. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketin bankadaki hesabına alacak kaydedilmesi için tahsil cirosu ile davalı bankaya teslim ettiği çekin, karşılığı bulunmaması üzerine müdahili şirkette borçlu gösterilmek suretiyle davalı banka tarafından icra takibi yapıldığını, davacıya çek nedeniyle borçlu olmadıklarını iddia ederek borçlu olmadıklarının tespiti ile davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece, 4077 sayılı Kanun’un 22.maddesine göre dava tarihi itibariyle Tüketici Sorunları Hakem Heyeti’ne başvuru sınırının 936.00 TL olduğu, davacının talebini 350.00 TL borçlu olmadığının tespiti ile sınırladığı, Tüketici Sorunları Hakem Heyeti’ne başvurunun zorunlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verdiği karar 2010/17691-2011/12864 taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Davacı, dava dilekçesinde, kredi sözleşmesinden kaynaklanan tüm borcun ödenmiş olması nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, sözleşmenin haksız şart niteliğindeki 3.maddesinin iptaline, ipoteğin varlığını ve devamını gerektirecek koşullar ortadan kalktığından ipoteğin fekkine karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:TÜKETİCİ MAHKEMESİ Taraflar arasındaki borçlu olmadığının tespiti ve istirdat (kanal katılım ve şebeke hisse bedelinden kaynaklı) davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde kain 16820 ada 2 parselde inşa edilen ......
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile dava dışı asıl borçlu arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine kefil olduğunu, davalı bankanın müvekkili aleyhine asıl borçlunun kredi kartı alacağı ve davalı banka tarafından ödenen çek yapraklarından kaynaklı alacak için icra takibi yaptığını, kredi kartı sözleşmesi ve çek taahhütnamesinde müvekkilinin imzasının bulunmadığını belirterek müvekkilinin icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin iptaline ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının kefil olarak imzaladığı genel kredi sözleşmesinin 41.1 maddesi gereği borçtan sorumlu olduğunu, ancak müvekkili bankanın gördüğü lüzum üzerine kefaletten azil anlamına gelmemek kaydıyla davayı kabul ettiklerini, davanın açılmasına sebebiyet vermedikleri için yargılama masraflarının davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir....
Noterliği'nin 14/01/2015 tarih ve 1118 yevmiye nolu ihtarnamesine herhangi bir cevap verilmediğini, şimdilik fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydıyla 3 adet teminat mektubundan kaynaklı 10.000,00 TL'lik kısım hakkında davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti dava ve talep edilmiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dilekçesinde belirttiği teminat mektupları nedeniyle müvekkil bankaya boçlu olanın davacı değil dava dışı ''Turan Tekstil Sanayi İthalat İhracat ve Ticaret Ltd....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada Sarayköy Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 09.09.2020 tarih ve 2019/56 E. - 2020/245 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davacının davalı bankaya kredi sözleşmelerinden kaynaklanan tüm borçlarını ödediği halde, davalı bankanın müvekkilinin banka lehine ipotekli olan taşınmazının icra dosyasından satışı nedeniyle 17.476,00 TL tahsilat sağladığını ileri sürerek, taşınmazın satış tarihi olan 25/12/2008 tarihi itibariyle davalı bankaya borcu olmadığının tespiti ile haksız olarak alınan 17.476,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi...
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacı tarafça, davalı banka tarafından genel kredi sözleşmesine binaen davadışı ...' ye kullandırılan kredilere kefilliğinden dolayı 287.959,20 TL talep edildiği beyan edilerek, bu miktardan borçlu olmadığının tespiti ile ne kadar borçlu olduğunun tespitinin talep edildiği, alınan bilirkişi raporu gözönüne alınarak davanın kabulünün gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile, davacının davalı bankaya K90000372 nolu kredinin 24.3.2013 tarihli anapara bakiyesi olan 9.813,12 TL tutarında borçlu olduğunun tespiti ile, kalan miktar açısından borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, TTK' nın 4. maddesi uyarınca bankacılık işlemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıkların mutlak ticari davalardan olması nedeniyle ticaret mahkemesinin görev alanına girdiği gözetilerek MBS "ticaret mahkemesi sıfatıyla" yargılama yapılıp hüküm kurulmamış olması doğru görülmemiştir...
Değişik İş sayılı dosyada %100 teminat karşılığında dava konusu teminat mektubu ile ilgili olarak ihtiyati tedbir kararı verdiğini belirterek davalının elinde bulunan teminat mektubu bedelini her an tazmin etme riski bulunduğundan bahisle mevcut ihtiyati tedbir kararının devamına veya yeniden bir ihtiyati tedbir kararı verilmesine karar verilmesini ve davacının davalıya borçlu bulunmadığının tespiti ile görevi kalmayan teminat mektubunun davacıya iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; akaryakıt bayilik sözleşmesinden kaynaklı menfi tespit ve teminat mektubunun iadesi istemine ilişkindir. Taraflar arasında 27/05/2014 tarihinde bayilik sözleşmesi ile protokol imzalandığı, sözleşmenin süresinin 5 yıl olduğu, sözleşme kapsamında davacının 250.000-TL bedelli teminat mektubunu davalıya verdiği çekişmesizdir....
Mahkemece; davacının garantör olduğu kredi kartı sözleşmesine göre garanti veren kişinin borçlu ile beraber müşterek ve müteselsil borçlu sıfatıyla kredi kartı ve ek kredi kartı hamillerinin yükümlülüklerini, doğmuş ve doğacak tüm borçlarını, kredi kartı limitlerinin bankaca tek taraflı olarak tespiti ve artırılmasından doğacak borçlar da dahil olmak üzere kabul edeceğini belirttiği, davacının garantör olması nedeni ile kredi kartının sözleşmenin imzalandığı tarihteki limiti olan 50.000 TL üzerindeki borçlardan da sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....
, davacının sonraki sözleşmede kefil olmadığından ödenen paranın iadesi için çekilen ihtarnameden sonuç alınmadığını belirterek, davacının kefilliğinin sona erdiğinin tespiti ile yapılan ödemelerin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....