Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Nafakanın Artırımı ve Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 154.30 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.11.02.2019 (Pzt.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dava dilekçesinde; Cide Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2011/377 Esas ve 2012/116 Karar sayılı ilamı ile velayeti kendisinde olan müşterek çocuk için iştirak nafakasının 290 TL olarak hükmolunduğunu, davalının müşterek çocuk için 340 TL nafaka ödemeye devam ettiği, nafakanın çocuğun artan ihtiyaçları karşısında yetersiz kaldığını belirterek davalının aylık 340 TL olarak ödediği iştirak nafakasının 700 TL’ye yükseltilmesini talep etmiştir....
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile daha önceden müşterek çocuk için bağlanan aylık 100,00TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 250,00TL'ye çıkarılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, iştirak nafakasının artırılması talebine ilişkindir. TMK. 182/2.maddesine göre; "Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır". Aynı Yasanın 328/1.maddesine göre de; "Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur" (TMK. 330/1)....
Mahkemece; davacının yoksulluk nafakasının azaltılması ve kaldırılması davasının reddine, davacının iştirak nafakasının azaltılması davasının kısmen kabulü ile; daha önceden müşterek çocuk için takdir edilen 450,00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 250,00 TL’ye indirilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması veya indirilmesi talebine ilişkindir. TMK. 182/2.maddesine göre; "Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır". Aynı Yasanın 328/1.maddesine göre de; "Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir....
, davacı talebinin, taraflar arasındaki kesinleşen boşanma ilamı ile müşterek çocuklar lehine verilen iştirak nafakalarının artırılmasına ilişkin olduğunu, buna göre müşterek çocuk........ için daha önce hükmedilen iştirak nafakasının 600 TL'ye, müşterek çocuk..... için verilen iştirak nafakasının 1.400 TL'ye artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Hukuk Dairesi 2016/12729 esas 2018/2696 karar 27.02.2018 gün ) Somut olayda; Mahkemece, müşterek çocuk ile baba arasında 25/02/2020 tarihli ara karar ile "baba ile çocuk arasında 2 haftada bir cuma akşam 18.00 ile pazar en geç 20.00 de anneye teslim etme şeklinde" kişisel ilişki düzenlenmiştir. Gerekçeli kararda kişisel ilişkinin ayrıntılı bir şekilde düzenlenmesi gerektiği halde infaz sorunu yaratacak şekilde ara karara atıfla yetinilmiştir. Ayrıca ara karar ile düzenlenen kişisel ilişki infaz kabiliyetini haiz kişisel ilişki değildir. 2 haftada bir kurulacak kişisel ilişkinin hangi 2 hafta olduğu da belirsizdir. Ayrıca belirlenen kişisel ilişki süresi de babalık duyguları geliştiremeye yeterli değildir. Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır....
İlk derece mahkemesince belirlenen nafaka artırım miktarı ÜFE oranları ve tarafların dosyaya yansıyan ekonomik sosyal durumları dikkate alındığında yüksektir. Bu haliyle davalının istinaf talebinin miktara yönelik kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile ; tarafların müşterek çocuğu Muhammet Sefa Kılınç'a harcanmak üzere Vize Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/30 Esas 2013/47 Karar sayılı kesinleşme tarihli ilamı ile belirlenen aylık 150,00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 200,00 TL artırımı ile aylık 350,00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Yerel mahkemece verilen istinafa konu karar ile, asıl davada müşterek çocuk Ömer Yiğit'in aylık 700 TL olan iştirak nafakasının 800 TL artırımı ile aylık 1.500 TL'ye yükseltildiği, bu çocuk için bir yıllık iştirak nafakası artış miktarının 9.600 TL'ye tekabül ettiği, müşterek çocuk Öykü Beren'in 600 TL olan iştirak nafakasının 800 TL artırımı ile aylık 1.400 TL'ye yükseltildiği, bu çocuk için bir yıllık iştirak nafakası artış miktarının 9.600TL'ye tekabül ettiği, karşı davada ise çocuk Ömer Yiğit'in 700 TL olan iştirak nafakası ile Öykü Beren'in 600 TL olan iştirak nafakalarının kaldırılması talep edildiği, karşı davanın reddedildiği, çocuk Ömer Yiğit'in kaldırılması istenen 700 TL'lik nafakasının bir yıllık tutasının 8.400 TL'ye, çocuk Öykü Beren'in kaldırılması istenen 600 TL'lik nafakasının bir yıllık tutasının ise 7.200 TL'ye tekabül ettiği, HMK 341/2 maddesi gereğince karar tarihi olan 2023 yılı itibariyle miktar veya değeri 17.830 TL'yi geçmeyen mal varlığına ilişkin kararların kesin...
Somut olayda davacı kadın ortak çocuk için aylık 10.00,00 TL iştirak nafakasının ödenmesini talep etmiş, mahkemece davasının kısmen kabulü ile aylık 5.000 TL iştirak nafakasının ödenmesine karar verilmiş olup, bu karara karşı davalı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince aylık 2.500 TL iştirak nafakasının ödenmesine karar verilmiştir. O halde davacı kadın tarafından reddedilen (İlk derece mahkemesi ile bölge adliye mahkemesi kararı arasındaki kısım) aylık 2.500 TL, davalı erkek tarafından da kabul edilen aylık 2.500 TL iştirak nafakasının yıllık ödenecek nafaka miktarı 30.000 TL’dir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi-Velayetin Değiştirilmesi-İştirak Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı baba tarafından, her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İlk derece mahkemesince davacı-davalı babanın çocukla kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine yönelik davasının reddine, davalı-davacı annenin velayetin değiştirilmesine yönelik karşı davasının ise kabulüne dair verilen hükme karşı taraflar istinaf talebinde bulunmuş, Bölge Adliye Mahkemesi, davalı-davacı babanın istinaf taleplerinin esastan reddine karar vermiş, hüküm davacı-davalı baba tarafından temyiz edilmiştir. 1-Bölge Adliye Mahkemesince verilen bir kararın temyiz yoluna başvurulabilen kararlardan olup olmadığının belirlenmesinde davanın fer'i niteliğindeki hükümler dikkate alınamaz...