Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacının davalı bankadan aldığı konut kredisi nedeniyle taşınmazında tesis edilen ipoteğin kredi borcunun bitmiş olması nedeniyle kaldırılması istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ipoteğin terkinini isteme hakkı başlıklı 883 üncü maddesi şu şekildedir; “Alacak sona erince ipotekli taşınmazın maliki, alacaklıdan ipoteği terkin ettirmesini isteyebilir. (Ek fıkra:4/7/2019-7181/19 md.) ...
in de, katılanı telefon ile arayarak, ipoteğin kaldırılması için parayı kendi hesabına göndermesini istediği, katılanın, banka hesap ekstrelerinden de açıkça anlaşılacağı üzere; 26.09.2008 tarihinde, sanık ...'in hesabına, 30000 TL para gönderdiği; ancak sanık ...'in, 30000 TL parayı ipoteğin kaldırılması için bankaya ödemediği, banka tarafından katılan aleyhine icra takibinin başlatıldığı, böylelikle sanıkların, birlikte hareket ederek katılanı kandırıp haksız menfaat temin ettiklerinin iddia edildiği olayda; katılanın aşamalarda verdiği ifadelerinde; sanık ...'e 30000 TL parayı ipoteğin kaldırılması amacıyla gönderdiğini; ancak sanığın bu parayı ipoteğin kaldırılması için bankaya ödemediği gibi kendisine de iade etmediğini beyan ettiği, banka ekstrelerinden, katılanın hesabından 30000 TL paranın sanık ... ... hesabına aktarıldığının tespit edildiği, soruşturma aşamasında hakkında yakalama emri çıkarılan sanık ...'...
e kullandırılan krediye ait borç olduğunu belirterek, müvekkilinin davalı bankaya borçlu olmadığının tespiti ile ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın görev yönünden reddinin gerektiğini, ... 'ün hala bankaya borçlu olduğunu, ipoteğin kaldırılmasının mümkün olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dava konusunun konut kredisi borcunun tespitine yönelik olduğu ve tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık her ne kadar ipoteğin fekki istemiyle açılmışsa da temel ilişki genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığından TTK'nın 4. maddesi uyarınca ticari mahiyetteki genel kredi sözleşmesinde görevli mahkeme ticaret mahkemesidir. Mahkemenin tüketici mahkemesinin görevli olduğuna dair kararı doğru olmayıp, bozulması gerekmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, konut kredisi borcunun ödenmiş olması iddiasıyla krediden kaynaklı tesis edilen ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK). 3....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2023/476 Esas KARAR NO: 2024/411 DAVA: İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) DAVA TARİHİ: 07/07/2023 KARAR TARİHİ: 02/05/2024 Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA:Davacı vekili 07.07.2023 tarihli dava dilekçesinde özetle; Dava dışı-------- ile Davalı banka arasındaki kredi ilişkisi nedeniyle ipoteğin tesis edildiği tarihte dava dışı ------- Şti....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/05/2021 NUMARASI : 2020/491 Esas - 2021/233 Karar DAVA KONUSU : İpoteğin Kaldırılması KARAR : NEVŞEHİR 1....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, konut satım sözleşmesinden kaynaklanan ipoteklerden, hacizlerden ve takyidatlardan dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipoteklerin, hacizlerin ve takyidatların terkini istemine ilişkindir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Davada istem, davalı T8 Anonim Şirketi ile imzalanan konut satım sözleşmesi gereğince mülkiyeti tapuda davacı adına devir ve tescil edilen dava konusu konut niteliğindeki taşınmaz üzerindeki iddiaya göre hukuka aykırı tesis edilen konut satım sözleşmesinden kaynaklanan ipoteklerden, hacizlerden ve takyidatlardan dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipoteklerin, hacizlerin ve takyidatların terkini istemine ilişkindir....
Davalının alivre sözleşmelerinden (Ordu Ticaret Borsasının 30.7.1998 tarihli alım-satım beyannamesi içeriğinde miktarı ve fiyatı yazılı fındığın Eylül 1998 ayı içinde teslim edileceği 13.8.1998 tarihli alım-satım beyannamesi içeriğinde miktarı ve fiyatı yazılı fındığın 28 Ağustos 1998 ayına kadar teslim edileceği taraflarca belirlenmiştir) kaynaklanan alacağının alım-satım beyannamelerine göre eksik teslim edilen fındık miktarına isabet eden bedelin hesaplanması ve malın teslim tarihleri gözetilerek eksik teslim edilen mal tutarına 3095 Sayılı Kanun'a göre belirlenecek oranlar üzerinden faiz uygulanıp, dava tarihi itibariyle borçluluk durumunun saptanması ve yapılan ödemelerin de dikkate alınmasının gerektiğinin düşünülmemesi doğru değildir....
Sıfatıyla) Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili; müvekkili bankanın, davalı bankanın konut kredisi müşterileri olan ...ve ...'...
Somut olayda; davacı ve davalı arasındaki sözleşmenin "Yatırım Amaçlı Konut Satım Sözleşmesi" olduğundan bahisle davacının satın alma amacının yatırım gayesi olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verildiği, ancak davacının dava dilekçesinde taşınmazı satın alma amacının konut ihtiyacını karşılamak olarak açıkça belirttiği, istinaf dilekçesinde de bu hususu tekrarladığı, dosya kapsamından sözleşme başlığı dışında davacının taşınmazı yatırım amacıyla aldığı konusunda herhangi bir açıklama ve delil bulunmadığı, sözleşmeye konu taşınmazın sözleşmede konut olarak nitelendirildiği, tapu kaydında da konut niteliği ile kayıtlı olduğu, bu haliyle sadece sözleşme başlığına atıf yapılarak davacının taşınmazı yatırım amacıyla aldığının kabulünün mümkün olmadığı ve nihai amacın taşınmazdan faydalanmak olduğunun kabulü gerektiği değerlendirilmiştir. Bu durumda davanın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüştür....