"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde istemin henüz usulüne uygun olarak düzenlenmiş ödeme emri olmaması gerekçesiyle dava şartı bulunmadığından bahisle, davanın usulden reddine, karar vermiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1- Her ne kadar dava ödeme emrinin iptali istemi ile açılmışsa da; dava dilekçesine ekli ve iptali istenen kurum işleminin yersiz ödenen aylıkların istirdatına ilişkin olan borç bildirim belgesi olduğu, buna göre eldeki davanın kurum işleminin iptali ile menfi tespit istemli olduğu anlaşılmaktadır....
Aksi kurum işleminin iptali,yurt dışında Türk Vatandaşlığı döneminde geçen borçlanmaya esas sürelerin 3201 sayılı Yasa uyarınca borçlanabileceğinin tespitine yönelik davacı isteminin, Dairemizin 27.06.2013 günlü borçlanmanın gereğine dair uyulan bozma kararı kapsamında yapılan kısmi borçlanma işlemi nedeniyle,konusuz kalan davacı istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de; yargılama sırasında yapılan borçlanma işleminin, Dairemizin anılan bozma kararı kapsamında ve bozmanın gereğinin yerine getirilmesi amacıyla yapılmış olması, giderek, bu yöndeki uyuşmazlığın halen kurumca sürdürülüyor olması nedeniyle konusuz kaldığından bahsetmek mümkün değildir.Şu halde, anılan davacı istemlerinin de kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Mahkemenin 27.09.2021 tarihli 2011/889 Esas 2021/660 Karar sayılı kararı ile davanın davalılardan ... yönünden husumet yokluğundan reddine, Kurum tarafından yersiz ödemenin iadesi istemi ile açılan davanın kabulüne, sigortalı ... tarafından Kurum işleminin iptali istemi ile açılan davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur. 2....
Mahkemece, aksi kurum işleminin iptaliyle 01.12.2012 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitiyle davanın kabulüne karar verildiği halde, dava ve uyuşmazlığa konu yapılan, birikmiş aylıkların yasal faiziyle birlikte tahsiline ilişkin davacı istemi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11.09.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kurum işleminin iptali istemi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 21.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İş Mahkemesi Dava, davacı şirketin asgari ücret desteğinden yararlandırılmamasına ilişkin Kurum işleminin ve tahakkuk ettirilen prim ve gecikme zammının iptali, ödenen prim ve gecikme cezasının yasal faizi ile tahsili istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
Taraflar arasındaki Kurum işleminin iptali istemi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı Kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI Davacının davasının kısmen kabulüne ilişkin mahkeme hükmü yerinde bulunmakla birlikte, davalı Kurum vekili için avukatlık ücretine hükmedilmesi gereğinden hareketle istinaf istemi bu yönden yerinde bulunarak mahkeme hükmü kaldırılmış, esasa ilişkin aynı hüküm kurulduktan sonara davalı Kuruma vekalet ücreti verilmesi yönünde hüküm kurulmak suretiyle, davalılar vekillerinin diğer istinaf istemlerinin reddine karar verilmiştir. IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ: Davalı vakıf vekili; Kurum işleminin yerinde olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir. Davalı Kurum vekili, kurum işleminin yerinde olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir....
Somut olayda mahkemece; her ne kadar anılan gerekçeler ile davanın reddine karar verilmişse de; davacı vekili kendisine verilen iki haftalık kesin süre içerisinde davanın Kurum işleminin iptali olarak devam etmesini ve hizmet tespiti davasının tefrik edilmesini istediklerinin bildirmiştir. Davacının iptal edilen hizmetlerinin tespitine ilişkin istemi ise davanın temelini oluşturmaktadır ki söz konusu hizmetin fiili çalışmaya dayandığı ispat edildiğinde Kurum işleminin de iptali gerekecektir. 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği gereği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir....
I-İSTEM: Davacı vekili; 5434 sayılı Yasa kapsamında bağlanan emekli aylığının iptali ile münhasıran vakıf hizmetlerine göre yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini talep etmiştir. II-CEVAP: Davalı vakıf vekili; Kurum işleminin yerinde olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı Kurum vekili, kurum işleminin yerinde olduğunu belirtmiştir. III-MAHKEME KARARI: A-İLK DERECE MAHKEME KARARI Davanın kabulü ile, “Davalı SGK tarafından davacıya 15.04.2008 tarihinden itibaren bağlanmış olan emekli aylık işleminin iptali ile hizmet birleştirmesi uygulanmaksızın müstakilen Mülga 506 sayılı yasanın geçici 20.maddesine tabi 7201 gün vakıf hizmeti üzerinden Mülga 506 sayılı yasanın 4759 sayılı kanunun 3.maddesi ile değişik geçici 81.maddesi B/(d) alt bendine göre 01.04.2008 tarihinden itibaren davalı vakıf tarafından yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine,” şeklinde karar verilmiştir....