Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı anne vekili cevap dilekçesinde özetle; müşterek çocuğun anneye çok bağımlı olduğunu, baba ile kişisel ilişkinin engellenmediğini, davacı tarafça talep edilen kişisel ilişki süresinin çocuğun eğitim durumuna uygun olmadığını, müvekkilinin Manisa'da yaşadığını belirterek, davanın reddini, aksi kanaat halinde çocuğun eğitim durumu ve taraflar arasındaki mesafenin yakınlığı göz önüne alınarak kişisel ilişkinin buna göre belirlenmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davanın kabulü ile, müşterek çocuk ile baba arasında her ayın 1. ve 3. haftası Cumartesi günü saat 09:00' dan Pazar günü saat 19:00' a, dini bayramların 2. günü saat 09:00' dan 3. günü saat 19:00' a, her yıl sömestr tatilinin ilk pazar günü saat 09:00'dan takip eden pazar günü saat 09:00 'a, her yıl 01 Temmuz günü saat 09:00' dan 01 Ağustos günü saat 19:00' a kadar kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir....

Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Nafakanın Artırılması-Kişisel İlişkinin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, ortak çocuk ile davalı baba arasında kurulan kilişel ilişkinin tamamen kaldırılması talebinin reddi ve iştirak nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın, davalı ile ortak çocuk arasında kurulan kişisel ilişkinin kaldırılması ve çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakasının arttırılması talebiyle dava açmış, ilk derece mahkemesince çocuk için aylık 350 TL iştirak nafakasına hükmedilmiş, kişisel ilişkinin tamamen kaldırılması talebi ise kısmen...

    Mahkemece, çocuk ve anne arasındaki kurulan kişisel ilişkinin kısmen genişletilerek davanın kabulüne karar verilmesinde dosya kapsamı itibariyle usul ve yasaya aykırılık bulunmamakta ise de çocuğun eğitim çağında olması gözetildiğinde hafta sonları için kurulan kişisel ilişkinin başlangıç ve bitiş saatlerinin çocuğun okuldan çıkış zamanı ile yeni haftaya hazırlanabilmesi için gereken süreler açısından çocuğun üstün yararına uygun bulunmamıştır. Bu nedenle davalı babanın istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, HMK'nın 353/1- b,2 maddesi gereğince aşağıda gösterilen şekilde kararın düzeltilmesine karar verilmesi gerekmiştir....

    Ancak uzman raporundaki tespitler ile çocukların beyanı dikkate alınarak baba ile çocuklar arasındaki kişisel ilişkinin çocukların üstün yararı gereği yatılı olmaksızın yeniden düzenlenmesi gerektiği vicdani kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçe ile "1- Davacının davasının KISMEN KABUL/KISMEN REDDİ ile; Elbistan Aile Mahkemesinin 2019/6 Esas, 2019/106 Karar sayılı ilamıyla müşterek çocuklar Abdulkadir ve Perihan Tuğçenur ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin kaldırılmasına, Müşterek çocuklar Abdulkadir ve Perihan Tuğçenur ile davalı baba arasında; çocukların yaşadığı şehirde olacak şekilde her ayın ikinci ve dördüncü hafta sonları Cumartesi günü saat 10:00 ile19:00 saatleri arasında, dini bayramların ikinci günü saat 10:00 ile 19:00 saatleri arasında, her yıl babalar günü ve çocukların doğum gününde saat 10:00 ile 16:00 saatleri arasında yatılı olmaksızın kişisel ilişki kurulmasına, kişisel ilişkinin kaldırılması talebinin reddine" karar verilmiştir...

    İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; babanın çocuklara karşı kişisel ilişkinin kaldırılmasını gerektirecek bir ihmalinin bulunmadığı, çocukların bedensel ve ruhsal gelişimlerini tehlikeye soktuğunun ispatlanmadığı ancak çocukların anneye teslim saatleri konusunda taraflar arasında çekişme bulunduğu, çocuklar ile baba arasında her hafta sonu kişisel ilişki kurulmasının annenin velâyet hakkına engel teşkil ettiği ve yazın kurulan kişisel ilişkinin infazının mümkün olmadığı gerekçesi ile; davanın kabulü ile Antalya 10....

      "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı erkek tarafından; kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Velayeti anneye verilen 04/04/2014 doğumlu küçük ile davalı-davacı baba arasında kurulan kişisel ilişkinin 5 yaşını doldurana kadar ve 5 yaşını doldurduktan sonraki dönem için olmak üzere, kademeli bir kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır. Değişen koşullara göre, çocukların yaşları ve eğitim durumları gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesi ileriki yıllarda her zaman istenebilir. Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden ortak çocuk ile baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması doğru değildir....

        İstinaf Sebepleri 1.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; çocuklar ile davalılar arasında kurulan kişisel ilişkinin kaldırılmasını, çocuklar açısından telafisi imkansız zararlara yol açabileceğini beyan ederek davanın tamamen kabul edilerek kişisel ilişkinin kaldırılması yönünde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. 2.Davalı ... istinaf başvuru dilekçesinde özetle; torunları ile aralarında kurulan kişisel ilişkide hiçbir sorun olmadığını, çocukların huzurlarının tehlikeye girdiğine dair somut delil bulunmadığını, Yargıtay'ın incelemesinden geçerek kurulan kişisel ilişki tesisinin yeniden kurulması gerektiğini beyan ederek davanın reddi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. C....

          Temyiz Sebepleri Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını aynen tekrarla ortak çocuk ... ile her hafta sonu olacak şekilde kişisel ilişki kurulmak suretiyle kararın kişisel ilişki süresi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından ortak çocuk ile anne arasındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talepli açılan davada mahkemece kurulan kişisel ilişki süresinin çocuğun üstün menfaatine uygun olup olmadığı, çocuk ile her hafta olacak şekilde kişisel ilişki kurulması talebinin hukuka uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2....

            Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yüksek yararı, yaşı ve anne ve babalık duygusunun tatmini ve infaz edilebilir nitelikte olması hususları birlikte değerlendirilerek çocuğun kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir. Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveyniyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun üstün yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir. Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında ana ve/veya babalık duygularını tatmin de önemlidir. Çocuk ile babası arasında yeterli kişisel ilişki kurulamadığı taktirde güven duygusunun oluşamayacağı açıktır. Somut olayda, çocuğun babası ile yatılı kişisel ilişki kurulmasına engel somut bir olgu veya iddia bulunmamaktadır. Bu haliyle, Aksaray 1....

              "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın, 16.06.2015 tarihinde açtığı dava ile münhasıran iştirak nafakasının artırılmasını talep etmiş, daha sonra sunduğu 29.09.2015 tarihli dilekçesiyle baba ile ortak çocuk arasındaki kişisel ilişkinin kısıtlanarak yeniden düzenlenmesini talep etmiştir. Hakim, iki taraftan birinin talebi olmaksızın kendiliğinden bir davayı inceleyemez ve karara bağlamayamaz (HMK m. 24). Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. Ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez (HMK m. 26). Davacının kişisel ilişkinin kısıtlanarak yeniden düzenlemesine yönelik usulüne uygun olarak açılmış bir davası bulunmamaktadır....

                UYAP Entegrasyonu