ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 14/11/2013 NUMARASI : 2011/293-2013/310 Davacı(yüklenici) ile davalı(alıcı) arasında konut satışına ilişkin geçerli sözleşme bulunmakta olup, uyuşmazlık satım sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasında yapılan ortaklık sözleşmesi taşınmaz satımına ilişkin olup sonrasında tapuda davalı adına taşınmaz tescil olunmuştur. Davanın niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Dosya, Yargıtay 23. ve 13. Hukuk Dairelerince incelenerek görevsizlik kararı ile Dairemize gönderilmiş olup, 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İş Bölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 04.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan iş bu davada Tüketicinin Korunması Hakkında Kanundan kaynaklanan satıcının ayıptan ve zapttan sorumluluğu nedeniyle ipotekten dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipoteğin terkini, kabul edilmediği taktirde taşınmazın güncel değerinin tahsili istemine ilişkin talepte bulunulmuştur. Dosya içerisinde mevcut dava konusu taşınmaza ait tapu senedinin incelenmesinde konut niteliğindeki 618 bağımsız bölüm nolu taşınmazın davacı adına 30/11/2018 tarihinde satış edinme sebebine istinaden tapuya tescil edildiği anlaşılmaktadır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında ihtiyati tedbir kararının kapsamı belirlenirken iki tarafın hak ve yarar dengesinin gözetilmesi gerekir. Somut olayda davalı yüklenici satıcı ipotek borçlusu T7 Koza A.Ş. ile ipotek alacaklılarının yani T5ile T3.'...
DELİLLER : Tapu kaydı, Konut finansman kredisi ve teminat sözleşmesi ile ekleri, İpotek belgesi, resmi senet, Delil listesi sunulan ve toplanan deliller. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davacının maliki olduğu taşınmaz üzerine dava dışı önceki malikin davalı bankadan kullandığı konut kredisinin teminatını teşkil etmek üzere tesis edilen ipoteğin fekki istemine ilişkindir. Somut olayda uyuşmazlık, davalı banka ile dava dışı önceki tapu maliki 3. Kişi Ali Osman Kara arasında imzalanan konut finansman kredisi (tüketici kredisi) nedeniyle davacının daha sonra satın almış olduğu taşınmaz üzerinde kurdurulmuş ipoteğin kaldırılmasından kaynaklanmakta olup; davacının ipoteğe konu konut finansman kredisi (tüketici kredisi) sözleşmesinden kaynaklı tahsilatın tamamının banka tarafından yapılmış olması nedeniyle taşınmazda tapu siciline davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin terkinine karar verilmesi taleplidir....
Tüketici Mahkemesi’nin 2020/694 E. sayılı dosyasının 10.09.2020 tarihli ara kararı ile tesis edilen 22.10.2020 tarihli ihtiyati tedbirin kabulüne yönelik kararın kaldırılması ve istinaf nedenleri doğrultusunda ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava konut satım sözleşmesinden kaynaklanan takyidatlardan arındırılmış tescil, ipoteklerin ve hacizlerin fekki istemine ilişkindir. Bilindiği ve öğretide de kabul edildiği üzere ihtiyati tedbir ''kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca davacı veya davalının dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı ön görülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır'' şeklinde tarif edilmiştir....
Bölge adliye mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda davacının istinaf başvurusunun kabul edilerek ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmış, davalı eşin açık rızasının bulunmadığı gerekçesiyle ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm ipoteğin kaldırılması davasının kabulü yönünden davalı banka tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu aile konutu taşınmaz üzerinde tesis edilen ipoteğin, tarafların ortak çocuklarının sahibi olduğu dava dışı şirketin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcunun teminatı olarak konulduğu ve davacı eşin genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı nazara alındığında, davacının açık rızası alınmadığını ileri sürerek ipoteğin kaldırılmasını istemesi, hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk korumaz (TMK. md. 2)....
DELİLLER : Tapu kaydı, tapu senedi, Konut satım sözleşmesi ve ekleri ile konut satım sözleşmesinin devir ve temlik sözleşmesi, Keşif, Bilirkişi raporu, Tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, yüklenicinin temlikine dayalı davacı adına satış sözleşmesi gereğince tapuda tescili yapılan taşınmazdaki hukuki ayıp niteliğinde bulunan tapu kaydındaki ipoteğin (takyidatların) fekki istemine ilişkindir. Kamu düzenine aykırılık yönünden resen yapılan incelemede; 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit-ipoteğin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava azledilen vekil tarafından tesis edilen ipoteğin kaldırılması ve ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipten dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı vekili, azilnamenin müvekkili bankaya bildirmediğini, ipoteğin tesisinde iyi niyetli olan müvekkilinin kazanımının korunması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....
Şubesi ile görüşüldüğünü ve o dönem için ipotek borcunun 10.000 TL olduğunun söylendiğini, asıl borçlu tarafından kalan borç tutarı ödenmediğinden davalı tarafından ....İcra Müdürlüğünün 2013/6706 sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibine geçildiğini, ipoteğin kaldırılmasını temin için bu borcun müvekkilinin eşi tarafından yatırıldığını, ipoteğe ilişkin başka bir borcun söz konusu olmadığını, davalının asıl borçlunun tüm risklerini taşınmaz üzerindeki ipotekten tahsil etmeye çalıştığını ileri sürerek taşınmaz üzerindeki dava konusu ipoteğin fekkini, müvekkilinin ipotek ile ilgili borçlu olmadığının tespitini, davalının %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, ipoteğin dava dışı borçlu ...’ın doğmuş ve doğacak borçlarından dolayı verildiğini, adı geçenin bankaya borcu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, ipoteğin terkini davası sonunda ilk derece mahkemesince tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne, davalı ...AŞ. Yönünden ipoteğin terkini isteğinin reddine karar verilmiş,verilen karara karşı istinaf talebinde bulunulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, İlk Derece Mahkemesince davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı ...’in kayıt maliki olmadığından aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiği, davalılardan Akbank T.A.Ş....
İstinaf Sebepleri Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ipoteğin dava dışı şahsın asaleten veya kefaleten kullanmış kullanacağı kredileri kapsadığını, bu borçlardan birisinin ödenmesinin davacının ipotekten kaynaklanan sorumluluğunu kaldırmadığını, dava dışı şahsın kullandığı kredi sebebiyle devam eden icra takip dosyalarının bulunduğunu, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, kararda icra kapak dosya hesabı olarak miktarın tahsil edilmiş olduğundan bahisle 250.000,00 TL'den fazla tahsilat yapıldığı sonucuna ulaşıldığını ancak bilirkişi raporunda bankaya ne kadar ödeme yapıldığı konusunda bir inceleme yapılmadığını, dava konusu ipoteğin ana para ipoteği olduğunu, üst sınır ipoteği olduğu düşünülse dahi davacı hakkında başlatılan iki ayrı takip dosyasında ödenen toplam miktarın, 250.000,00 TL bedelli ipoteğe %250 faiz ve sair icra giderleri uygulanması durumunda davacını ödemesi gereken tutarın oldukça yüksek olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. C....