Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, dava dilekçesinde sınırları ... taşınmazların yörede 1994 yılında yapılan arazi kadastrosunda tescil harici bırakıldığını, 3402 Sayılı Yasada dolu pafta sistemi geçerli olup, taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle tescil harici bırakıldığından ve zilyetliğin 1993 yılında başladığı kabul edilip, 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresi dolmadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. Maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazların tesciline ilişkindir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde dava tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır. Genel arazi kadastrosu işlemi 1994 yılında yapılmış ve kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmemiştir....

    yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edilir." hükmüne yer verilmiştir....

    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1961 yılında yapılan genel arazi kadastrosu ile 1994 yılında yapılıp kesinleşen ilk orman kadastrosu ve 41 Numaralı Orman Kadastro Komisyonunca 6831 Sayılı Yasanın 4999 Sayılı Yasa ile değişik 9. maddesi uyarınca yapılan çalışma vardır. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastro işleminin 1961 yılında yapıldığı ve dava konusu taşınmazın orman olarak kadastro harici bırakıldığı, 1994 yılında yapılan orman kadastrosunda tamamı 12375 m2 olan taşınmazın (A) bölümünün tahdit dışında, (B) bölümünün tahdit içinde bırakıldığı, bu işleme karşı Hakkı ... ve arkadaşlarının açtığı dava sonucu (B) işaretli bölümü içine alan orman kadastrosu işleminin iptaline, tescil talebi yönünden görevsizliğe dair verilen kararınYargıtay 20....

      Yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere göre, kesinleşen orman sınırı içinde kalması ya da kesinleşen orman sınırı içinde kalan ancak tapuya tescil edilmemiş olması nedeniyle ya da orman niteliğini yitirmesi nedeniyle orman sınırı dışına çıkarılan taşınmazların, kadastro sırasında tespit harici bırakılması halinde veya orman kadastrosu kesinleşerek 6831 Sayılı Yasanın 11. maddesinin 4. fıkrası gereğince, tapu siciline tescil edilmiş, ancak kadastro sırasında 3402 Sayılı Yasanın 22/4. maddesi gereğince tapu kütüğüne olduğu gibi aktarılmamış devlet ormanlarının idari yoldan Hazine adına tapuya tescil edilebileceği anlaşılmaktadır. Ancak, kadastro sırasında tespit harici bırakılan bir taşınmazın, Hazine tarafından idari yoldan tapuya tescil ettirme olanağının bulunması, Hazinenin bu tür yerleri, mahkemede açacağı tescil davası ile tescil ettirme olanağını ortadan kaldırmaz....

        Yerel Mahkemece, teknik bilirkişi raporunda C ve D harfleri ile gösterilen kısımların davacı tarafa ait 137 ada 2 parsel sayılı taşınmaza, H ve N harfleri ile gösterilen kısımların ise davalı tarafa ait 137 ada 1 parsel sayılı taşınmaza eklenmesine karar verilmiş ise de, söz konusu kısımların uygulama kadastrosu sırasında dere olarak tescil harici bırakılan alanda kaldıkları, Yüksek Mahkemenin yerleşik içtihatları uyarınca kadastro sırasında tescil harici bırakılan kısımlara ilişkin olarak açılan davalarda husumetin zorunlu yasal hasım olan Hazine ve ilgili köy tüzel kişiliğine yöneltilmesinin gerektiği, hal böyle olmasına rağmen somut olayda Hazine ve çekişmeli taşınmazın bulunduğu Örnek Köyü Tüzel Kişiliği davaya dahil edilip yöntemince taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verildiği, diğer yandan dava konusu 152 ada 21 (eski 538) parsel sayılı taşınmazın ölü Paşa Bayraktutan adına tapuda kayıtlı olduğu ancak Uyap sistemi üzerinden nüfus kayıtlarında yapılan...

        Bu durumda kadastro mahkemesince, taşınmazın tapu kaydının mülkiyet ve yüzölçümü hanelerinin “davalı” olarak bırakıldığı ve edinme sebebinin ise “tesis kadastrosu” olarak gösterildiği gözetilmeksizin söz konusu taşınmazda kullanım kadastrosu çalışmaları yapıldığı, davacının talebinin kullanım kadastro tutanağındaki şerhe yönelik olmayıp taşınmazın mülkiyete yönelik olduğu gerekçe gösterilerek görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle tesis kadastrosunda yüzölçümü ve malik hanesi davalı olarak boş bırakılan ve tapu kaydında malik hanesinde “davalı” ibaresi yazılı olan taşınmaz hakkında asliye hukuk mahkemesince yargılama yapılarak tapu iptali ve tescil davası hakkında esasa ilişkin hüküm tesisi mümkün olmadığına göre eldeki uyuşmazlığa Antalya Kadastro Mahkemesince bakılması gerekirken Antalya 2....

        Öncelikle, kadastro sırasında tescil harici bırakılan dava konusu yer hakkında 4721 sayılı TMK'nın 713/4-5 maddeleri gereğince gerekli yerel ve gazete ilanlarının yapılması gerektiği halde mahkemece yasal ilanlar yapılmaksızın hüküm verilmesi cihetine gidilmiştir. Ayrıca, mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları, soyut nitelikte olup her ne kadar çekişmeli taşınmazın kadim yol olmadığı beyan edilmiş ise de, zilyetliğin başlangıç tarihi ve süresi yeterince açıklatılmamış, taşınmazın kullanım süresi ile niteliğini belirleyebilmek amacıyla uydu fotoğraflarından yararlanılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm verilemez....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı ..., kullanım kadastrosu sonucu ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve “yol” olarak tespit harici bırakılan yaklaşık 300 metrekarelik alan yönünden lehine kullanıcı şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz edenden alınmasına, 06.06.2016 gününde oybirliği ile karar verildi....

            ada 4 ve 21 parsel sayılı taşınmazların kullanım kadastrosu tespitleri sırasında gerek iç hukuk hükümlerine gerekse de AİHS hükümlerine uyulmayarak müvekkilinin mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, dava konusu 110 ada 4 parsel sayılı taşınmaz kullanım kadastrosu sırasında orman olarak sınırlandırılmış ise de bu tespitin hatalı olduğunu, zira bu taşınmaz evveliyatı itibariyle tapu kaydının kapsamında kaldığı gibi, tesis kadastrosu sırasında da tarla ve çalılık vasfıyla senetsizden murisi adına tespit gördüğünü, halihazırda da fındıklık ve çayırlık olarak kullanıldığı düşünüldüğünde orman vasfı taşıdığını söylemenin mümkün olmadığını, nitekim bu hususun eski tarihli hava fotoğrafları ve amenajman planı incelendiğinde de açıkça görüleceğini, bunun yanında 110 ada 21 parsel sayılı taşınmazın tamamı ile 110 ada 4 parsel sayılı taşınmazın keşif esnasında sınırları gösterilecek olan bölümlerinin bir bütün olarak kullanıldığını, kullanım kadastrosu tespitiyle bu bütünlüğün de bozulduğunu, 110 ada...

            Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 13.05.1993 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu işlemi ise, 1966 yılında yapılarak kesinleşmiştir. Taşınmazlar bu çalışmalarda tespit dışı olarak bırakılmışlardır....

              UYAP Entegrasyonu