DAVA TÜRÜ : Alacak DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ: 22/02/2016 K A R A R Dava geçersiz harici satım sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup tapu iptal ve tescil talebinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yargıtay Başkanlar Kurulunun 11.01.2019 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 30.01.2019 günlü ve 2019/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 31.01.2019 tarihli ve 30672 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2019 günü yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, “ Kararı veren mahkemenin sıfatına, nitelendirmesine ve sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, geçersiz sözleşmeden kaynaklanan (sebepsiz zenginleşmeden) (TBK mad. 77 ila 82) davalar sonucu verilen..” hüküm ve kararlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.)...
Tüketici Mahkemesinin 19/07/2018 tarih ve 2018/608 esas, 2018/545 karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilmesi üzerine, istinaf incelemesi yapan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesinin 20/12/2018 tarih ve 2018/3362 esas, 2018/2239 karar sayılı kararı ile istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, dosyanın gönderildiği İstanbul Anadolu 22. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27/02/2020 tarih ve 2019/34 esas, 2020/88 karar sayılı kararı ile davaya bakma görevinin idare mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle HMK'nın 114 ve 115. Maddeleri gereğince davanın usulden reddine karar verilmiştir. Dava, davacıya ait taşınmazların takası ve bakiye bedelin ödenmesini konu alan taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, aksi halde teslim edilmeyen dairenin bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, her ne kadar daha önce İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18....
Tüketici Mahkemesi’nin 2022/385 E. sayılı dosyasının 04/11/2022 tarihli ara kararı ile verilen cebri icra satışı engeller mahiyette ihtiyati tedbirin devamına yönelik kararın kaldırılması ve istinaf nedenleri doğrultusunda ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER: Tapu kaydı, konut satım sözleşmesi ve ekleri, delil listeleri sunulan ve toplanan deliller. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tüm takyidatlardan ari tescil, ipoteklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipoteklerin fekki istemine ilişkindir....
Genel nitelikte yasaklama ile alacaklıların takip haklarının engellenmesinin hak ve yarar dengesini bozacağı ortadadır. Ancak somut olayda ipotek alacaklısı ile ipotek borçlusu ve alacaklılarının işbu dava dosyasında davalı olduğu, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan arındırılmış tescil, olmadığı takdirde bedel iadesi istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca mahkemece verilen tedbir kararının tüm icra işlemlerini değil sadece cebri icra yoluyla satış işlemini engeller nitelikte olduğu dolayısı ile icranın diğer yönlerden satış aşamasına kadar devamında yasal bir engel bulunmadığı, davalı aleyhine hak ve yarar dengesinin bozulmayacağı değerlendirilmiştir....
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 21/10/2020 NUMARASI : 2020/131 ESAS (DERDEST) DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil KARAR : K A R A R TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili Esenyurt İlçesi Esenyurt Tapu Sicil Müdürlüğünde 382 Ada 19.Kat 376 nolu bağımsız bölümde kayıtlı T7 Tic....
Genel nitelikte yasaklama ile alacaklıların takip haklarının engellenmesinin hak ve yarar dengesini bozacağı ortadadır. Ancak somut olayda ipotek alacaklısı ile ipotek borçlusu ve alacaklılarının işbu dava dosyasında davalı olduğu, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan arındırılmış tescil, ipoteklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipoteklerin ve hacizlerin fekki istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca mahkemece verilen tedbir kararının tüm icra işlemlerini değil sadece cebri icra yoluyla satış işlemini engeller nitelikte olduğu dolayısı ile icranın diğer yönlerden satış aşamasına kadar devamında yasal bir engel bulunmadığı, davalı aleyhine hak ve yarar dengesinin bozulmayacağı değerlendirilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 07.07.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptal ve tescil, müdahalenin men'i istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 29.09.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir....
Dava, düzenleme gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre; Dava konusu parselin 09.06.1997 günlü düzenleme sözleşme ile 70.000.000 TL. bedelle satışı vaat edilmiştir. Ancak, 25.02.2007 gününde mahallinde yapılan keşif sonunda dava tarihi itibariyle taşınmazın değeri 8000 YTL. olarak tespit edilmiştir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil davalarında mahkemenin görevi HUMK.nun 1. maddesi uyarınca müddeabihin dava tarihindeki değerine göre belirlenir. Bu durumda taşınmazın dava tarihi itibariyle keşfen saptanan değerine nazaran asliye mahkemesi görevli olmasına rağmen, mahkemece sözleşmedeki değer esas alınarak görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi yerine getirilmesine rağmen müvekkili tarafın defaatle uyarılarına itibar edilmediğini, 20/02/2013 tarihinde ifa edilmesi gereken ön ödemeli konut satış sözleşmesi yerine getirilmediğini, ön ödemeli konut satışının tapu siciline tescil edilmesi zorunlu olduğunu, ayrıca sözleşme satış vaadi sözleşmesi olmadığından dolayı noterde akdedilmesi zorunlu olmadığını ve herhangi bir şekil şartı bulunmadığını, tescil edilmediği takdirde satıcının sözleşmenin geçersizliğini tüketicinin aleyhine kullanamayacağına da yer verildiğini, davalılar açık kanun hükmüne aykırı şekilde ön ödemeli konut satış sözleşmesini yok saydıklarını ve aldıkları bedeli de iade etmediklerini, ön ödemeli konut satışları hakkında yönetmeliğin 10....