DELİLLER: Tapu kaydı, Konut satım sözleşmesi, Keşif, Bilirkişi kurulu raporu, ek rapor Sulh sözleşmesi, Delil listeleri sunulan ve toplanan deliller. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, gayrimenkul satış sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde rayiç bedelin tahsili, yüzölçümü eksikliği nedeniyle değer kaybı tazminatı ve geç tesliminden dolayı kira kaybı tazminatı istemine ilişkindir. İstinaf başvurusundan sonra taraf vekilleri e-imzalı dilekçeleri ile sulh sözleşmesi ve sulh çerçevesinde karar verilmesini talep etmiş ve davacı alıcı ile davalı satıcının imzalarının bulunduğu sulh sözleşmesi sunulmuştur. HMK’nın 313.maddesine göre "sulh görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir....
Tüketici ve ... 7. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, yükleniciden alınan daire için peşin verilen senetlerin dairenin teslim edilmemesi nedeniyle bedelsiz kaldığı iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. ... 7. Tüketici Mahkemesince, davanın kambiyo senedi özelliklerini taşıyan bonolardan kaynaklanmakta olup, TTK'nın 4/1-a ve 5/1. maddeleri gereğince, mutlak ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığın ticaret mahkemesi tarafından çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... 7....
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile Davacı ile davalı arasında imzalanan ----şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi kapsamında davalıların geç teslimine bağlı olarak davacı tarafın uğradığı kira kaybının (30.000,00 TL fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydı ile) davalıdan tahsili talebine yöneliktir. Dosya kapsamı ve ibraz edilen belgelerden de anlaşıldığı üzere davacıların satın almış olduğu daire konut olup, dosyada mevcut bulunan taşınmaza ilişkin satış bilgisi ve ödeme planı başlıklı belgede niteliğinin açıkça konut olduğu yazdığı ,ticari amaçla alınmadığı ve davacının da tüketici olduğu,davacının konutu satın aldıktan sonra kiraya vermesinin konutun niteliği üzerinde bir etkisinin olamayacağı tüm dosya kapsamına göre sabit olduğundan,6502 sayılı yasanın 72 maddesi uyarınca davaya bakmaya tüketici mahkemesi görevli olduğu kanaatiyle mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
Davacılar, davalı TOKİ'nin diğer davalılarla yaptığı gelir paylaşımı esasına dayalı inşaat sözleşmesi uyarınca yapılan projeden dükkan satın aldığı ancak süresinde teslim edilmemesi nedeniyle 30.10.2009 dönemine kadar olan kira tazminatı alacağı için yüklenici firmalara dava açtığı ve kazandığı, kararın kesinleştiğini bildirerek, bu kez, 30.10.2009 - 430.4.2011 dönemi için kira tazminatı alacağının tahsili için TOKİ'yi de davalı göstererek eldeki davayı açmıştır. Davalı TOKİ tarafından husumet itirazında bulunulmuş,mahkemece TOKİ yönünden davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davalı TOKİ ile diğer davalı firmalar arasında düzenlenen sözleşme incelendiğinde gelir paylaşımı şeklinde düzenlenmiş olup, bu sözleşmenin 5.1. maddesi hükmünde “Satışların yüklenici adına yapılacağı, dolayısıyla satış 2012/11902-17471 işlemlerinde sözleşmelerin alıcılar ile yüklenici arasında imzalanacağı, satış ilanlarında İdare adı ve Yüklenici adının birlikte kullanılacağı” yazılıdır....
Kira kaybı tazminatı isteminin dayanağı ise 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 106. maddesi olup buna göre, karşılıklı yükümlülükleri içeren sözleşmelerde borcun yerine getirilmemesi (ifada gecikme) halinde alacaklıya her zaman gecikmiş işi yerine getirme (ifayı) ve gecikme tazminatı isteme, sözleşmenin ifasından vazgeçilerek olumlu zararı isteme, sözleşmeyi feshederek olumsuz zararı isteme şeklinde açıklanan üç seçimlik hak verilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 123,124 ve 125. maddelerinde de benzer düzenlemelere yer verilerek borçlunun temerrüde düşmesi durumunda alacaklının borcun ifası ile birlikte gecikme sebebiyle tazminat isteyebileceği seçimlik bir hak olarak öngörülmüştür. (Hukuk Genel Kurulu 26.06.2013 gün ve ... sayılı kararı)....
Konut Satım Sözleşmesi, senet listesi ve 30/09/2017 tarihli Konut Satış Sözleşmesinin Feshi İbraname suretlerinin ibraz edildiği görülmüştür....
Konut Satım Sözleşmesi, senet listesi ve 30/09/2017 tarihli Konut Satış Sözleşmesinin Feshi İbraname suretlerinin ibraz edildiği görülmüştür....
Konut Satım Sözleşmesi, senet listesi ve 30/09/2017 tarihli Konut Satış Sözleşmesinin Feshi İbraname suretlerinin ibraz edildiği görülmüştür....
Konut Satım Sözleşmesi, senet listesi ve 30/09/2017 tarihli Konut Satış Sözleşmesinin Feshi İbraname suretlerinin ibraz edildiği görülmüştür....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı ....ile gayrimenkul satış sözleşmesi imzaladığını, bu şirketin aidat toplayarak inşaatlara başladığını....ile davalı banka arasında imzalanan ferdi konut kredi sözleşmesine göre 847 üyeye toplu konut fonundan üç dilim halinde kredi kullandırıldığını, kredi geri ödeme işlemlerinin 18.11.1999 tarihinden başlaması gerekirken davalılar tarafından 18.03.2002 tarihinde başlatıldığını, geri ödemelerin geç başlatılmasının müvekkilinden kaynaklanmadığını, davalı bankanın iki sene kadar geç başlattığı geri ödeme nedeniyle temerrüt faizi uygulanmasından dolayı borç bakiyesinin on katına çıktığını, fazla ve haksız olarak para talep edildiğini belirterek, fazlaya ilişkin dava hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000.000.000.-TL. borçlu olunmadığının tespitine, fazla ödenen paraların davacı borcundan takas ve mahsubuna karar verilmesini talep ve dava etmiştir....