmadan ve araç işletene izafe edilen kusur oranlarının kendi kusuru mu yoksa olaya etki eden kusur mu olduğu tartışılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Bu sebeplerle, belirtilen esaslar gözetilerek usulüne uygun bir kusur raporu alınmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece; bu hususlar dikkate alınmadan hüküm kurulması isabetsizdir. O hâlde, davacı Kurum ve davalı ... ......
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Davalının tam kusurlu olduğunu, inceleme raporunda belirlenen kusur ile aldırılan kusur raporundaki kusur oranlarının birbiri ile çeliştiğini, çelişkiyi giderecek şekilde yeniden kusur raporu aldırılmaksızın hüküm kurulmasının yerinde olmadığını, aldırılan kusur raporunda kusur oranlarının usulüne uygun belirlenmediğini, kaçınılmazlık bulunmadığını, sürekli iş göremezlik tarihinin tespit tarihinde ve gelir başlangıç tarihinde 60 yaşını tamamlamış olması, maluliyet oranının %60'ın altında olması nedeniyle bağlanan gelirlen yönünden taleplerinin reddinin yerinde olmadığını, kurum aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin yerinde olmadığını belirterek istinaf talebinde bulunmuştur....
trafik kurallarının değerlendirilmesi sonucu sigortalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğu, kusur oranının %75 olabileceği, davacının ise tali kusurlu olup, kusur oranının %25 olabileceği kanaatine varıldığı belirtilerek kusur oranlarının belirlenmesi yoluna gidilmiştir....