Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

CEVAP: Davalılar vekilleri cevap dilekçelerinde özetle; aracın garanti süresinin iki yıl olduğunu, davanın zaman aşımı yönünden reddi gerektiğini, ayıbı en geç 2016 senesi başında öğrenen davacının hiçbir şekilde ayıp ihbarında bulunmadığını, davacının her seferinde onarım hakkını kullandığını, bu nedenle süresinde yapılan bir ayıp ihbarı ve süresinde açılan bir davadan bahsedilmesinin de mümkün olmadığını, davacı tarafından araçta her arıza sonrası onarım hakkının kullanıldığını, arızaların devam etmesi durumunda artık ayıbın gizli olmasından bahsedilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemişlerdir. YEREL MAHKEME KARARI; Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "Tüm dosya kapsamı ile dava araçtaki ayıp nedeniyle bedelin iadesi talebine ilişkindir. Davacı aracın sabahları çalışmadığını arızanın imalat kaynaklı olduğunu belirterek bedel iadesi talebinde bulunmuştur....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ve bedelin iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince süresi içinde temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

    Hukuk Dairesi'nin 2022/7600 Esas- 2022/9363 Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi; "dava konusu aracın değer kaybının hesaplanması konusunda ayıp nedeniyle satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, öteden beri uygulanan "nispi metod" olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. Bu metoda göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir. Başka bir ifade ile satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile, ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmaktadır." denilmektedir....

    Taraflar arasındaki sözleşmenin 6502 sayılı TKHK 40/1.maddesine göre ön ödemeli konut satış sözleşmesi niteliğinde olduğundan uyuşmazlığa uygulanması gereken hükümler 6502 Sayılı Kanunun 40 vd.maddelerinde ki "Ön Ödemeli Konut Satışı" na ilişkin olan düzenlemelerdir. 6502 sayılı Tüketici Korunması Hakkındaki Kanun'un 40. maddesinde “Ön Ödemeli Konut Satış Sözleşmesi" tanımlanmıştır. Bu maddeye göre; Ön ödemeli konut satış sözleşmesi, tüketicinin konut amaçlı bir taşınmazın satış bedelini önceden peşin veya taksitle ödemeyi, satıcının da bedelin tamamen veya kısmen ödenmesinden sonra taşınmazı tüketiciye devir veya teslim etmeyi üstlendiği sözleşmedir. Ön ödemeli konut satış sözleşmesinin şekil şartına ilişkin 41. maddesinde ise; “(1) Ön ödemeli konut satışının tapu siciline tescil edilmesi, satış vaadi sözleşmesinin ise noterde düzenleme şeklinde yapılması zorunludur....

    Sayılı usul ve hukuka aykırı terditli taleplerden olan taşınmaz bedelinin iadesine ilişkin kararın kaldırılarak gecikmede müvekkili firmanın menfi bir kusuru olmadığından davanın reddine, aksi takdirde davacının terditli taleplerinden olan tapu iptal tescile karar verilmesine, dava yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER : Tapu kaydı, Konut Satış SözleşmesiBilirkişi raporu, Delil listeleri sunulan ve toplanan deliller. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, konut satış sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tüm takyidatlardan ari tescil, olmadığı takdirde ödenen bedelin güncellenerek tazmini istemine ilişkindir. Terditli davada davacının ilk istemi tapu iptali ve tescil olup uyuşmazlığın taşınmazın aynına yönelik olduğu kuşkusuzdur. Tapu iptali ve tescil istemli taşınmazın aynına ilişkin davalarda dava değeri dava konusu taşınmazın dava değerindeki gerçek değeridir....

    Sözleşmenin kurulduğu tarihte yürürlükte bulunan 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 4. maddesi hükmü gereğince tüketici satın aldığı malın ayıplı olduğunun anlaşılması halinde satıcıdan, verdiği bedelin iadesini, ayıp nispetinde bedelin tenzilini, ayıbın giderilmesi için gerekli onarımın yapılmasını, son olarak da aracın yenisi ile değiştirilmesini isteyebilir.”, Aynı Kanunun 13. maddesinin 3. fıkrasında da “Tüketici Onarım hakkını kullanmışsa, garanti süresi içerisinde sık arızalanması nedeniyle maldan yaralanamamasının süreklilik arz etmesi veya tamiri için gereken azami sürenin aşılması veya tamirin mümkün bulunmadığının anlaşılması halinde, 4. maddede yer alan diğer seçimlik haklarını kullanabilir.” hükmü bulunmaktadır....

      Davalı taraf, her ne kadar aracın üretimden kaynaklı imalat arızası olmadığını iddia etmiş ise de aracın birçok kez servise gitmesiyle ve mahkememizce yaptırılan teknik incelemede ortaya çıkan bu arızanın kullanıcıdan kaynaklı bir arıza olmayıp, iş makinesinin mekanik, elektrik-elektronik ve programlanan parçalar arasındaki uyumsuzluktan, imalat hatasından kaynaklı gizli ayıp niteliğinde olduğu anlaşılmıştır. Satılan araçta olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunduğu, teslim tarihinden iki gün sonra arıza nedeniyle yetkili servise yapılan başvuru ile ayıbın bildirildiğinin kabulü gerektiği, sözleşmeden dönme talebinin uygun ve yerinde olduğu anlaşılmakla sözleşmeden dönme nedeniyle aracın iadesi şartıyla ödenen bedelin tahsiline karar verilmiştir. Tüm bu nedenlerle sonuçta aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle; 1-Davanın kısmen kabulüyle ......

        Davalı taraf, her ne kadar aracın üretimden kaynaklı imalat arızası olmadığını iddia etmiş ise de aracın birçok kez servise gitmesiyle ve mahkememizce yaptırılan teknik incelemede ortaya çıkan bu arızanın kullanıcıdan kaynaklı bir arıza olmayıp, iş makinesinin mekanik, elektrik-elektronik ve programlanan parçalar arasındaki uyumsuzluktan, imalat hatasından kaynaklı gizli ayıp niteliğinde olduğu anlaşılmıştır. Satılan araçta olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunduğu, teslim tarihinden iki gün sonra arıza nedeniyle yetkili servise yapılan başvuru ile ayıbın bildirildiğinin kabulü gerektiği, sözleşmeden dönme talebinin uygun ve yerinde olduğu anlaşılmakla sözleşmeden dönme nedeniyle aracın iadesi şartıyla ödenen bedelin tahsiline karar verilmiştir. Tüm bu nedenlerle sonuçta aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle; 1-Davanın kısmen kabulüyle ......

          Davalı taraf, her ne kadar aracın üretimden kaynaklı imalat arızası olmadığını iddia etmiş ise de aracın birçok kez servise gitmesiyle ve mahkememizce yaptırılan teknik incelemede ortaya çıkan bu arızanın kullanıcıdan kaynaklı bir arıza olmayıp, iş makinesinin mekanik, elektrik-elektronik ve programlanan parçalar arasındaki uyumsuzluktan, imalat hatasından kaynaklı gizli ayıp niteliğinde olduğu anlaşılmıştır. Satılan araçta olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunduğu, teslim tarihinden iki gün sonra arıza nedeniyle yetkili servise yapılan başvuru ile ayıbın bildirildiğinin kabulü gerektiği, sözleşmeden dönme talebinin uygun ve yerinde olduğu anlaşılmakla sözleşmeden dönme nedeniyle aracın iadesi şartıyla ödenen bedelin tahsiline karar verilmiştir. Tüm bu nedenlerle sonuçta aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle; 1-Davanın kısmen kabulüyle ......

            İlk Derece Mahkemesince özetle; tarafların sapelli masif parke satım ve montajı konusunda anlaştıkları, davalı tarafça montajı yapılan parkenin uygun kurulukta olmadığı, nem oranının kendi öz neminden daha fazla olduğu bu nedenle oynama ve ek yerlerinde açılmalar meydana geldiği, malzemenin gizli ayıplı olduğu, ayıbın tadilat yapılmak suretiyle giderilmeyeceği, tamamen sökülmesi gerektiği, davalı tarafça alttan ısıtma ve klima sistemi nedeniyle kullanım hatası olduğuna dair savunmasının yerden ısıtma sisteminin döşeli olmadığı alanlarda da ayrılmalar olması nedeniyle yerinde olmadığı, davacının menfi zararının tazminini talep etmekte haklı olduğu gerekçesiyle "DAVANIN KABULÜ İLE, 1.000 Euro alacağın 16.02.2017 tarihindeki efektif döviz satış kuru üzerinden Türk lirası karşılığına, 16.02.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile, 35.421,66 Euro alacağın ise ıslah tarihi olan 03.01.2019 tarihindeki efektif döviz satış kuru üzerinden Türk lirası karşılığına, 03.01.2019 tarihinden...

              UYAP Entegrasyonu