İle davalı Halkbankası arasında düzenlenen sözleşme kapsamında müvekkilinin 09/12/2016 tarihli ön ödemeli konut finansmanı sistemi kredi sözleşmesinden doğan kredi kartı ödemelerinin, tedbiren durdurulmasına karar verilmesini, Alıcının İstanbul Kartal 12....
Yasaya eklenen 10/A maddesinde; kredi kartı ve nakit çekim sureti ile kullanılan kredilerde 10. madde hükümlerinin uygulanacağı belirtildikten sonra, aynı Yasaya 21.02.2007 tarihli 5582 sayılı Yasanın 24. maddesi ile eklenen 10/B maddesinde ise; "Konut Finansmanı Sözleşmeleri" de bu yasa kapsamında değerlendirilerek, konut finansmanı sözleşmelerinin düzenlenme koşulları, borçlunun temerrüdü durumunda finansman sağlayan bankanın yükümlülükleri, borcun muaccel kılınabilmesinin ve muacceliyet uyarısının koşulları gibi hususlar özel olarak ve ayrıca düzenlenmiştir....
Yasaya eklenen 10/A maddesinde; kredi kartı ve nakit çekim sureti ile kullanılan kredilerde 10. madde hükümlerinin uygulanacağı belirtildikten sonra, aynı Yasaya 21.02.2007 tarihli 5582 sayılı Yasanın 24. maddesi ile eklenen 10/B maddesinde ise; "Konut Finansmanı Sözleşmeleri" de bu yasa kapsamında değerlendirilerek, konut finansmanı sözleşmelerinin düzenlenme koşulları, borçlunun temerrüdü durumunda finansman sağlayan bankanın yükümlülükleri, borcun muaccel kılınabilmesinin ve muacceliyet uyarısının koşulları gibi hususlar özel olarak ve ayrıca düzenlenmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Müvekkili banka şubesi ile dava dışı şirket arasında imzalanan kredi sözleşmesine istinaden dava dışı şirkete kredi kullandırıldığını, dava konusu taşınmazın da kredinin teminatı olarak ipotek verildiğini, ipoteğin 1.dereceden ve fekki bankaca bildirilinceye kadar hüküm ifade edeceğini ve süresiz olduğunu, davanın önce Asliye hukuk mahkemesinde açıldığını, mahkemece açılan davanın kredi borçlu firmanın ticari mevduat hesabına davacının para yatırmasının alım satım işlerinin olağan akışına aykırı olduğu ve davacıyla müvekkili banka arasında ipotek fekki hususunda bir mutabakat bulunmadığından davanın reddine karar verildiğini, Müvekkili banka ile davacı arasında ipoteğin fekki konusunda bir mutabakat veya kredinin erken ödenmesine ilişkin bir anlaşma bulunmadığını, kredi kullanan firmanın erken ödeme talebinde bulunması halinde bankanın bunu kabul etmesi gerektiğini...
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Müvekkili banka şubesi ile dava dışı şirket arasında imzalanan kredi sözleşmesine istinaden dava dışı şirkete kredi kullandırıldığını, dava konusu taşınmazın da kredinin teminatı olarak ipotek verildiğini, ipoteğin 1.dereceden ve fekki bankaca bildirilinceye kadar hüküm ifade edeceğini ve süresiz olduğunu, davanın önce Asliye hukuk mahkemesinde açıldığını, mahkemece açılan davanın kredi borçlu firmanın ticari mevduat hesabına davacının para yatırmasının alım satım işlerinin olağan akışına aykırı olduğu ve davacıyla müvekkili banka arasında ipotek fekki hususunda bir mutabakat bulunmadığından davanın reddine karar verildiğini, Müvekkili banka ile davacı arasında ipoteğin fekki konusunda bir mutabakat veya kredinin erken ödenmesine ilişkin bir anlaşma bulunmadığını, kredi kullanan firmanın erken ödeme talebinde bulunması halinde bankanın bunu kabul etmesi gerektiğini...
Mahkemece, alacak talebinin kabulüne; ipoteğin fekki yönündeki talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, kullanılan kredi nedeniyle tapuya şerh edilen ipotek kaydının fekki ile bu kredinin kullanımı ve kapatılması sırasında değişik adlar altında alınan masrafların iadesi isteğine ilişkindir....
Şti.nin asıl borçlu sıfatıyla kredi borcunun devam etmesi nedeniyle ve ipoteğin bu borçları da kapsaması nedeniyle ipoteğe konu asıl borcun devam ettiği ve bu nedenle ipoteğin fekki koşullarının bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
ilişkisi bulunacağını ve bu durumda ilişkide iki taraf bulunduğunu, konut satış sözleşmesinin kredi veren tarafından finanse edildiği ve kredi verenin satıcının hizmetlerinden yararlandığı hallerde bağlı kredi ilişkisi bulunduğunun kabul edileceğini, tüketici ile banka arasında imzalanan kredi sözleşmesinde belirli mal veya hizmetin adının açıkça anılması durumunda da ekonomik birlik ve bağlı kredi bulunduğunun kabul edileceğini, adi yazılı şekilde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacının adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı Garanti Koza'ya karşı ileri sürebileceğini, 30.9.1988 tarihli, 1987/2 esas, 1988/2 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu (YİBGK) kararı gereğince de ipoteğin fekkinin talep edilemeyeceğini, adi yazılı satış sözleşmesinin imza tarihinde taşınmaz üzerinde ipotek bulunduğunu, ipoteğin tesisi esnasında taşınmazın davacıya satıldığının müvekkili tarafından bilinmediğini, davacının kötüniyetli...
KARAR Dava konusu uyuşmazlık, konut finansmanı kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkindir. 492 sayılı kanunun değişik 123/son maddesinde yargı harçlarından istisna olan işlemler açıklanmış olup, Bankaların genel kredi sözleşmeleri ile müşterilerine kullandırdıkları krediler nedeni ile açılan dava ve icra takiplerinde ödenmesi gereken yargı harçlarının istisna kapsamına girmediği açıktır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 6.10.2010 gün, 2010/12-443 E, 2010/471 K sayılı kararı) 4603 sayılı kanunun 4. maddesindeki "bu kanun çerçevesinde yapılacak işlemler ve bu işlemlere ilişkin olarak düzenlenecek kağıtlar her türlü vergi, resim ve harçtan müstesnadır" düzenlemesi açıkça yargı işlemlerini kapsamamaktadır. Açıklanan nedenlerle, temyiz eden davalı ...'...
KARAR Dava konusu uyuşmazlık, konut finansmanı kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkindir. 492 sayılı kanunun değişik 123/son maddesinde yargı harçlarından istisna olan işlemler açıklanmış olup, bankaların genel kredi sözleşmeleri ile müşterilerine kullandırdıkları krediler nedeni ile açılan dava ve icra takiplerinde ödenmesi gereken yargı harçlarının istisna kapsamına girmediği açıktır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 6.10.2010 gün, 2010/12-443 E, 2010/471 K sayılı kararı) 4603 sayılı kanunun 4. maddesindeki "bu kanun çerçevesinde yapılacak işlemler ve bu işlemlere ilişkin olarak düzenlenecek kağıtlar her türlü vergi, resim ve harçtan müstesnadır" düzenlemesi açıkça yargı işlemlerini kapsamamaktadır. Açıklanan nedenlerle, temyiz eden davalı ...'...