Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davalı anne ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişkinin kaldırılması şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Kanun'un 323 üncü ve 324 inci maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 12 nci maddesi. Çocuk Haklarına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü ve 6 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 370 inci ve 371 inci maddeleri. 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişkinin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalılar tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalılara ... 1. Aile Mahkemesinin 2013/531-694 sayılı kararıyla torunlarıyla kişisel ilişki hakkı tanınmış, karar 03.09.2014 tarihinde kesinleşmiş, temyize konu dava ise 13.01.2015 tarihinde açılmıştır. Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını, amacına ve yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir (TMK.md.324/2). Ana ve baba için öngörülen bu sınırlama sebepleri üçüncü kişiler için de kıyas yoluyla uygulanır (TMK.md.325/2). Çocuk, 2006 doğumludur....
Üçüncü kişilerin koşulları gerçekleştiği taktirde çocukla kişisel ilişki kurma hakkı mevcut ise de; kişisel ilişki süresinin ana ve babaya tanınan genişlikte olması beklenemez. Ancak kişisel ilişki süresi aile bağlarını güçlendirmek ve geliştirmeye elverişli olacak yeterlilikte olmalıdır. Davacı amca ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulması, her ne kadar babanın ölümünden sonra anne ile amca arasında babadan miras kalan taşınmazlarla ilgili sorun yaşandığı belirtilse de, kişisel ilişkiye dair ilamların maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmadığı, kişisel ilişki nedeniyle çocuğun huzurunun tehlikeye girmesi veya davacının bu hakkı amacına aykırı şekilde kullanması durumunda kişisel ilişkinin kaldırılması veya koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesinin her zaman istenebileceği hususları dikkate alındığında ve de uyuşmazlığın çocuğun sağlığını, ahlaki ve bedensel gelişimini tehlikeye düşüreceğine ilişkin bir delil dosyada bulunmadığından doğrudur....
İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; babanın çocuklara karşı kişisel ilişkinin kaldırılmasını gerektirecek bir ihmalinin bulunmadığı, çocukların bedensel ve ruhsal gelişimlerini tehlikeye soktuğunun ispatlanmadığı ancak çocukların anneye teslim saatleri konusunda taraflar arasında çekişme bulunduğu, çocuklar ile baba arasında her hafta sonu kişisel ilişki kurulmasının annenin velâyet hakkına engel teşkil ettiği ve yazın kurulan kişisel ilişkinin infazının mümkün olmadığı gerekçesi ile; davanın kabulü ile Antalya 10....
Bozma Kararı 1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı baba vekili yatılı olarak düzenleme yapılmasının önem arz ettiğini beyan ederek çocuğun menfaatine uygun olarak düzenleme yapılması için Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir. 2.Dairemiz 28.03.2023 tarihli ilamı ile kişisel ilişki düzenlemesinde esas olanın çocuğun üstün yararı olduğuna ve uygun kişisel ilişki süresinin, ebeveyni tatmin edeceği gibi, çocuğun kişisel gelişimine de hizmet edeceğine, kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını, yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler oluşur ise kişisel ilişki kurma hakkının reddedilebileceğine veya kendilerinden alınabileceğine değinerek, somut olayda; 16.07.2013 doğumlu ... ile davalı baba arasında kurulan kişisel ilişkinin sınırlandırılması şartlarının oluşmadığını, kısıtlamanın çocuğun üstün yararına olduğu olgusunun...
Ancak uzman raporundaki tespitler ile çocukların beyanı dikkate alınarak baba ile çocuklar arasındaki kişisel ilişkinin çocukların üstün yararı gereği yatılı olmaksızın yeniden düzenlenmesi gerektiği vicdani kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçe ile "1- Davacının davasının KISMEN KABUL/KISMEN REDDİ ile; Elbistan Aile Mahkemesinin 2019/6 Esas, 2019/106 Karar sayılı ilamıyla müşterek çocuklar Abdulkadir ve Perihan Tuğçenur ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin kaldırılmasına, Müşterek çocuklar Abdulkadir ve Perihan Tuğçenur ile davalı baba arasında; çocukların yaşadığı şehirde olacak şekilde her ayın ikinci ve dördüncü hafta sonları Cumartesi günü saat 10:00 ile19:00 saatleri arasında, dini bayramların ikinci günü saat 10:00 ile 19:00 saatleri arasında, her yıl babalar günü ve çocukların doğum gününde saat 10:00 ile 16:00 saatleri arasında yatılı olmaksızın kişisel ilişki kurulmasına, kişisel ilişkinin kaldırılması talebinin reddine" karar verilmiştir...
Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md.4/2). Dosyada annenin çocukla kişisel ilişki kurma hakkını amacına aykırı kullanacağına veya kişisel ilişkinin çocuğun yüksek yararlarına aykırı düşeceğine ilişkin bir delil bulunmadığına göre, velayet hakkı kendisinden alınan davalı ile çocuk arasında uygun sürelerle kişisel ilişki tesisi gerekirken, bu hususun gözetilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 01.04.2015 (Çrş.)...
Kişisel ilişkiye dair kararın kesinleşmesinden sonra davalının, boşanma kararında yer alan kişisel ilişki hakkını amacına aykırı olarak kullandığına, çocukların eğitimine ve yetiştirilmesine engel olduğuna, kişisel ilişki sebebiyle çocukların huzurunun tehlikeye girdiğine ve çocuklarıyla ilgilenmediğine ilişkin bir delil bulunmadığı gibi, tanınan kişisel ilişkinin sınırlandırılmasını gerektiren başkaca önemli bir sebep ve olgu da ileri sürülmemiştir. Mahkeme de, böyle kabul etmiştir. Uzman raporunda da mevcut kişisel ilişkinin korunması gerektiği ifade edilmiştir. Bu durumda davanın reddi gerekirken, yetersiz gerekçe ile boşanma kararındaki kişisel ilişkinin kaldırılıp, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması-Kişisel İlişkinin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Asıl dava, çocukla kişisel ilişki kurulması, karşı dava ise kişisel ilişkinin kaldırılmasına ilişkin olup, mahkemece asıl davanın kısmen kabulü ile karşı davanın reddine, ortak çocuk Defne ile babası arasında yatılı kalmayacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir. Dosya incelendiğinde, dosya arasında bulunan 18.01.2018 tarihli pedagog ve 25.06.2018 tarihli psikolog raporlarında, yatılı kişisel ilişki kurulmasının uygun olduğu bildirilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması-Kişisel İlişkinin Kaldırılması Taraflar arasındaki "çocukla kişisel ilişki kurulması" davası ile buna karşı açılan "kişisel ilişkinin kaldırılması" davalarının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı tarafından her iki dava ve yargılama giderleri ile vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Velayeti anneye bırakılan 2006 doğumlu müşterek çocuk Mehmet Derin ile davacı baba arasında her ayın 1. ve 3. hafta sonu tesis edilen kişisel ilişkinin Cuma gününden başlatılması, okul çağındaki çocuğun eğitim ve sosyal hayatını olumsuz etkileyeceği gibi...