Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın aidat borcunu ödemediği ya da arsanın devrini vermediği gerekçesi ile davalı kooperatifin üyeliğinden ihracına karar verildiği, davalı kooperatifin yapması gereken ihtarların ve üyelikten çıkarma işleminin usulüne uygun yapılmadığını, kanuna ve kooperatif ana sözleşmesine aykırı olduğunu, davacılara uygun usulüne uygun bir tebligat yapılmadığını, davacıların murisinin davalı kooperatife herhangi bir borcunun bulunmadığını, murisin davalı kooperatif ile arsa karşılığı kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince arsa sahibi ...'a verilmesi kararlaştırılan ... Blok Zemin Kat ... nolu daireyi ...'dan satın alarak üyeliği devr aldığını, devir sözleşmesinin davalı kooperatif yetkililerince imzalandığını, murisin daire karşılığı ödemesini tamamen yaptığını, ...'...

    Üyelik ayrıca devredilmedikçe satıcının üyeliği kooperatif nezdinde devam eder. Satıcının üye olması, alıcının bu üyeliği ayrıca devir alması ve kooperatif üyelik koşullarını taşıması halinde kooperatifin bu kişiyi 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun .../.... maddesi uyarınca ortaklığa kabul etmesi zorunludur. Üyelik devir sözleşmesi yapıldığı tarih itibariyle sözleşmenin yanları arasında geçerli sonuç doğurmasına karşın, kooperatif bakımından ise 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu'nun .../.... ve anasözleşmenin .../.... ve .... maddeleri hükümleri gereği, devrin kooperatife bildirilmesi ve kooperatifin makul bir sürede yapacağı inceleme sonunda devir alanın ortaklık şartlarını taşıması durumunda yönetimin devir alanı üyeliğe makul bir süre içerisinde kabulü kararı verdiği tarihte hüküm ifade eder....

      un kooperatife normal statülü üye olduğunun tespit edilmiş olduğu, kooperatif kayıtlarında davacı ...'un birinci etap üyelik için 102.612,39-TL ödemesinin bulunduğu, bu üyelik ile ilgili tapusunun kooperatif tarafından kendisine verilmiş olduğu, kooperatif kayıtlarında davacı ...'un dördüncü etap üyelik için 123.782,12-TL ödemesinin bulunduğu ve davacının ödediği bu bedele karşılık kendisine tapusunun kooperatif tarafından verilmiş olduğu, kooperatif kayıtlarında davacı ...'un altıncı etap üyelik için davacının hiçbir ödemesinin tespit edilemediği, davacının tapu iptal ve tescil talep ettiği dairenin bu üyelik ile ilgili olduğunun tespit edilmiş olduğu, kooperatif kayıtlarında davacı ...'un birinci etap üyelik için 99.057,00-TL ödemesinin bulunduğu, bu üyelik ile ilgili tapusunun kooperatif tarafından kendisine verilmiş olduğu ve ayrıca bu etap üyeliği için davacıya 4.524,61-TL'nin iade edilmiş olduğu, kooperatif kayıtlarında davacı ...'...

        den devir aldığını iddia ettiği üyeliğin hisseli olduğunu, hisseli payın devredilemeyeceğini, üyenin borçlarının bulunduğunu, bu haliyle kooperatif hissesini başkasına devredemeyeceğini, davanın reddini istemiştir. DELİLLER : 1-Kooperatif kayıtları, 2-Hisse devir senetleri, ortaklık senedi, 3-Bilirkişi raporu, 4-Tüm dosya münderecatı, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKÎ NİTELENDİRME : Dava, kooperatif üyeliği tespiti istemine ilişkindir. Davalı kooperatif, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün (....) numarasında sicile kayıtlıdır. Davacı, davalı kooperatifte, 43 nolu üyeliğinin tespitini talep etmiştir. Davalı, dava dışı kooperatif üyesi ...'in borçlarının bulunmasının ve kooperatif hissesinin hisseli pay olmasının devre engel olduğunu savunmuştur. Uyuşmazlık, davacının, davalı kooperatif üyeliğine kabul etmeme kararının yasa ve anasözleşmeye uygun olup olmadığı ve dolayısıyla davacının üyeliğinin tespitinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır....

          Dava, davacının dairesinin geç teslim edilmesi nedeniyle oluşan zararın tazmini istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 23. maddesine göre, kooperatif üyeleri hak ve borçlar bakımından eşit statüye sahip olduklarından, böyle bir talepte bulunulabilmesi için, kira bedeli istenilen tarihler itibarıyla davacının dairesinin kendisine teslim edilme koşullarının gerçekleşmiş olması zorunludur. Bunun için ise, davacının ve üyeliği devraldığı önceki üyenin kooperatife bir borcunun bulunmaması ve ayrıca kooperatifin genel olarak üyelerine dairelerini teslim etmiş olması gerekmektedir. Mahkemece bu hususlar araştırılmadığı gibi, davalı kooperatif tarafından genel kurul kararı doğrultusunda eksikliklerin üyelerce tamamlanması kararı verildiği ve buna göre eksikliklerin tamamlandığı savunmasının doğru olup olmadığı da araştırılmamıştır....

            Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının, davalı kooperatife üye olduğu tarihte, idarece yeterli sayıda tahsis yapılmamış olması nedeniyle hat sahibi olamadığı, bunun üzerine kendisine bir araç aldığı ve kooperatif üyesi olduğu ispat edilemeyen dava dışı ...’den hat hakkını devralıp, kendi üyeliği ile birleştererek, kooperatif bünyesinde hem üye hem de hat hakkı sahibi olarak taşımacılık yaptığı, daha sonra söz konusu üyelik ve taşıma hakkını dava dışı ...’ya devrettiği, davacının başka bir üyeliği kalmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

              İflas idare memuru, davacının müflis kooperatifin yönetim kurulu başkanı ve üyesi olduğunu, kooperatif üyeliği sıfatıyla kooperatife yaptığı ödemelerin alacak olarak kayıt edilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Dava, kooperatif üyeliği alacağına dayalı olarak iflas dairesince reddedilen nakdi alacağın iflas masasına kaydı istemine ilişkindir. Bilindiği ve Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 30.03.2022 tarih ve 2021/2780-2022/1786 sayılı ilamında da belirtildiği üzere; kooperatif üyesinin alacağı 1163 sayılı Kanunun 98. maddesi yollamasıyla 6102 sayılı TTK'nin 379 ve 480/3. maddeleri kapsamında bir alacak olup, iflas masasına kaydı mümkün alacaklardan değildir. Zira ortakların payları için ödediği aidatlar ortaklığın sermayesini oluşturur. Sermaye payı ise ortaklığa verilmiş bir borç olmadığından ortaklığın iflası halinde ortaklar kural olarak iflas alacaklısı olamazlar....

                Dava, çıkma payı alacağının tahsili istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 17/1. ve anasözleşmenin 15/1 maddeleri gereğince kooperatif üyeliği sona eren ortak, çıkma payı alacağını ayrıldığı yıl bilançosunun genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren bir ay geçtikten sonra talep edebilir. Aynı kanun'un 17/2. maddesi uyarınca kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikteki iade ve ödemeler, genel kurulca üç yılı aşmamak üzere geciktirilebilir. Ancak bu durum kooperatife ödeme yapmayı geciktirme hakkı verirse de alacağın muacceliyet tarihini etkilemez. Somut olayda davacı, davalı kooperatif üyeliğinden 19.01.2005 istifa etmiştir. Bu durumda çıkma payı alacağı, ortağın ayrıldığı yıl bilançosunun kesinleştiği 03.02.2006 tarihli genel kuruldan bir ay sonra muaccel olur....

                  ya sattığını, karşılıklı beyan ederek dilekçe halinde verdiklerini, kooperatif yönetim kurulunun da anasözleşmeye uygun olarak 30.06.2014 tarihinde 02 no’lu kararla devri onayladığını, karar defterinde karar altına aldıklarını, bu tarihten sonra ...'ın yaptığı hat satış sözleşmesinin yok sayıldığını, satış işlemlerinin kooperatif dışında gelişen bir olay olduğunu beyan etmiştir. Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; ... ile ... arasındaki sözleşmenin anasözleşmeye ve kanuna uygun olduğu, başvuru üzerine ...’nın üyeliğe kabul edildiği, bundan sonra ...'ın aktif bir üyeliği/üyeliği devretme yetkisinin kalmadığı, ...'ya devirden sonra yine ... tarafından davacıya yapılan devrin geçerliliği/uygulanabilirliğinin olmadığı, bu hususun ise tarafların iç ilişkisi olduğu, davacı tanığı ...'ın beyanının ise davacının davasını tek başına ispata elverişli olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

                    CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının icra takibinde hangi dönem borcu için icra takibi yapıldığının belirtilmediğini, davanın bu nedenle reddi gerektiğini, ödemelerin belirlendiği olağan genel kurul toplantılarının, usulüne uygun yollarla davalıya bildirilmesi gerektiğini, ancak davalıya hiçbir surette toplantıya çağrı yapılmadığı gibi usulüne uygun davet olmadığını, doğal olarak alınan kararlardan bilgisi bulunmadığını, sonrasında alınan genel kurul kararlarının davalıya tebliğ de edilmediğini, bu hususun yargılama sırasında açıklık kazanacağını, davalının kooperatif üyeliği konusunda, durumun davacının iddia ettiği yönde olmadığını, davalının davacı kooperatif nezdinde 1. Etapta 2 adet üyeliği, 2....

                    UYAP Entegrasyonu