Yukarıda ayrıntılı olarak belirtildiği üzere, dava dışı sigortalı ile davalı işverenin kusur durumlarının tespiti için alınan bilirkişi raporunun ehil ve konusunda uzman bilirkişiler tarafından tanzim edildiği, bilirkişiler tarafından tanzim edilen kusur durumunun tespitine ilişkin raporun kapsamlı, gerekçeli ve denetime elverişli olduğu gibi dosya kapsamına, delil durumuna ve somut olayın meydana geliş şekline de uygun olduğu, taraflara izafe edilen kusur oranlarının tarafların somut olaydaki yükümlülükleri ile de örtüştüğü ve kusur oranlarının hakkaniyete uygun olarak tasnif edildiği, bilirkişi raporunun tarafların görev ve sorumlulukları ile kusur oranlarının belirlenmesi açısından da dosya kapsamı ile örtüştüğü anlaşılmaktadır....
Mahkemece, dava konusu trafik kazasında hasarlanan kaskolu araçtaki gerçek zarar miktarının tespiti ile yine kazadaki taraf kusur oranlarının belirlenmesi bakımından, .....gibi kurum veya kuruluşlardan seçilecek hasar konularında uzman bilirkişi(makina mühendisi) veya bilirkişi kurulundan, tüm dosya kapsamına göre; tarafların kazadaki kusur oranları ve hasar bedelinin tespiti konusunda rapor alınması gerekirken, konusunda uzman olmayan hukukçu bilirkişiden alınan rapora dayanılarak, eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. Kabule göre ise; davacı tarafından talep edilen tazminat miktarı likit (muayyen, belirli) olmayıp gerçek zarar miktarının tespiti yargılama yapılmasını, bilirkişi incelemesi yaptırılmasını gerektirmektedir. Bu nedenle, davacı tarafın şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gibi davalı aleyhinde icra inkar tazminatına karar verilmesi de doğru değildir....
Yukarıda yapılan açıklamalara göre, mahkemece bozma ilamından sonra alınan bilirkişi kusur raporununun oluşa uygun olmasına ve bu raporda kusur dağılımının kazalı %25, davalı ... %25 ve davacı TTK %50 belirlenmesine karşın mahkemece yukarıda açıklandığı gibi hatalı değerlendirme yapılarak kusur oranlarının kazalı %15, davalı ... %15, davacı TTK %50, kaçınılmazlık: %20 şeklinde dikkate alınması hatalı olmuştur. Yapılacak iş, kazalı işçinin kusurunun da dahil olduğu toplam %100 kusurun içinde eldeki davanın davalısı olan Turgay'ın kusuru %25 olduğuna göre, kazalının %25 kusuru dışlandığında kalan %75 kusurun içinde davalı ...'a isabet eden kusur oranının %33,33 olduğunu, diğer bir deyişle, müteselsil borçlular arasındaki iç ilişkide davalı ...'...
Bunlar yanında aynı iş kazası olayına ilişkin Kurum alacaklarının tahsili istemine ilişkin rücuan tazminat dava dosyasının Dairemizin 09.06.2020 tarih ve 2019/1884 Esas, 2020/2972 Karar sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği, rücu dava dosyasında itibar edilen kusur oranlarının kazalı %10, davalı ... %75, davalı şantiye şefi ... Yüce %15 şeklinde olduğu dosya kapsamından anlaşılan diğer hususlardır. İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır....
Mahkemece, davalıların kusurlarının tespiti yönünden rapor alınmış; bilirkişinin, tapuda yapılan resmi satışın tapu siciline işlenmemesinden yararlanarak mükerrer satış yapan muris ...’un kast derecesindeki haksız fiilin sonuçlarından sorumlu olduğu yönündeki tespiti gerekçe gösterilerek anılan davalının mirasçıları yönünden zararın rücuen tahsiline karar verilmiş, raporda ihmal düzeyinde kusuru bulunduğu belirlenen diğer davalılar yönünden gerekçe gösterilmeksizin kusur ve sorumluluklarının olmadığına karar verilmiştir. Hükme esas alındığı belirtilen kusur raporunda, her davalı yönünden ayrı ayrı kusur oranları ile sorumlu oldukları zarar miktarının belirlenmediği ve bu anlamda alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmaktadır....
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekilinin, oluşa, kusur durumuna, Kaza Tespit Tutanağını ve Adli Tıp Kurumu raporunda belirtilen kusur oranlarının oluşa uygun olmadığına, raporlardaki kusur oranlarının yasal mevzuata aykırı olarak belirlendiğine, hükmün usul ve kanuna aykırı olduğuna ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 28.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
A.Ş.’nin kusurlarının bulunmadığının belirtildiği anlaşılmaktadır ... kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında davacının kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır. Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan 14.12.2010 tarihli kusur raporu ile aynı olay nedeniyle düzenlenen 23.08.2010 tarihli kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmesi hatalıdır....
A.Ş.’nin kusurlarının bulunmadığının belirtildiği anlaşılmaktadır ... kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında davacının kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır. Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan 14.12.2010 tarihli kusur raporu ile aynı olay nedeniyle düzenlenen 23.08.2010 tarihli kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmesi hatalıdır....
Dava konusu olaydan sonra araçların olay yerinde bulunmaması nedeniyle kaza yeri terk tutanağı düzenlenmiş, tarafların kusur oranları belirlenmemiş, mahkemece bu hususta herhangi bir inceleme yapılmamış, aktüerya uzmanı bilirkişi raporunda delil tespiti dosyasında alınan raporu esas alarak hesaplama yapmıştır. Davalı ... delil tespiti dosyasına itiraz ettiği gibi yargılama aşamasında da kusur oranlarının belirlenmesini talep etmiştir. 6100 Sayılı HMK.’nun 266. (1086 Sayılı HUMK.’nun 275.) ve takip eden maddeleri uyarınca, mahkemece, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşü alınarak karar verilmelidir. Sonucu açık ve belli durumlar ayrık olmak üzere, trafik kazalarında kusur oranının belirlenmesi uzman bilirkişi aracılığıyla yapılmalıdır....
Hukuk Mahkemesi ise ceza yargılamasında inceleme yapan bilirkişi kurulundan kusur raporu almıştır. Ceza yargılaması sırasında, davalı tarafından bilirkişi raporuna itiraz edilmiştir. Hukuk Mahkemesi, Ceza Mahkemesinde kesinleşen maddi olgu ile bağlı ise de, maddi olguya göre belirlenen kusur oranı hukuk hakimi için bağlayıcı değildir. Gerektiğinde zabıt mümzilerinin katılımıyla yeniden keşif yapılarak savunma delillerinin toplanması, davacı motosiklet sürücüsünün fren izi ile hızı da gözönünde bulundurularak üniversitelerin konusunda uzman trafik kürsüsünden seçilecek bilirkişiden rapor alınarak kusur oranlarının tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir. 2-Davacıya ait hasar gören araç 1968 model olup, yani olay tarihinde 34 yaşındadır. Hasar tespiti olaydan 16 ay sonra kaporta ustası vasıtası ile yapılmış ve raporu hükme esas alınmıştır....