nin 09/09/2015 tarihli cevabi yazısı ekinde sunduğu 03/12/2010 tarihli sabit faizli konut kredisi sözleşmesinin sunulması ipoteğin konut kredi sözleşmesinden kaynaklandığı sonucunu doğurmaz. Bu durumda, ipoteğin zorunlu ipotek olmadığı ve şikayetçinin lehine ipotek kurulan bankaya kredi borcu olduğunun anlaşılmasına göre, ilk derece mahkemesince, belirtilen sebeple şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı gerekçe ile istemin kısmen kabulü yönünde hüküm tesisi ve Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi isabetsiz olup ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz isteminin kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nin 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 12....
Dairesinin 25/11/2021 tarih ve 1232 sayılı kararına göre; somut olay değerlendirildiğinde; davalı bankanın ... şubesi ile dava dışı şirketler arasında imzalanan kredi sözleşmeleri uyarınca, kredi borçlarına teminat olarak davacının kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yapı inşa ettiği taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasının talep edildiği, uyuşmazlığın; genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığı, buna göre yukarıda belirtilen HSK 1. Dairesinin söz konusu kararının 1. Bendi “13/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinden” ile 3. Bendi “19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ndan (142....
A.Ş. ile davacı/borçlu arasında 02.08.2000 tarihli 600.000,00 TL kredi limitli Bireysel Kredi Sözleşmesi imzalandığını ve sözleşmeye istinaden .... ili, .... İlçesi, ..... parselde kain taşınmazlar üzerine 26.07.2000 tarih, .... yevmiye numarası ile 150.000 TL bedelle ipotek tesis edildiğini, davacı adına kredi hesabı açıldığını ve kullandırıldığını, kredi kullanımından kaynaklı borcun zamanında ve/veya hiç ödenmemesi üzerine davacı aleyhine Ankara .... İcra Müdürlüğünün .... esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, davacı yanca yapılan itirazlar üzerine takibin durduğunu, davacı vekilinin dava dilekçesinde yer vermiş olduğu dosyadaki vaki itirazın iptali ile takibin devamını amaçlayan Ankara .......
Davalı vekili, davacı şirket ile müvekkili banka arasında 24.05.2005 tarihli genel kredi sözleşmesinin imzalandığını ve anılan sözleşme gereği davacı şirkete gayri nakdi kredi kullandırıldığını, teminat olarakta diğer davacı adına olan taşınmaza ipotek tesis edildiğini, davacının sözleşme hükümlerine uymaması üzerine depo talepli olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinin ... 3. İcra Hukuk Mahkemesi'nin kararı ile takibin teminat mektubunun süresi dolduğu için bu kısmının iptal edildiğini, ancak bakiye talep için icra takibinin ayakta kalan kısmına ilişkin alacaklarının ödenmediğini, ipoteğin kaldırılmasını malik isteyebileceğinden davacı şirketin aktif dava ehliyeti bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı banka vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili; müvekkilinin kendisine ait taşınmaz üzerinde davalı ...'ın kullanmış olduğu krediye karşılık olmak üzere davalı banka lehine ipotek tesis ettiğini, ipoteğin verilmesine neden olan kredi borcunun ödendiğini, ancak davalı bankanın ipoteği talep edilmesine rağmen kaldırmadığını ve davalı ...'ın kefil olduğu başka bir kredi borcundan dolayı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığını, ipoteğin sonraki kredinin teminatını teşkil etmediğini belirterek ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı banka vekili; davalı ...'...
ın bu sözleşmeyle bir bağlantısı olmayan kredi kartı borcundan dolayı davacı sorumlu tutulamaz. Davacının konut kredisi borcunu ödemesi halinde satın aldığı taşınmaz üzerine konan ipoteğin kaldırılması gerekir. Davacının talebi de sözleşme uyarınca hesaplanacak borcun davalı bankaya veya gösterilecek bir yere yatırılarak kapatılması şartıyla sözleşmeye konu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması yönündedir. Mahkemece bu doğrultuda bir karar verilmesi gerekirken daha konut kredi borcu devam ettiği sırada davacının talebinden fazla olarak taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Kararın bu nedenle bozulması gerekirken, zuhulen onandığı bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, davalının karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin onama kararının kaldırılmasına ve mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, dava dışı ...’nun davalı bankadan kullandığı konut kredisi nedeniyle karşılığında adına kayıtlı taşınmaz üzerine ipotek tesis ettirildiğini, daha sonra üzerindeki bu kayıt ile taşınmazın müvekkiline satın alındığını ve konut kredisine konu son taksitinde müvekkilince davalı bankaya ödendiği halde bankanın bu kez ipotek veren ...’nun kredi kartı sözleşmesinden doğan borcunu gerekçe göstererek ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla müvekkili ve ipotek veren aleyhine takip yaptığını oysa ipoteğe konu borç ilişkisinin sonlandığını ve müvekkilinin davalıya borçlu bulunmadığını belirterek ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava dışı ...’nun konut kredisi dışında ayrıca akdettiği kredi kartı sözleşmesinden dolayı da müvekkili bankaya borçlu olduğunu ve böylece ipotek verdiği taşınmazın teminat vasfının sürdüğünü bildirerek, davanın reddini savunmuştur....
de olmadığını, ipoteğin kaldırılması konusunda mutabakat sağlanmadan kredi borçlusu firmanın ticari mevduat hesabına davacının 137.000,00 TL para yatırmasının alım satım işlerinin olağan akışına aykırı olduğunu, ipoteğin fekkinin zimmi mutabakat ile ipoteğin fek edilemeyeceğini, paranın firmanın mevduat hesabına değil kredi hesabına yatırılması gerektiğini, ayrıca kredi müşterisinin kullanmış olduğu kredide herhangi bir aksama da söz konusu olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin izmir ili Narlıdere ilçesinde bulunan bir meskeni satın aldığını, müvekkilinin iş bu gayrimenkulü satın aldığında taşınmazın tapu kaydı üzerine davalı bankanın satıcı ile arasındaki kredi sözleşmesinden kaynaklanan ipotek şerhinin mevcut olduğunu, bu ipoteğin kaldırılması için müvekkilinin satıcı ile anlaşma yaptığını, satıcının bu anlaşmaya istinaden bankaya olan borcu ödediğini, ancak davalı bankanın ipoteği kaldırmadığını, davalı bankanın bir alacağı varsa da bunu ödeyeceklerini belirterek tapu kaydındaki ipotek şerhinin ipotek borcunun ödenmesi sebebiyle kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava konusu taşınmazın satışıyla ilgili müvekkiline bilgi verilmediğini, asıl borçlu şirket yetkilisinin taşınmazı 3. kişi ...'...
Şubesi ile diğer tüm şubeleri tarafından, kendisine/kendilerine açılmış ve/veya açılacak her türlü krediden, ..., doğmuş ve doğacak diğer diğer bütün borçlardan ve sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, kanun gibi diğer her türlü sebeplerden bankanın merkez ve şubelerine karşı doğmuş ve doğacak tüm borçlarının 120.000,00 Türk Lirasına kadar olan alacakları ... ipotek etmeyi kabul ettiğini/ettiklerini” şeklindeki kayıtlar nedeniyle, söz konusu ipoteğin, borçlunun kullandığı/kullanacağı her türlü kredinin teminatı olarak tesis edildiği ve dolayısıyla zorunlu ipotek olmadığı anlaşılmaktadır. Resmi senette yer alan söz konusu kayıtlar karşısında, lehine ipotek tesis edilen T.C.... Bankası A.Ş.'nin 13/08/2018 tarihli cevabi yazısında, ipoteğin konut finasmanı kredi sözleşmesinden kaynaklandığının bildirilmesinin sonuca etkisi bulunmamaktadır....