WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, Kurum tutanağının iptali ile davacının oğlu ...'nın kendisinin işçisi olmadığının tespiti ve aksi Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 5510 sayılı Kanun'un 59 ve 100 üncü maddesi hükümleridir. 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI....

    Davacı tarafından her ne kadar meskeniyet şikayetinde bulunmuş ise de ;dava konusu taşınmazın üzerinde Ziraat Bankası lehine ipotek verildiği ve ipoteğin konut kredisinden kaynaklı ise de ;haciz tarihinde konut kredi borcunun ödenmediği ve "kullanmış ve kullanacağım her türlü krediye "istinaden ipotek verildiği belirlendiğinden her ne kadar konut kredisi zorunlu ipotek olarak değerlendirilirse de ipoteğin yalnızca konut kredisine özgülenmediği ve zorunlu ipotek olmadığı anlaşılmakla taşınmaz üzerinde iradi ipotek konulması durumunda meskeniyet iddiasında bulunamayacağı davacının meskeniyet şikayetinden vazgeçmiş sayılacağı anlaşılmakla, davanın reddine " karar verilmiştir....

    İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/523 Esas sayılı dosyasında 09/11/2020 tarihinde meskeniyet ve kıymet takdirine itiraz davası açtığı, yapılan yargılama sonunda, meskeniyet iddiasına yönelik şikayetin süre yönünden reddine, kıymet takdirine yönelik şikayetin reddine karar verildiği, kararın 22/06/2021 tarihinde kesinleştiği, meskeniyet iddiasına ilişkin davanın kesinleşmeden sonra 31/08/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmakla, HMK'nın 114/1- i ve HMK'nın 115. maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

    İcra Müdürlüğü 2020/49 Esas numaralı dosya ile takip başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini, davacının meskeniyet iddiasının hakkın kötüye kullanımı olduğunu, davacının ekonomik ve sosyal şartları dikkate alındığında hacze konu evin borçlunun ihtiyacından fazla değere sahip olduğunu bu sebeple haline münasip ev olarak değerlendilemeyeceğini, davacının meskeniyet iddiasının kabul edilmesi halinde taşınmazın bedelinden haline münasip bir yer alınabilecek miktarı borçluya bırakılmak üzere satışının yapılıp kalan miktarının alacaklı müvekkiline verilmesi gerektiğini belirtmiş, ayrıca dava konusu taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde taşınmaz üzerinde Ziraat Bankasının 27.05.2015 tarihli 200.000,00 TL bedelli ipoteğinin bulunduğunu, ipotekli gayrimenkul için meskeniyet iddiası ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu ipoteklerden olması veya haciz tarihi itibariyle ipotek borcunun ödenmiş olması halinde mümkün olabileceğini aksi durumda meskeniyet iddiasında bulunulamayacağını...

    CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmaz üzerindeki ipoteğin ticari kredi nedeniyle verilmiş bir ipotek olup zorunlu olarak konulan ipoteklerden olmadığından meskeniyet iddiasında bulunulamayacağını, her ne kadar meskeniyet iddiası ile dava açılmışsa da açılan davanın da süresinde olmadığını, ayrıca söz konusu taşınmazın aile konutu da olmadığını, kaldı ki davacının ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçildikten sonra ve hatta kıymet takdiri tebliğ edildikten sonra kötü niyetli olarak tapuya 10/03/2020 tarihinde taşınmaz üzerine aile konutu şerhi koydurduğunu, taşınmaz üzerinde eş rızası bulunmadığı yönündeki beyanların da gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

    Mahkemece;"Meskeniyet şikayetinin reddine,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır. Karara karşı davacı istinaf başvurusunda bulunarak; Maliki olduğu haciz konulan taşınmazdan haşka hiçbir taşınmazının bulunmadığını, bu taşınmazın da haline münasip bir daire olduğunu, mahkemece sadece çekmiş olduğu yıllık ödemeli zirai kredi dolayısıyla taşınmaz üzerinde ipotek bulunmasından dolayı delil ve beyanlarının dikkate alınmadan ve yeterli inceleme yapılmadan davanın reddine karar verildiğini, ancak Yargıtay kararlarında da taşınmaz üzerinde ipotek bulunmasının meskeniyet iddiası ile dava açılmasına ve davanın kabul edilmesine engel teşkil etmediğini belirterek kararın kaldırılmasına, davanın ve taleplerinin kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık; Meskeniyet şikayetine ilişkindir....

    ya 22.12.2020 tarihinde 103 davet kağıdının tebliğ edildiği, borçlunun 10.02.2021 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu, şikayetinde 103 davet kağıdı tebligatının usulsüz olduğunun ileri sürülmediği anlaşılmıştır. Meskeniyet şikayetinin 7 günlük yasal süresinde yapılıp yapılmadığı kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun re'sen gözetilmesi gerektiği dikkate alındığında, borçlunun meskeniyet şikayeti, İİK'nın 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonradır. Bu haliyle davacı borçlu ... yönünden mahkemece, istemin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi isabetli olup davacının bu yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Davacı ... yönünden yapılan istinaf incelemesinde; meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı yerleşik Yargıtay içtihatlarında da açıklandığı üzere, sadece borçlu malike ait olduğundan, takipte borçlu sıfatı taşımayan, tapuda lehine aile konutu şerhi verilmiş olsa dahi 3. kişinin haczin kaldırılmasını istemesi mümkün değildir....

      Öte yandan, tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiası "şikayet" niteliğinde olmakla, İİK'nun 16/l. maddesi gereğince yedi günlük süreye tâbi olup, süresinde ileri sürülmediği takdirde mahkemece re'sen nazara alınamaz. Somut olayda, borçlu ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine sunduğu dilekçede, kıymet takdiri ya da satış ilanı tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiada bulunmadığı halde, mahkemece, bu hususun re'sen dikkate alınması yerinde değildir. Kaldı ki, borçlu adına çıkarılan satış ilanına ilişkin tebligat usulsüz dahi olsa, borçlunun satış işleminin iptali talebi ile icra müdürlüğüne başvurduğu 12/06/2015 tarihi itibariyle satışa muttali olduğunun kabulü gerekir. Somut olayda; şikayetçi borçluya kıymet takdir raporunun 25/09/2014 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine, borçlunun süresinde (yani 02/10/2014 tarihinde) kıymet takdirine itiraz ile birlikte meskeniyet şikayetinde bulunduğu,... 3....

        Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Meskeniyet şikayetinde bulunulan, İstanbul İli, ... İlçesi 8300 Ada, 3 Parsel, C blok, 4. Kat, 18 nolu bağımsız bölüm üzerinde Yapı Kredi Bankası AŞ. lehine 9.12.2015 tarihli ipotek kaydının bulunduğu, ipotek senedinde ".... Yapı Kredi Bankası A.Ş.'...

          Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından açılan davayı kabul etmediklerini, davacının icra takibini sürüncemede bırakmak adına meskeniyet iddiası ile haczedilmezlik şikayetinde bulunduğunu, meskeniyet itirazı için yeterince delil sunmadığını, davaya konu taşınmazların arsa niteliğinde olduğunu, ayrıca borçlu-davacının ekonomik durumunun iyi olması ve bakmakla yükümlü sadece eşinin olması nedeniyle de davanın reddedilmesi gerektiğini belirterek, davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir....

          UYAP Entegrasyonu