Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

evini, bahçesini ve havuzunu gözlemler hale geldiklerini, tüm bu nedenlerle komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesine,elatmanın önlenmesine-yıkımına ve davacının oluşan zararının giderilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Bunun için de mahkemece öncelikle taraflara ait taşınmazların tapu kayıtları ile çap ve krokileri getirtilmeli, yapılacak keşifte, kadastro mühendisi veya tapu fen memuru bilirkişi yanında davanın niteliğine, tarafların iddia ve savunmalarına göre, en uygun ihtisas grubu ve meslek erbabından seçilecek bilirkişiler hazır bulundurulmalı; düzenlenecek bilirkişi raporlarında, alınması gereken önlemler ile tazminat, ecrimisil, yıkım ve eski hale getirme istekleri varsa, bunlar gerekçeli olarak gösterilmelidir. Davacının zararının önlenmesi esas olmakla birlikte, davalıya da en az zarar verecek veya külfet yükleyecek önlem veya önlemler belirtilmelidir. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; Mahkemece, inşaat mühendisi bilirkişisinin raporuna itibar edilerek davanın kabulüne ve krokide (A) harfi ile belirlenen kanalın üzerinin kapatılmasına karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme HÜKÜM : Mahkumiyet EK KARAR : Eski hale getirme ve temyiz isteminin reddi Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yokluğunda verilen kararın sanığa 08.12.2015 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği, bunun üzerine sanığın 20.06.2022 tarihli dilekçesi ile eski hale getirme ve temyiz isteminde bulunduğu, akabinde Mahkemenin, 22.06.2022 tarihli ek kararıyla eski hale getirme ve temyiz isteminin reddine karar verdiği ve bu kararın sanığa tebliği üzerine sanığın bu ek kararı süresinde temyiz ettiği anlaşılmakla, eski hale getirme isteği hakkında karar verme yetkisinin, 5271 sayılı CMK'nın 42/1. maddesi uyarınca Yargıtay'ın ilgili dairesine ait olduğundan Mahkemenin 22.06.2022 tarihli ek kararının hukuki değerden yoksun olması sebebiyle ek karar kaldırılarak yapılan incelemede; Yokluğunda verilen kararın 08.12.2015 tarihinde usulüne uygun tebliğ edilen hükümleri 1412 sayılı CMUK'nın 310/1. maddesinde...

      Mahkemece ortak duvara yapılan tüm ilave imalatların imar yönetmeliğine aykırı olduğu gerekçesiyle ilave imalatların kaldırılması ve eski hale getirilmesine karar verilmiş ise de davalının söz konusu duvar üzerine yaptığı ilavelerin imara aykırı bulunduğu ileri sürülüp, TMK’nun 737. maddesi uyarınca yıkım ve eski hale getirme istenemez. Yapının imara aykırı olması yanında bir zararın doğması da şarttır. Bu itibarla komşuluk hukuku yönünden değerlendirme yapılarak somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilerek bir karar verilmesi gerekirken salt imara aykırılık nedeniyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Mahkemece, davalı kiracı ......

        eski hale getirilmesi suretiyle el atmanın önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

        + (7,70 m X 1,90 m) = 27,13 m² alanlı 4 kademeli taş imalat ile bitki ve ağaçların sökülmek sureti ile onaylı mimari proje ve vaziyet planındaki haline dönüştürülmesine, davalıya eski hale getirmesi için 15 iş günü süre verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının taşınmazı ile davalı taşınmazı arasında kot farkı bulunduğu ve arazinin bu yapısı nedeniyle iki taşınmaz arasına istinat duvarının yapılmasının zorunlu olduğu tartışmasızdır. Esasen bu husus mahkemenin de kabulündedir. Bilindiği gibi Medeni Kanunun komşuluk hukukuna ilişkin 737 ve 738 maddeleri kusursuz sorumluluk (objektif sorumluluk) ilkesini getirmiştir. Komşuluktan doğan uyuşmazlıkların çözümünde gözetilmesi gereken diğer bir ilke de özverinin (fedakarlığın) olaya en uygun düşecek şekilde denkleştirilmesidir. Başka bir deyişle, her taşınmazın maliki komşuluk hukukundan doğan yetkilerini kullanması için gerekli işlere ve bunların giderilmesine kendi yararlanma oranında katılmakla yükümlüdür. (M.Y. m. 750) Somut olayda zarar verici durumun davacının kusuruyla oluştuğunu kabul etme olanağı yoktur. Ne var ki, tabiat olaylarının zamanla ortaya çıkardığı ve giderilmesini kaçınılmaz hale getirdiği bir zararın varlığı da açıktır....

            Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde davalının bağımsız bölümünde yaptığı onarım sırasında su tesisatından sızan sular nedeniyle bağımsız bölümünde zarar oluştuğunu ileri sürerek uğradığı zararın tazmini ve projeye aykırılıkların eski hale getirilmesini istemiş, mahkemece davalının, bilirkişi raporunda belirlenen projeye aykırı olarak gerçekleştirdiği işlerin eski hale getirilmesine, bağımsız bölüm içindeki değişikliklerin taşıyıcı sisteme zarar vermediğinden bu istemin reddine ve davalının uğradığı zararın tazminine karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.06.2009 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal, eski hale getirme, tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; elatmanın önlenmesi, kal isteminin kabulüne, ot bedelinin tazmini isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine, eski hale getirme isteminin reddine dair verilen 13.06.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 11.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın, gerekçeli kararın kendisine tebliğ edilmediğini belirterek, kararın tebliği ile yeniden temyiz hakkı verilmesi istemini içeren, “usülsüz tebligat” konulu 16.01.2013 günlü dilekçesi eski hale getirme istemi niteliğinde olup, 5271 sayılı CMK.’nun 42.maddesinin 1. fıkrasında, “Süresi içinde usul işlemi yapılsaydı, esasa hangi mahkeme hükmedecek idiyse, eski hale getirme dilekçesi hakkında da o mahkeme karar verir” şeklindeki düzenleme karşısında, hükmün temyizi aşamasında ileri sürülen eski hale getirme istemi hakkında dairemizce karar verilmesi gerektiğinden ve yerel mahkemenin 01.03.2013 tarihli ek kararı infazın durdurulması isteminin reddine ilişkin olduğundan, sanığın, 19.03.2013 tarihli dilekçesinde de açıkça ileri sürdüğü eski hale getirme istemi nedeniyle yapılan incelemede; 16.07.2012 günü, sanığın yokluğunda verilen hüküm...

                  UYAP Entegrasyonu