Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

bedelinden indirim yapılmasına, indirim oranındaki tutarın aracın satış tarihi olan 12/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

hali ile ayıpsız hali arasındaki değer farkının 33.333,33 TL olduğunun tespit edildiği, davacı vekilinin bozma ilamından evvel talep sonucunu ıslah etmesi nedeniyle dava değerinin 72.014,52 TL olduğu, davacı vekilinin ayıptan kaynaklı bedel indirimi talebi yanında satış sözleşmesinden kaynaklanan 5.347,86 TL cezai şart alacağı talebinin de bulunduğu, ancak her ne kadar dava konusu taşınmazın tesliminin sözleşmede kararlaştırılan tarihten 10 ay 17 gün daha geç teslim edildiği tespit edilmişse de bu cezai şartın asıl borcun ifasına ekli cezai şart niteliği taşıdığı ve asıl borcun fer'i olduğu, bu nedenle asıl borcun ifası esnasında ihtirazi kayıt ileri sürülmediği takdirde artık talep edilemeyeceği, somut olayda da konutun teslimi esnasında böyle bir ihtirazi kaydın ileri sürülmediği ve teslimin de yapıldığı görüldüğünden artık cezai şart alacağı talep edilemeyeceği gerekçesiyle Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 33.333,33 TL bedel indirim alacağının ihtarnamede öngörülen mehil de dikkate...

    -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; satış sözleşmesinden kaynaklanan satılan malın eksik teslim edilmesinden dolayı bedelde indirim veya bedelin iadesi istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 09.02.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 21.02.2018 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2018 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 3.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 3.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 07.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. .......

      Tüketicinin bedelden indirim hakkını kullanması hâlinde bağlı kredi de bu oranda indirilir ve ödeme planı buna göre değiştirilir. Tüketicinin sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, o güne kadar yapmış olduğu ödemenin iadesi hususunda satıcı, sağlayıcı ve kredi veren müteselsilen sorumludur. Ancak, kredi verenin sorumluluğu; malın teslim veya hizmetin ifa edilmediği durumlarda satış sözleşmesinde veya bağlı kredi sözleşmesinde belirtilen malın teslim veya hizmetin ifa edilme tarihinden, malın teslim veya hizmetin ifa edildiği durumlarda malın teslim veya hizmetin ifa edildiği tarihten itibaren, kullanılan kredi miktarı ile sınırlı olmak üzere bir yıldır." şeklindedir....

      bu sorunlarından bahsedilmediğini, taşınır satışında davalı satıcının ayıptan sorumluluğunun ve alıcı davacının satış bedelinden indirim isteme hakkı olduğunu, bedelde yapılacak indirimlere ilişkin açıklamaları olduğunu, satış bedelinde yapılacak indirimin bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağından bu kalem yönünden davayı belirsiz alacak davası olarak açtıklarını, davacının bedelde indirim talebi dışında yetkili servise ödediği 398,00- TL ile ayıbın bildirildiği ihtarname ücreti 152,39- TL nin de davalıdan tahsil edilmesi gerektiğini belirterek davanın kabulü ile şimdilik 100,-TL olmak özere bedelden indirim yapılması gereken tutarın tespiti ile bu bedelin satış tarihi itibariyle yasal faizi ile davalıdan tahsili ile 398,-TL servis gideri ve 152,39 TL ihtarname bedelini yasal faizi ile tahsili ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep etmiştir....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davalıya bir kısım ürün teslimi yaptığını, davacı tarafından teslim edilen ürünlerin sözleşmede kararlaştırılan niteliklere haiz olmadığını, bu nedenle davacıya ödeme yapılmadığını, teslim edilen ürünlerin daha düşük kalite olması nedeniyle davacıdan bedelde indirim talep edildiğini, bedelde indirim talebinin davacı tarafından kabul edilmemesi nedeniyle taraflar arasında teslim edilen ürünlerin tutarı konusunda anlaşmazlık çıktığını, her iki tarafın ticari defterlerinin incelenmesi gerektiğini, davacının kötüniyetli olarak takip başlattığını belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava; tacirler arası ticari satış sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir....

        Hal böyle olunca, yerel mahkememizce, davacının seçimlik hakkını ayıp sebebiyle bedelde indirim olarak ıslah ile değiştirdiği dikkate alınarak, işin esasına girilmek ve ayıp sebebiyle bedelde indirim hakkının sadece satıcıya karşı kullanılabileceği, nitekim Yargıtay 13....

        Eser sözleşmesinde ayıplı ifa ve eksik ifada iş sahibinin seçimlik hakları TBK 475 vd. Maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre davacı sözleşmeden dönme, bedelde indirim, ücretsiz onarım talep edebilir. Ancak somut olayda sözleşmeye göre bedeli her bir ... bölüm maliki ödeyeceğinden ve her bir daire bakımından eksik ve ayıplı işin ayrı ayrı belirlenmesi gerektiğinden davacı kooperatifin bedelde indirim isteme hakkı bulunmamaktadır. Eksik ve ayıplı iş yönünden bedel davacı yanca karşılanmadığından bedelde indirim talep etmesi mümkün görülmemekle ve yine her bir dava dışı malikin ödemeleri tek tek ele alındığında davalıya halen borçlu oldukları anlaşılmakla ödenmeyen bedelin iadesi de mümkün olmayıp bu iddialar her bir ... bölüm malikince onlara karşı yapılan takiplerde ileri sürülebilir. Davacının ayıp nedeniyle alacak iddiası da bu kapsamda dinlenilemez. Davalının takas mahsup talebi de yerinde değildir....

          DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak istinaf edenin sıfatına göre yapılan inceleme neticesinde; Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı ifa nedeniyle ayıp oranında bedelde indirim istemine ilişkindir. Dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, delilerin toplanmış olmasına, mahkemece hükmün kaldırılması kararından sonra yapılan yargılama sonrası aldırılan bilirkişi raporunun ayıp oranında bedelde indirim davalarında hükme esas alınabilecek nispi metoda göre tanzim edilmiş olmasına göre davanın kısman kabulü kararında hukuka aykırı bir yön bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          Mahkemece alınan bilirkişi raporunda; motor ve şanzımanda meydana gelen arıza nedeniyle araçta gizli ayıp bulunduğu, satış tarihinde aracın ayıplı haliyle değerinin 36.000,00 TL, ayıpsız değerinin 48.000,00 TL olduğu, aracın ayıplı haliyle kullanılmaya devam edilmesi sebebiyle iş gücü kaybı bulunmadığı belirtilmiştir. Ayıp oranında bedelde indirim tutarının Yargıtayca benimsenen nispi metoda göre hesap edilmesi gerekmekte olup, aracın sözleşme tarihindeki ayıplı değeri 36.000,00 TL/ sözleşme tarihindeki ayıpsız değeri 48.000,00 TL x sözleşme bedeli 49.000,00 TL=36.750,00 TL 'nin satış bedeli olan 49.000,00 TL'den düşüldüğünde bulunan 12.250,00 TL ayıp oranında bedelden indirim tutarını oluşturmaktadır....

          UYAP Entegrasyonu