Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil T1'ın, davalı bankadan kullandığı konut kredisinin teminatı olarak, Pendik, Yayalar Mah., 1008 Parsel, A2 blok, 6 nolu bağımsız bölüm üzerine, 03.12.2010 tarih ve 23838 yevmiye numarası ile, davalı banka lehine 60.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, müvekkil tarafından konut kredisi borcu 1 yıl önce kapatılmış olmasına rağmen ipotek fekk edilmediğini, müvekkilinin makul bir süre beklemesine rağmen, tapudaki ipoteğin fekk edilmemiş olması nedeniyle iş bu davayı açma zarureti hasıl olduğunu, açıklanan sebeplerle, Pendik, Yayalar Mah., 1008 Parsel, A2 blok, 6 nolu bağımsız bölüm üzerine, 03.12.2010 tarih ve 23838 yevmiye numarası ile, davalı banka lehine tesis edilen 60.000,00 TL bedelli ipoteğin fekkini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İstanbul Anadolu 2....
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda karşı davanın, iptali istenen tasarrufun borcun doğumundan önce yapılmış olduğu gerekçesi ile reddine, asıl davada ise taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin noter huzurunda yapılmış olduğu, vaadde bulunulan taşınmazın satış bedelinin tamamen ve nakden ödenmiş olduğunun bu sözleşmede yazılı bulunduğu ve tescil koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulü ile taşınmazın davalı ... adına olan tapusunun iptali ile davacı ... adına tesciline, satış vaadi sözleşmesinden sonra davalılar lehine konulan haciz ve diğer takyidatların kaldırılmasına aynı şekilde satış vaadi sözleşmesinin yapılmasından sonra yuva kredisine istinaden konulan ipotek bedelinin davacı tarafından ödenmiş olmasından dolayı davalı Türkiye ... Bankası lehine konulan ipoteğin fekkine karar verilmiş hüküm davalı-karşı davacı ... Varlık Yönetimi vekili ve davalı Türkiye ... Bankası A.Ş vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Dava, konut kredisi borcu nedeniyle davalı lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. Dava konusu fekki istenen ipotek konut kredisinden kaynaklanmakta olup dava bakmak görev alanı dışında kalmaktadır. Dairemizin görev alanı HSK'nın 01/09/2022 tarihinden itibaren uygulanacak kararında belirtilen işlerle sınırlıdır. 01/09/2022 tarihli İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri ve Ceza Daireleri arasındaki iş bölümü kararı gereğince "6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda düzenlenen abonelik, eser, taşıma, sigorta, bankacılık sözleşmeleri dışındaki sözleşmelerden (devre mülk, devre tatil, paket tur, kapıdan satış gibi) kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar" İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18.-19.-46. Hukuk Dairesinin görev alanındadır....
İcra Müdürlüğünün 2019/12752 ve 2019/12755 Esas sayılı dosyaları ile takibe geçildiğini, her iki takibinde ilamsız takip olup ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan bir takibin söz konusu olmadığını, müvekkilinin konut kredisi kullanırken verdiği 2013 yılı ipoteğinin 2017 yılında şirkete kefil olduğu sözleşmenin teminatı olarak kabul edilmemesinin mümkün olmaması nedeniyle ipotek lehdarının bile müvekkiline karşı ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçemediğini, müvekkilinin konut kredisi alabilmek için rehin sözleşmesini imzaladığını ve kullandığı kredinin tamamını ödediğini, ipotek kaydının tapudan kaldırılmamasının herhangi bir hak yaratmayacağını, konut kredisi borcu ödendikten sonra aynı kredi verenden başka birinin aldığı krediye kefil olunmasının meskeniyet iddiasından vazgeçilmesi olarak yorumlanamayacağını, Medeni Kanun ile ipoteğin alacağa bağlılığını kabul ettiğinden alacak sona erdiği takdirde ipoteğin de kendiliğinden sicil dışı sona ereceğini, ayrıca bahse konu...
Buna göre, anılan Kanun, tüketici kredisi kullanan borçluları, diğer kredi borçlularından ayrı tutmak, tüketicinin koşullarını iyileştirmek ve kolaylaştırmak amacıyla düzenlenmiş özel bir kanun olup, bu kanun kapsamında verilen krediler nedeniyle borçluların temerrüde düşüp düşmedikleri, borcun muaccel olup olmadığı, muaccel olan borç miktarının ve faizinin ve yapılan özel sözleşmelerin, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun koşullarında değerlendirilmesi gerekir. Davacı tarafından takibin iptaline karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın kaldırılması talep edilmiştir. Şikayete konu edilen takip dayanağı ipotek, tüketici kredisi niteliğinde olan konut kredisi alacağının teminatı olarak düzenlenmiş olup, alacağın, tüketici kredisi niteliğindeki konut kredisi olması ve ipotek alacağının varlığı, miktarı ve muaccel olup olmadığı, Tüketici Kanunu'na tâbi olmakla, kayıtsız şartsız para borcu ikrarını içermediğinden, bu tür ipoteğe dayalı olarak ilamlı takip yapılamaz....
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin konut kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Somut olayda, takip dosyasından borçlunun şikayete konu taşınmazı üzerine 22.04.2016 tarihinde haciz uygulandığı, haciz tarihinden önce taşınmazın tapu kaydında ......
İlk derece mahkemesince davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, dava konusu taşınmazın ipotek tesis tarihinde aile konutu olduğu, davacı eşin taşınmaza dava konusu ipotek tesis edilmesi işlemine açık rızasının bulunduğunun kanıtlanamadığı, aile konutu olan taşınmaz üzerinde birinci sırada bulunan dava dışı ipoteğin, konutun alımında kullanılan krediye ilişkin olduğu, aile konutunun finansmanı için kullanılan bu kredi ile aile konutu temin edildiğinden, kredinin teminatı için konut üzerine konulan birinci derecedeki ipoteğe diğer eşin rıza vermiş sayılacağı gibi bu ipotek için açık rızanın da bulunduğu, bu itibarla ilk derece mahkemesince dava konusu taşınmaz üzerine ikinci derecede konulan ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesinde her hangi bir isabetsizlik bulunmadığı, davanın TMK'nın 194. maddesine dayandığı...
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; alacaklı tarafça başlatılan takibin, sadece konut finansman kredisi alacağına dayalı takip olmadığı, konut finansman kredisi alacağının yanında bireysel finansman ve tüketici kredisi alacağının da takibe eklendiği, buna ilişkin dayanak belgelerinde icra dosyasında mevcut olduğu, ayrıca konuya ilişkin emsal nitelikte Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 12....
Mahallesi, 406 Ada 12 Parsel’de kain, 5 numaralı bağımsız bölüm üzerinde ... ve Kredi Bankası A.Ş. lehine 27.8.2010 tarihli ipotek kaydının bulunduğu, adı geçen bankanın 26.10.2017 tarihli cevabi yazısında ipoteğe konu borcun konut kredisinden kaynaklandığının bildirildiği, mahkemece dosya arasına alınan resmi senedin incelenmesinde ise; “ … adı geçen lehine açılmış ve açılacak konut finansmanı kredileri, tüketici kredileri ve her türlü krediler nedeniyle adı geçenin alacaklı bankaya doğmuş ve doğacak tüm borçlarından 140.000,00 TL’ye kadar ... 1. derecede ve F.B.K süre ile ipotek tesis ettiğini....” şeklindeki kayıtlar nedeniyle, söz konusu ipoteğin, borçlunun kullandığı/kullanacağı her türlü kredinin teminatı olarak tesis edildiği ve dolayısıyla zorunlu ipotek olmadığı anlaşılmaktadır....
Mahkemece evin borçlunun sunduğu belgelere göre Denizbank'tan alınan konut kredisi nedeniyle ipotek edildiğinden meskeniyet şikayetine engel olmayacağı ayrıca haline münasip evin değeri ile mahcuzun değeri arasında çok az fark bulunduğundan haczin kaldırılmasına karar verilmiştir. Mahkeme, kararındaki kabul yukarda belirtilen ilkelere uygun düşmediği gibi eksik inceleme ile sonuca gidilmiştir. O halde, tapu kaydında yer alan Denizbank ipoteğinin konut kredisi nedeniyle kurulup kurulmadığı ilgili bankadan sorularak tesbitiyle, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda inceleme yapılarak sonuca gidilmesi yerine eksik inceleme ile yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK.'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....