Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

sebebiyle bedel indirimi isteminde satış bedelinden indirilmesi gereken miktarın tespitinde, nispi metod uygulanarak dava konusu aracın tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız ikinci el rayiç değeri ile mevcut ayıplı ikinci el rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, belirlenecek bu miktarlar birbirine oranlanmalı (bu iki değer birbirine bölünmeli) ve tespit edilecek bu oran da satış bedeline uygulanarak, satış bedelinden indirilmesi gereken miktar bu şekilde belirlenerek, (NİSBİ YÖNTEME GÖRE; Ödenecek Bedel=Kararlaştırılan Bedel(Satış Bedeli) x(çarpı) Ayıplı Değer /(bölü) Ayıpsız Bedel şeklinde orantı kurularak bulunan rakamın, satış bedelinden mahsubu ile bulunan miktar olduğu) hesap yapılmasının istenmesi ve alınan rapora göre hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekir....

    GEREKÇE: Dava, satın alınan ürünün Satış Sonrası Hizmetler Yönetmeliği'nde ön görülen kullanım ömrü içerisinde meydana gelen arızanın, yedek parçanın temin edilerek ücreti karşılığında onarılması, olmadığı takdirde onarım bedeli ödenmek kaydıyla ürünün ayıpsız misliyle değiştirilmesi, o da olmadığı takdirde ayıplı ürünün iadesi ile ödenen bedelin istirdatı davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, arızalanan televizyonun arızasının giderilememesi nedeniyle davalı satıcının sorumlu olup olmadığı noktasındadır. Tarafların beyanlarına göre, davacı tarafından davalı ... - ...'...

      GEREKÇE : Dava, satın alınan ürünün Satış Sonrası Hizmetler Yönetmeliği'nde ön görülen kullanım ömrü içerisinde meydana gelen arızanın, yedek parçanın temin edilerek ücreti karşılığında onarılması, olmadığı takdirde onarım bedeli ödenmek kaydıyla ürünün ayıpsız misliyle değiştirilmesi, o da olmadığı takdirde ayıplı ürünün iadesi ile ödenen bedelin istirdatı davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, arızalanan televizyonun arızasının giderilememesi nedeniyle davalı satıcının sorumlu olup olmadığı noktasındadır....

      Taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları, davacının davalıdan satın aldığı aracın ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise söz konusu ayıbın gizli olup olmadığı, aracın ayıpsız misli ile değişim koşullarının oluşup oluşmadığı, taraflar arasındaki satış sözleşmesinin iptali ile ödenen 180.000,00 TL bedelin iadesi şartlarının oluşup oluşmadığı ile davacı tarafından harcanan servis bedelleri ve masraflarının ve aracın serviste kaldığı süre boyunca kullanılamaması nedeniyle uğranıldığı iddia edilen zararın miktarı, bu tutarın davalılardan talep edilip edilmeyeceği ile davacının hak düşürücü sürede açılıp açılmadığı ve davacının süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı noktalarındadır. HMK'nın 116. maddesine göre kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı, ilk itiraz olup ilk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde HMK'nın 117/1. maddesi uyarınca dinlenemez. Bunun yanı sıra dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır....

        Dava, taraflar arasındaki 14.02.2015 tarihli satış vaadi sözleşmesi uyarınca, 28.12.2015 tarihinde teslim edilen ve 15.01.2016 tarihinde tapu tescili yapılan taşınmazın ayıplı olması sebebiyle davacının ihbarı sonucu onarımı gerçekleşmesine rağmen ayıbın devam etmesi nedeniyle değer azalmasından kaynaklı alacak davasıdır....

        Her ne kadar davalı vekili tarafından söz konusu ayıbın aracın sürüş güvenliğine etkisi olmadığını ve onarılabilir nitelikte olduğunu iddia ederek sözleşmeden dönme ve bedel iadesi hakkının kullanılmasının hakkaniyete aykırı olduğunu bildirerek davanın reddini talep etmiş olsa da; aracın ayıplı olduğu, bu ayıbın satın alındıktan kısa bir süre sonra ortaya çıktığı, ülkemizdeki tüketicilerin gelişmiş ülkelere nazaran çok yüksek bedeller ödeyerek araç satın aldıkları, buna bağlı olarak da araçtan bekledikleri faydanın arttığı, davacının satın aldığı sıfır araçta kısa sürede böyle bir ayıbın çıktığı, bu haliyle tüketiciden bu aracın kullanımının beklenemeyeceği, keza ayıp cüzi bir miktar ile tamir edilse dahi araçta bu sorunun tekrar edip etmeyeceğinin kesin olmadığı, tamir edildiği takdirde aracın ikinci el değerinin önemli derecede düşeceği hususları tamamı beraber değerlendirildiğinde; tüketicinin sözleşmeden dönme ve bedel iadesi hakkının hakkaniyete uygun olduğunu, kanaat getirilerek...

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE: Dava, ayıplı olduğu iddiası ile taraflar arasında satışı gerçekleşen aracın misliyle değiştirilmesi mümkün olmadığı takdirde bedel iadesi ile araçtan yoksun kalma sebebiyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır....

          'ye de yöneltmiş, satın aldığı ve adına tapuda tescil edilen dairenin tapu kaydındaki ipotekler ve hacizler nedeni ile ayıplı bulunduğunu iddia ederek tapu kaydındaki ipoteğin ve hacizlerin kaldırılmasını yani bu hukuki ayıbın giderilmesini, olmadığı taktirde taşınmazın rayiç değerinin tahsilini istemiştir. İddia olunan bu hukuki ayıp niteliği gereği sınırlandırma alacaklılarını etkilediğinden zorunlu olarak dava davalı Şekerbank T.A.Ş.ve Albaraka Türk ....A.Ş.ye de yöneltilmiştir. Tüketicinin aldığı mal ya da hizmetten faydalanma olanağını azaltan ya da tamamen ortadan kaldıran hukuki yasaklama ya da sınırlamaların varlığı halinde hukuki ayıp söz konusu olur. Özetle bu dava; tüketicinin davalı yüklenici satıcı şirket ile yaptığı sözleşmeyle satın aldığı ve tapuda adına kayıtlı maldaki hukuki ayıbın giderilmesi veya bedel istemine ilişkin olup somut olayda 6502 Sayılı Tüketici Kanunu hükümleri uygulanacaktır....

          Somut olayda, yukarıdaki yerleşik Yargıtay uygulamaları da nazara alındığında, davacı taraf dava dilekçesinde terditli olarak sözleşmeden dönme, bedel iadesi, ayıpsız misli ile değişim, ücretsiz onarım ve bedel iadesi taleplerinde bulunmuş, 19/11/2019 tarihli duruşmada davacı vekili yine terditli olarak öncelikle ayıpsız misli ile değişim, olmadığı takdirde sözleşmeden dönme ve bedel iadesi, olmadığı takdirde araçtaki ayıbın ücretsiz onarım ve gizli ayıp sebebiyle yapılacak ücretsiz onarımdan kaynaklı değer kaybından kaynaklı bedelin tahsilini talep etmiş ve yerel mahkemece davacı tarafa hangi seçimlik hakkı kullandığı hususu açıkça hasrettirilmeksizin terditli taleplerden satıcı davalı aleyhine sözleşmeden dönme ve bedel iadesine hükmedilmiş, bunun sonucu olarak ta üretici/ithalatçı davalı yönünden husumet yokluğu sebebiyle usulden red kararı verilmiş olmasının ve dolayısıyla davacı/tüketiciye ayıp sebebiyle aracın satış tarihi olan 2017 yılında yürürlükte bulunan ve uyuşmazlığa uygulanması...

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava: taşınmaz satış sözleşmesine dayalı ipoteklerin fekki, olmadığı takdirde ödenen bedelin iadesi ve senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine iliştindir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır....

          UYAP Entegrasyonu