Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu yasal düzelemedende anlaşılacağı gibi davacının tespitine karar verilen hizmet süresine ilişkin primleri ödemekle işveren yükümlü olup tahsilatta davalı Kurumun görevi olduğundan ve davacıya düşen yasal bir sorumluluk bulunmadığından pirimlerin henüz işverenden tahsil edilmemiş olması davalı Kurumun mahkeme kararını infaz etmesine engel olmayıp işverenden pirim tahsilatı kararın infazından ayrı bir işlem olup karar infaz edildikten sonra da pirimlerin tahsili mümkündür. Öte yandan davalı Kurumun kesinleşen mahkeme kararı eline geçmesine ve gereğinin yerine getirilmesi için 26.10.2001 tarihinde yazışmalara başlamasına rağmen, davacının noksanlığı tespit edilen hizmetinin kurum kayıtlarına işlenmediği uyuşmazlık konusu değildir. Davalı kurumun 5 yılı aşkın bir süredir kesinleşen mahkeme kararının gereğinin yerine getirmemesinin giderek bir yazışma dışında hiçbir işlem yapmamasının bir hata ya da ihmal olarak kabul edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır....

    DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat) DAVA TARİHİ : KARAR TARİHİ : GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : KARARIN MAHİYETİ : KISMEN KABUL, KISMEN RED Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin Konya ....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Taraflar arasındaki rücuen tazminat istemine ilişkin davada Bursa 4. Sulh Hukuk ile Bursa 6. İş Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, işçilik hakları nedeniyle işveren tarafından yapılan ödemenin diğer alt işverenden rücuen tahsili istemine ilişkindir. Bursa 4. Sulh Hukuk Mahkemesince işverenlerin birlikte sorumlu olmaları nedeniyle birisinin yaptığı ödemenin diğerinden rücuen tahsiline ilişkin davanın İş Kanunu hükümlerine göre İş Mahkemesinde görülmesi gerektiği belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Bursa 6....

        Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun 26.maddesindeki halefiyet ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı; hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi zarar (Tavan) miktarı ile sınırlı iken, Anayasa Mahkemesi’nin, 21.03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 23.11.2006 gün ve E:2003/10, K:2006/106 sayılı kararı ile 26.maddedeki “…sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere…” bölümünün Anayasaya aykırılık nedeniyle iptali sonrasında, Kurumun rücu hakkının, yasadan doğan kendine özgü ve sigortalı, ya da, hak sahiplerinin hakkından bağımsız basit rücu hakkına dönüşmüş olması karşısında, davalı işverenin gelirler yönünden tazmin sorumluluğunun ilk peşin sermaye değerli gelir üzerinden belirlenmesi yönündeki mahkeme yaklaşımı yerinde bulunmakta ise de; ilk peşin değerli gelir miktarına sosyal yardım zammı dahil edilmeyerek eksik rücu alacağına hükmedilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma...

          Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun 26. maddesindeki halefiyet ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı; hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi zarar (Tavan) miktarı ile sınırlı iken, Anayasa Mahkemesi’nin, ....03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 23.....2006 gün ve E:2003/..., K:2006/106 sayılı kararı ile 26.maddedeki “…sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere…” bölümünün Anayasaya aykırılık nedeniyle iptali sonrasında, Kurumun rücu hakkının, yasadan doğan kendine özgü ve sigortalı, ya da, hak sahiplerinin hakkından bağımsız basit rücu hakkına dönüşmüş olması karşısında, davalı işverenin gelirler yönünden tazmin sorumluluğunun ilk peşin sermaye değerli gelir üzerinden belirlenmesi yönündeki mahkeme yaklaşımı yerinde bulunmakta ise de; ilk peşin değerli gelir miktarına sosyal yardım zammı dahil edilmeyerek eksik rücu alacağına hükmedilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma...

            Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun 26.maddesindeki halefiyet ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı; hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi zarar (Tavan) miktarı ile sınırlı iken, Anayasa Mahkemesi’nin, ....03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 23.....2006 gün ve E:2003/..., K:2006/106 sayılı kararı ile 26.maddedeki “…sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere…” bölümünün Anayasaya aykırılık nedeniyle iptali sonrasında, Kurumun rücu hakkının, yasadan doğan kendine özgü ve sigortalı, ya da, hak sahiplerinin hakkından bağımsız basit rücu hakkına dönüşmüş olması karşısında, davalı işverenin gelirler yönünden tazmin sorumluluğunun ilk peşin sermaye değerli gelir üzerinden belirlenmesi yönündeki mahkeme yaklaşımı yerinde bulunmakta ise de; ilk peşin değerli gelir miktarına sosyal yardım zammı dahil edilmeyerek eksik rücu alacağına hükmedilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma...

              Sigortalı veya hak sahibinin işverenden isteyebileceği miktarın belirlenmesi için bir gerçek zarar hesabının yapılması zorunludur. Gerçek zarar hesabının, tazminat hukukuna ilişkin genel ilkeler doğrultusunda yapılması kaçınılmazdır....

              Sigortalı veya hak sahibinin işverenden isteyebileceği miktarın belirlenmesi için bir gerçek zarar hesabının yapılması zorunludur. Gerçek zarar hesabının, tazminat hukukuna ilişkin genel ilkeler doğrultusunda yapılması kaçınılmazdır....

              Sigortalı veya hak sahibinin işverenden isteyebileceği miktarın belirlenmesi için bir gerçek zarar hesabının yapılması zorunludur. Gerçek zarar hesabının, tazminat hukukuna ilişkin genel ilkeler doğrultusunda yapılması kaçınılmazdır....

              Sigortalı veya hak sahibinin işverenden isteyebileceği miktarın belirlenmesi için bir gerçek zarar hesabının yapılması zorunludur. Gerçek zarar hesabının, tazminat hukukuna ilişkin genel ilkeler doğrultusunda yapılması kaçınılmazdır....

              UYAP Entegrasyonu