Tüketici Mahkemesi’nin 2020/362 E. sayılı dosyasının 17.12.2020 tarihli ara kararı ile tesis edilen 16.02.2021 tarihli ihtiyati tedbirin kabulüne yönelik kararın kaldırılmasını ve istinaf nedenleri doğrultusunda ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan arındırılmış tescil, ipotek ve hacizlerin fekki istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nun 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karışı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/422 ESAS, DERDEST DAVA KONUSU : Dükkan Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan Tapu İptali ve Tescil, İpotek, Haciz ve Takyidatların Fekki KARAR : 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca dava dosyası incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İ D D İ A: Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 15.03.2011 tarihinde davalı Garanti Koza İnş....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde ödenen bedellerin tahsili, dava konusu bonoların iptali ve senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davacının birden fazla bina satın aldığı, birden fazla bina satın alınması nedeniyle söz konusu alımın ticari amaçla yapıldığının kabulü gerektiği bu nedenle uyuşmazlığın tüketici uyuşmazlığı niteliğinde bulunmadığı, kâr amaçlı alışverişlerden dolayı konut satın alınması halinde davaya bakmaya görevinin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır....
DELİLLER: Tapu kaydı, Konut satım sözleşmesi, Sulh sözleşmesi, Delil listeleri sunulan ve toplanan deliller. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, gayrimenkul satış sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde rayiç bedelin tahsili, yüzölçümü eksikliği nedeniyle değer kaybı tazminatı ve geç tesliminden dolayı kira kaybı tazminatı istemine ilişkindir. İstinaf başvurusundan sonra taraf vekilleri e-imzalı dilekçeleri ile sulh sözleşmesi ve sulh çerçevesinde karar verilmesini talep etmiş ve davacı alıcı ile davalı satıcının imzalarının bulunduğu sulh sözleşmesi sunulmuştur. HMK’nın 313.maddesine göre "sulh görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil KARAR Mahkeme nitelendirmesinde de kabul edildiği üzere dava, ölünceye kadar bakım sözleşmesinden kaynaklanan kişisel hakka dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin bulunduğuna göre hükme yöneltilen temyiz itirazlarını inceleme görevi bu hali ile Yüksek Yargıtay (14.) Hukuk Dairesine ait olup dosyanın incelenmek üzere Yargıtay (14.) Hukuk Dairesine gönderilmesi gerekir. Ne var ki, anılan Daire tarafından uyuşmazlık, miras payının temliki sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğu açıklanarak 31.01.2012 tarih ve 2012/1231 Esas, 2012/1166 Karar sayılı ilamı ile 8. Hukuk Dairesinin görevli olduğu gerekçesiyle dava dosyası görevsizlikle Dairemize gönderilmiştir....
Gökçe’nin o tarihte bankadan çektiği paraya ilişkin kayıtları dosyaya sunduğu, her ne kadar taşınmazın satış tarihindeki rayiç değeri ile tapuda gösterilen bedel arasında fark bulunsa da tapu masraflarının düşük tutulması amacıyla değerin düşük gösterilmesinin ülkemizde yaygın bir durum olduğu, sonuç itibariyle, davalı ...’nin, TMK’nın 1023. maddesi uyarınca, iyiniyetli olduğu kanaatine varıldığından, davacının tapu iptal ve tescil talebinin yerinde görülmediği, bu durumda, davacıya verilecek konut kalmadığından, davacının üyelik hakları kapsamında, üyesi bulunduğu davalı yüklenici kooperatiften, konut karşılığı tazminat isteme hakkına sahip olduğu, üyelikten kaynaklanan edimlerini yerine getirdiği anlaşılan davacının konutun rayiç bedelini tazminat olarak talep edebileceği gerekçesiyle, davalılar T.H...., ... ve ... aleyhine açılan davanın reddine, davalı T.H.... aleyhine açılan tapu iptal ve tescil davasının reddine, tazminat davasının kabulüne ve 140.000,00 TL’nin adı geçen kooperatiften...
Mahkemece , olayda hile unsurunun bulunmadığı gibi resmi akitte taşınmazın 10.000,00 TL bedelle temlik edildiğinin yazılı olduğu, davacının da tüm alacağını aldığını beyan ettiği ,bu hali ile harici satım sözleşmesinden sonra yapılan resmi akdin aksinin davacı tarafından kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'nun raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dava hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....
Genel nitelikte yasaklama ile alacaklıların takip haklarının engellenmesinin hak ve yarar dengesini bozacağı ortadadır. Ancak somut olayda ipotek alacaklıları ile ipotek borçlusunun işbu davada davalı olarak taraf bulundukları, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan arındırılmış tescil, ipotek ve hacizlerin fekkine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca mahkemece verilen tedbir kararının tüm icra işlemlerini değil sadece cebri icra yoluyla satış işlemini engeller nitelikte olduğu dolayısı ile icranın diğer yönlerden satış aşamasına kadar devamında yasal bir engel bulunmadığı, davalı aleyhine hak ve yarar dengesinin bozulmayacağı değerlendirilmiştir....
Genel nitelikte yasaklama ile alacaklıların takip haklarının engellenmesinin hak ve yarar dengesini bozacağı ortadadır. Ancak somut olayda ipotek alacaklıları ile ipotek borçlusunun işbu davada davalı olarak taraf bulundukları, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan ari tescil olmadığı takdirde bedel iadesi istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca mahkemece verilen tedbir kararının tüm icra işlemlerini değil sadece cebri icra yoluyla satış işlemini engeller nitelikte olduğu dolayısı ile icranın diğer yönlerden satış aşamasına kadar devamında yasal bir engel bulunmadığı, davalı aleyhine hak ve yarar dengesinin bozulmayacağı değerlendirilmiştir....
Genel nitelikte yasaklama ile alacaklıların takip haklarının engellenmesinin hak ve yarar dengesini bozacağı ortadadır. Ancak somut olayda ipotek alacaklıları ile ipotek borçlusunun işbu davada davalı olarak taraf bulundukları, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan ari tescil olmadığı takdirde bedel iadesi istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca mahkemece verilen tedbir kararının tüm icra işlemlerini değil sadece cebri icra yoluyla satış işlemini engeller nitelikte olduğu dolayısı ile icranın diğer yönlerden satış aşamasına kadar devamında yasal bir engel bulunmadığı, davalı aleyhine hak ve yarar dengesinin bozulmayacağı değerlendirilmiştir....