Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, nehir yatağı vasfıyla tescil harici bırakılan çekişmeli taşınmazın, yörede dava tarihinden sonra Kadastro Kanunu’nun 22/A maddesi uyarınca yapılan yenileme kadastrosu sırasında 101 ada 1 parsel numarasıyla tapuya tescil edildiği, bu nedenle davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, dava konusu taşınmazın, kadastro sırasında tescil harici bırakıldıktan sonra, yörede yapılan yenileme kadastrosu çalışmaları sonucunda, davacılar adına kayıtlı eski 94 parsel, yeni 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın sınırları içerisinde tapuya tescil edildiği, bilahare tescil harici bırakılan yerlerde yenileme çalışması yapılamayacağı gerekçesiyle Kadastro Müdürlüğü tarafından, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 41. maddesi uyarınca resen yapılan düzeltme işlemi sonucunda yeniden tescil harici bırakıldığı anlaşılmaktadır....

    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 146 ada 36 parsele komşu, Fen Bilirkişisi ... tarafından düzenlenen 19.12.2014 tarihli rapora ekli krokide yol olarak tescil harici bırakılan (A) harfi ile mavi temalı gösterilen 3.755,38 metrekare, krokide (B) ve (C) harfleriyle dere yatağı olarak tescil harici bırakılan B=1.455,37 metrekare ve C=538,63 metrekare bölümlerin tescil harici bırakılma işleminin iptali ile 146 ada 36 parsele eklenmek suretiyle davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan taşınmaz bölümlerinin 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14, 17 ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddeleri uyarınca tescili istemine ilişkindir....

      Mahkemece anılan yönler gözetilerek çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1952 yılında yapılan genel arazi kadastrosunda, hangi nitelik ile tescil harici bırakılarak kadastral paftaya işlendiği hususunun belirlenmemesi; ayrıca, taşınmazın bulunduğu yere ait memleket haritası ölçeğinin kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeğinin de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, komşu ve yakın komşu parselleri de gösterecek şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle niteliğinin ve konumunun ... parsellerle birlikte belirlenmesi gerekir. Eksik inceleme ve araştırma ile ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz....

        Köyü, Sarnıçyanı Mevkiinde bulunan ve tapuya kayıtlı olmayan dört parça taşınmazın müvekilinin zilyetliğinde olduğundan bahisle taşınmazların tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapusuz taşınmazların tescili istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 06/06/1970 tarihinde ilân edilip 06/06/1971 tarihinde kesinleşen, seri bazda yapılan orman kadastrosu vardır. İncelenen dosya kapsamına göre mahkemenin değerlendirmesi yerinde değildir. Şöyle ki; dava konusu taşınmazların Çiftlik Köyünde yapılarak 1981 yılında kesinleşen arazi kadastrosunda tescil harici bırakıldığı, kadastro müdürlüğü yazısında 2007 tarihinde bitişikteki ......

          Açılacak bu davada, çekişmeli taşınmazın öncesi 2/B parseli olarak Hazine adına tapuda kayıtlı bulunduğu için, taşınmazın Hazine adına tescili ile beyanlar hanesine kullanıcı ve/veya muhdesat şerhi verilmesi istenebilir. Diğer taraftan, kullanım kadastrosu çalışmasına tabi 2/B parseli içinde bulunduğu halde, aplikasyon ve teknik hatanın düzeltilmesi çalışmaları sırasında yapılan yanlışlıklar sonucu kullanım kadastrosu sınırları içine alınmayan taşınmazlar varsa; idarenin, kullanım kadastrosu yapılması planlanan 2/B parselinin bir bölümünü kullanım kadastrosu yapılacak sınırlar dışında bırakma yetkisi bulunmadığından; bu taşınmazlar hakkında da 2/B parseli olarak Hazine adına tescil edilmesi ve kullanıcı ya da muhdesat şerhi verilmesi istemiyle dava açılması da mümkündür....

            Köyü çalışma alanında bulunan ve 2009 yılında yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle, 27.04.2009 tarihinde dava açmıştır....

              "Kullanım kadastrosu" olarak isimlendirilen bu çalışmanın amacı, 2/B sahalarını, fiili kullanım durumlarını dikkate alarak parsellere ayırmak ve bu taşınmazları 2/B alanı olarak Hazine adına tescil ederken, taşınmazlar üzerinde tespit günü itibariyle fiili kullanımı bulunanları ve muhdesatları tespit ederek tapunun beyanlar hanesinde göstermektir. Bu maddeye dayanılarak açılacak davalarda kabul kararı verilebilmesi için öncelikle davacı tarafın taşınmazı kullandığının ispat edilmesi gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, kullanım kadastrosu sırasında beyanlar hanesinde kullanıcı olarak gösterilebilecek kişiler, kadastro tespiti sırasında çekişmeli taşınmazı ekonomik amacına uygun olarak fiilen asli zilyet olarak kullanan kişilerdir. Somut olayda, davacı yanın ... ve ... ... Bakanlığı, ......

                DELİLLER: Tapu kaydı, kullanım kadastro tutanağı, kroki ve tüm dosya kapsamı. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "...somut olayda, davaya konu taşınmazların kullanım kadastrosu sırasında davalı lehine kullanıcı şerhi verilmiş, tespitin kesinleşmesinden sonra davalı yasal süresi içinde idareye müracaat ederek taşınmazın 6292 sayılı yasa uyarınca satın almış tapuda adına tescil işlemi yapılmıştır. Davacı bu satış işleminden sonra tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur. Çekişmeli taşınmazın fiili kullanıcısının kullanım kadastrosunun yapıldığı tarihte davalı olarak belirlendiği, Hazine'nin de taşınmazın fiili kullanıcı olarak tespit edilen davalıya sattığı, davacının satış işleminden önce açılmış bir davasının bulunmadığı anlaşıldığına göre davalı adına yapılan tescil işleminin mevzuata uygun olduğu tartışmasız olup yolsuz tescil olduğundan bahsedilemez....

                Dava dilekçesindeki açıklamalar ve aşamalarda sunulan dilekçe içeriklerine göre davacı, fiili kullanımında bulunan yerin eksik ölçüldüğünü, taşınmazın kendi fiili kullanımında bulunduğunu ancak yörede 2010 yılında yapılan kullanım kadastrosu çalışmaları sırasında taşınmazın uyuşmazlık konusu kısmının tespit edilmediği iddiasına dayanarak çekişmeli taşınmazın Hazine adına tespit ve tescili ile lehine kullanım şerhi verilmesi isteminde bulunmuştur....

                  maddesi ile eklenen Ek-4 maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosunda, ... Köyünde yapılan orman kadastrosu sırasında 2/B niteliğiyle orman sınırları dışına çıkarılan XXXVIII nolu 2/B parselinin kullanım durumunun boş bırakıldığını ileri sürerek, taşınmazın müvekkilleri zilyetliğinde olduğunun tapunun beyanlar hanesine yazılması istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne; ...ı Köyü, P. XXXVIII numaralı olup fen bilirkişi rapor ve krokisinde kırmızı kalem ile taralı olarak gösterilen 1000 m²'lik 2/B niteliğindeki taşınmazın zilyedinin davacılar olduğunun tespiti ile kayıtlara şerh edilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 11/06/2013 tarih 2013/3684 - 6558 sayılı kararı ile bozulmuştur. Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece, çekişmeli taşınmazın davacı kullanımında olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, ulaşılan sonuç dosya içeriğinde uygun düşmemektedir....

                    UYAP Entegrasyonu