Genel kurulda alınan kararların, geçersiz olması ( yokluk ) hali, oyunu kullanmasına haksız yere izin verilmemesi, çağrının usulsüzlüğü, gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmemesi veya toplantıya ve karara yetkili olmayan kimselerin iştirak etmesi iddiaları dışında yasa, anasözleşme ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık halleri ileri sürülerek iptal isteminde bulunabilmek için, toplantıya katılan üyenin karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirmesi ve davanın bir ay içinde açılması gerekir. Bu dava açma koşulları, 6762 sayılı TTK’nun 361. maddesinin uygulanması gereken hallerde aynı maddenin .... fıkrası uyarınca aranmaz....
Davacı anne dava dilekçesinde çocuk ile farklı soyadı kullanmanın günlük hayatta ve yurt dışına çıkışlarda, resmi işlemlerde zorluklar yarattığını, çocuğun annesi olduğunu belgelemesi gerektiğini bunun çocuğun üstün yararına da uygun olmadığını beyanla ...’in kendi soyadını kullanmasına izin verilmesini istemektedir. 3.Küçük ... 14.01.2016 doğumlu olup şu an 7 yaşını doldurmuştur. Çocuk ile görüşmeyi içeren hiçbir inceleme yapılmamış, herhangi bir rapor alınmamış, sadece tanık beyanları esas alınmıştır. Eldeki münhasıran velâyet hakkına dayalı olarak açılmış olup, haklı sebebin varlığı halinde çocuğun üstün yararı da gözetilerek bu hak kullanılabilecektir. 4.Bu konuda gerekirse çocuğun da beyanını içeren bir rapor alınmak suretiyle, çocuğun isteği, uzman görüşü de alınarak toplanan deliller birlikte değerlendirilerek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekliliği nedeniyle kararın bozulması görüşünde olduğumdan değerli çoğunluğun onama yönündeki görüşüne katılınmamıştır. 29.03.2023...
E) Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı işçinin mevcut iş ilişkisi esnasında kullandığı yıllık izin süresi hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı tarafça kullanıldığı ispatlanamayan 278 günlük izin süresine göre hesaplama yapılmıştır. Davacı dava dilekçesinde yıllık izinlerini kullanmasına müsaade edilmediği, ancak bazı yıllar bir iki gün izin kullanabildiğini açıklamıştır....
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin eleştirilen husus dışında kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin, bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddine, ancak; Sanığın TCK'nın 53. maddenin (1) numaralı fıkrasının (c) bendindeki velayet, vesayet, kayyımlık hak ve yetkilerini kullanmasına yönelik hak yoksunluğunun, kendi alt soyu açısından “koşullu salıverilme tarihine kadar” diğer kişiler yönünden “hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar” devamına karar verilmesi gerekirken , diğer kişiler yönünden de “koşullu salıverilme tarihine kadar” devamına karar verilmesi suretiyle 53/3. maddesine muhalefet edilmesi , Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanun'un 322. maddesi gereğince karar verilmesi...
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddine, ancak; Sanığın TCK'nın 53. maddenin (1) numaralı fıkrasının (c) bendindeki velayet, vesayet, kayyımlık hak ve yetkilerini kullanmasına yönelik hak yoksunluğunun, kendi alt soyu açısından “koşullu salıverilme tarihine kadar” diğer kişiler yönünden “hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar” devamına karar verilmesi gerekirken, diğer kişiler yönünden de “koşullu salıverilme tarihine kadar” devamına karar verilmesi suretiyle 53/3. maddesine muhalefet edilmesi , Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin...
Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan bilirkişi raporunun davalı işverene tebliğ edilmeksizin, Mahkemece dava hakkında karar verilmesi, yukarıda açıklanan ... ve Kanun maddelerine aykırıdır. Bu halde, mahkemenin davalı tarafın hukuki dinlenilme hakkını kullanmasına imkan tanıdığı ve adil bir yargılama yaparak sonuca ulaştığı söylenemez. Anılan sebeple, davalı işverene bilirkişi raporu tebliğ edilerek itirazlarını sunmaları için imkan tanınmalı; itirazlarını sunmaları halinde bu itirazlar doğrultusunda değerlendirme yapılmalı ve sonuca göre bir karar verilmelidir. Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, davacının üyeliğine mahkeme kararı ile karar verildiği, dairesini kullanmasına izin verilmemesi nedeniyle ecrimisil talebinin haklı olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 3.195,41-YTL'nin temerrüt faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere göre diğer temyiz itirazları yerinde değildir. Dava, davacının dairesinin geç teslim edilmesi nedeniyle oluşan zararın tazmini istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 23. maddesine göre, kooperatif üyeleri hak ve borçlar bakımından eşit statüye sahip olduklarından, böyle bir talepte bulunulabilmesi için, kira bedeli istenilen tarihler itibarıyla davacının dairesinin kendisine teslim edilme koşullarının gerçekleşmiş olması zorunludur....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 31.03.2016 tarihli celsedeki imzalı beyanına göre, dava konusu taşınmazın eski maliki olan davalının, herhangi bir ücret talebi olmaksızın taşınmazı bir süre kullanmasına izin verilmiştir. Kira bedelinin kira sözleşmesinin kurucu unsurlarından olması nedeniyle taraflar arasında kira ilişkisi bulunmadığı anlaşılmakla davaya bakmakla genel görevli ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 19/01/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi....
adına kayıtlı 244 parsel sayılı taşınmazın tamamının davalıların tasarrufunda bulunduğunu, taşınmazı kullanmasına izin verilmediği gibi gönderilen ihtarlara rağmen payına karşılık herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek, 15.10.2005-15.10.2010 tarihleri arasındaki dönem için 8.000-TL ecrimisilin kademeli yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, dava konusu taşınmazdaki davacı payını haricen satın aldıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlar; birleştirilen davada, harici satış nedeniyle davacıya 5.000-TL nakit ve 7.000 Dolarlık vade tarihsiz bono verdiklerini ancak davacının tapuda devri gerçekleştirmediği gibi bonoyu icra takibine koyduğunu belirtip, ......
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, Her ne kadar, sanığın, 298 sayılı Kanunun 160/3 ve 133/1 maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiş ise de dosyanın tetkikinde, erkek olan sanığın, elinde orada bulunmayan iki bayana ait seçmen bilgi kağıtları ile birlikte gelerek onların yerine oy kullanmak istediğini sandık kuruluna bildirdiği, sandık kurulunun bunu kabul etmemesi üzerine de sandık kuruluna yönelik olarak Tutak’ın küçük bir yer olduğu, elbette karşılaşacakları, bunun böyle kalmayacağı şeklinde ifadelerde bulunduğu anlaşılmakla, erkek olarak, iki bayana ait seçmen bilgi kağıtlarıyla, sandık kuruluna yönelik olarak, açık bir şekilde, bu şahıslar yerine oy kullanmak istediğini belirten sanığın, başkasının adını taşıyarak oy kullanmaya çalıştığından bahsedilemeyeceği, öte yandan sanığın, yukarıda belirtilen ifadelerinin de sandık kurulunu, başkaları yerine oy kullanmasına izin vermeye yönlendirmek...