İcra Müdürlüğü'nün 2017/7952 Esas sayılı dosyasında yaptığı meskeniyet şikayetinin halen istinaf incelemesinde olduğunu, buradan bu şikayetin süresinde olduğunun anlaşıldığını, davaya konu dosyada ise haczin 09/09/2016 tarihinde konulduğunu, bu hacze yönelik olarak tasarrufun iptali dosyasına beyanda bulunmuş iseler de 22/02/2018 tarihli bu beyanlarının, tasarrufun iptali dosyasına konu hacizden önce olduğuna ve tasarrufun iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmadığına yönelik olduğunu, davacının o tarihte 09/09/2016 tarihli haczin durumu, düşüp düşmediği, yenilenip yenilenmediği hakkında bilgisi bulunmadığını, davacının hacizden 21/12/2018 tarihinde 103 davetiyesinin tebliği ile haberdar olduğunu ve süresinde şikayette bulunduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava, İİK’ nun 82/12. maddesine dayalı haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetine ilişkindir....
Şikayet konusu haciz işlemi, şikayette bulunana tebliğ edilmiş ise süre tebliğ tarihinden, eğer haciz işlemi tebliğ edilmemişse haciz işleminin öğrenilmesinden itibaren başlar. Bu tarihin aksi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Meskeniyet şikayetinin 7 günlük yasal süresinde yapılıp yapılmadığı kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun re’sen gözetilmesi gerekir. (Yargıtay 12. HD 2016/5376 Esas 2016/24731 Karar sayılı ilamı) Somut olayda şikayete konu taşınmaza haciz konulması işleminin 19.10.2020 tarihinde öğrenildiğinin beyan edildiği, bu tarihten itibaren yedi gün içinde şikayette bulunulması gerekirken hak düşürücü süre geçtikten sonra 25.10.2021 tarihinde dava açıldığı anlaşılmakla süre aşımı nedeniyle şikayetin reddine " karar verilmiştir....
Başvuru, İİK.nın 106- 110. maddeleri gereğince geçerli bir haciz bulunmadığından haczin kaldırılması ve satış işleminin iptali ile meskeniyet şikayetine ilişkindir; Şikayetçinin İİK.nın 106- 110. maddelerine dayalı başvurusunun incelenmesinde; İcra İflas Kanununun "paraya çevirme" başlığını taşıyan 106 ve devamı maddelerinde taşınır ve taşınmaz malların satış usulü düzenlenmiştir. Şikayete konu haciz tarihi itibari ile yürürlükte bulunan İİK.nın 106. maddesine göre, alacaklı, haczolunan mal taşınır ise hacizden itibaren bir yıl, taşınmaz ise hacizden itibaren iki yıl içinde satılmasını isteyebilir. Aynı kanunun 110. maddesinde ise; “Bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya talep geri alınıp da, bu müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar” hükmü yer almaktadır. Dairemizce yapılan değerlendirmede; (Kapatılan) Kayseri 3....
nin 15.12.2004 tarihinde vefat ettiğini, müvekkilinin yetim aylığına hak kazandıktan iki yıl sonra evlendiğini 2008 yılında boşandığını, anlaşmalı boşanma iddiası ile Kurum tarafından bağlanan yetim aylığının kesildiğini, boşanmanın anlaşmalı olmadığı belirterek, yetim aylığının kesilmesi işleminin iptali ile kesilen yetim aylığının tekrar bağlanmasını, müvekkilinden tahsil edilen 24.800,00 TL'nin yasal faizi ile tahsilini, 2011 yılının 7 nci ayından itibaren ödenmeyen yetim aylıklarından şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL'sinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesini talep etmiştir....
İlk derece mahkemesi kararına karşı davalı alacaklı vekili yasal süresinde istinaf kanun yoluna başvurusunda, cevap dilekçesini tekrarla, Mahkemenin dava dilekçesini zamanında taraflarına tebliğe çıkarmadığını, davaya cevap dilekçesinde bahsedilen itirazları değerlendirilmeden usul ekonomisine aykırı olarak keşif kararı verildiğini, süresinde meskeniyet iddiası yapılmadığından davanın süre yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının ipotek vermesi nedeniyle meskeniyet iddiasından vazgeçmiş sayıldığı gerçeğinin göz ardı edildiğini belirterek istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Uşak 3....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İİK 82/12. maddesine dayalı meskeniyet şikayetinin haczedilmezlik şikayeti olduğunu borçlu hakkında başlattıkları takibin ipoteğin para çevrilmesi yoluyla takip olduğunu bu nedele bu takip yolunda haciz aşaması olmadığından şikayetin reddini savunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece yapılan yargılama sonunda;" Erzurum 3. İcra Müdürlüğü'nün 2019/8033 Esas sayılı takip dosyası celp edilmiştir. Dosyanın incelenmesinden ; alacaklı Türkiye Halkbankası A.Ş. tarafından borçlu T1 aleyhine Ipotegin paraya çevrilmesi yolu ile ilamli icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır. İİK. nun 82/12. maddesine dayalı olarak yapılacak meskeniyet iddiası, haczedilmezlik şikayetidir....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İİK 82/12. maddesine dayalı meskeniyet şikayetinin haczedilmezlik şikayeti olduğunu borçlu hakkında başlattıkları takibin ipoteğin para çevrilmesi yoluyla takip olduğunu bu nedele bu takip yolunda haciz aşaması olmadığından şikayetin reddini savunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece yapılan yargılama sonunda;" Erzurum 3. İcra Müdürlüğü'nün 2019/8033 Esas sayılı takip dosyası celp edilmiştir. Dosyanın incelenmesinden ; alacaklı Türkiye Halkbankası A.Ş. tarafından borçlu T1 aleyhine Ipotegin paraya çevrilmesi yolu ile ilamli icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır. İİK. nun 82/12. maddesine dayalı olarak yapılacak meskeniyet iddiası, haczedilmezlik şikayetidir....
Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Söz konusu ipoteğin, 3. kişi lehine ya da borçlunun kullandığı/kullanacağı her türlü kredinin teminatı olarak tesis edilmesi halinde ipoteğin zirai tarım kredi sözleşmesinden kaynaklanmasının sonuca etkisi bulunmamaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Uyuşmazlık; meskeniyet iddiası ile ilgili haczedilmezlik şikayeti niteliğindedir. İİK'nın 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi gereğince, borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. İcra mahkemesince, borçlunun haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise İİK'nın 82/3. maddesine göre satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden haline münasip mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir. Öte yandan meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı yerleşik Yargıtay içtihatlarında da açıklandığı üzere, sadece borçlu malike ait olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan, tapuda lehine aile konutu şerhi verilmiş olsa dahi 3. kişinin haczin kaldırılmasını istemesi mümkün değildir. Taşınmaz maliki olmayan borçlunun eşinin şikayette aktif husumeti bulunmamaktadır....
Ayrıca borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunabilmesi için, bizatihi meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu evde oturması gerekmediği gibi taşınmazın hisseli olması da meskeniyet şikayetinde bulunmaya engel değildir. Buna göre tüm dosya kapsamından, davacının sosyal ve ekonomik durum araştırması sonucu ulaşılan bilgiler, davacının 2 tane özürlü çocuğu bulunması nedeniyle insani yaşam koşullarının sağlanması için 3+1 evin haline münasip olarak değerlendirilmesi, dosya arasındaki davaya konu taşınmaza ait fotoğraf ve bilgiler, davacının taşınmazdaki hissesi için tespit edilen rayiç değer, davacının Nazilli ilçesinin mütevazı semtlerinde haline münasip ev alabileceği değer olarak belirlenen değer gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde davaya konu taşınmazın yasada ifadesini bulan şekliyle davacının haline münasip evi olarak kabul edilmesi yerinde değerlendirilmiştir....