arasında kişisel ilişki düzenlemiştir. Türk Medeni Kanununun 323. madde "Ana ve babadan her biri velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir" düzenlemesini içermektedir. Oysa, dosyamızda taraflar arasındaki evlilik sürdüğü gibi, müşterek çocuğun velayeti geçici olarak ebeveynlerden birine de verilmiş de değildir. Ebeveynlerden her ikisinin de çocuk üzerindeki velayet hakkı sürmektedir. Her iki ebeveynin de çocukla kişisel ilişki kurma hakkı eşit derecede mevcuttur. Evlilik dışı çocuk doğuran annenin, çocuğun velayetinin kendisine verilmesi davasında olduğu gibi, bu davada da davacı babanın velayet hakkı kapsamında kişisel ilişki kurma hakkı bulunduğundan, kişisel ilişki kurulması davası hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, yerel mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşündeyim....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Çocuk ile Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Mahkemece davanın konusuz kaldığından bahisle "karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde hüküm kurulmuştur. Çocuk ile kişisel ilişki kurulmasına ilişkin bu dava, davalı kadın tarafından açılan boşanma davasının dava dilekçesinin tebliği tarihinden önce açılmıştır. Anılan boşanma davası yargılaması sırasında 1.4.2009 tarihli ara kararı ile ...ile baba arasında kişisel ilişki kurulması, keza aynı dosyanın nihai kararında çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulması nedeniyle bu davada davacının haklılığı kanıtlanmıştır. Dava açıldığında davalı tarafın haksız olduğu gözetilmeden vekalet ücretinden davacı tarafın sorumlu tutulması usul ve yasaya aykırıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Torunla Kişisel İlişki Kurulması-Yardım Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı tarafından; davalı-davacının kabul edilen nafaka davası ve kişisel ilişkinin süresi yönünden, davalı-davacı tarafından ise; davacı-davalıların kabul edilen torunla kişisel ilişki davası ve nafakanın miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacının temyiz itirazları yersizdir. 2- Davacı-davalıların temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; a)Üçüncü kişilerin, koşulları gerçekleştiği takdirde çocukla kişisel ilişki kurma hakkı mevcut ise de; kişisel ilişki süresinin ana ve babaya tanınan genişlikte olması beklenemez....
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda 07.03.2018 doğumlu... ile davacı-karşı davalı baba arasında her ayın 1.ve 3.Cumartesi günü saat 10.00’dan aynı gün saat 17.00’ye kadar, dini bayramların ikinci günleri saat 10.00’dan saat 17.00’ye kadar yatısız şekilde kişisel ilişki kurulmuş ise de; çocuğun yüksek yararı, yaşı ve babalık duygusunun tatmini hususları birlikte değerlendirildiğinde, müşterek çocuk... ile baba arasında yatılı ve daha doyurucu bir kişisel ilişki kurulması gerekirken, yazılı şekilde yatısız kişisel ilişki kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. b)Müşterek çocuk ... ile baba arasında ise kişisel ilişki kurulmamıştır....
Bu sebeple, kişisel ilişki tesisine bu ilişkinin değiştirilmesine veya kaldırılmasına dair ilamlar, maddi anlamda kesin hüküm oluşturmazlar. Kişisel ilişki tesis edilirken, kardeşlerin birbirlerinden ayrılmamalarına özen gösterilmeli, onların ebeveynleriyle birlikte olmalarına olanak sağlanmalı, şayet ayrı ayrı ilamlarla bu ilişki tesis edilmiş veya edilecek ise, kendisine kişisel ilişki hakkı tanınmış olan ebeveyne ilave külfet yüklenmesinden kaçınılmalıdır. Davacı ile çocuklardan ... arasında 2004 yılında alınmış olan ilamla tesis edilen kişisel ilişki ile işbu kararla diğer çocuk... arasında tesis edilen kişisel ilişki süreleri kardeşlerin babaları yanında birlikte olmalarına imkan tanınmadığı gibi, davacıya da aşırı külfet yükleyici niteliktedir. Öyleyse, davacının her iki çocuğu ile aynı tarihlerde ve aynı sürelerle kişisel ilişki tesisi hem çocukların menfaatlerine uygun olacak, hem de davacıya daha az külfet yükleyecektir....
Mahkemece davacılar tarafından açılan torunla kişisel ilişki kurulması davasında talebin kabulü ile davacılar ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiş, bu karara karşı davalının temyizi üzerine dairemizin 13.04.2016 tarih 2016/6320 esas 2016/7569 karar sayılı kararı ile hükmün onanmasına karar verilmiş, davalı tarafından süresi içerisinde karar düzeltme talebinde bulunulmuştur. Mahkemece davacılar ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulurken çocuğun okula başlamasından öncesi ve sonrası ayrı ayrı düzenlenerek, kademeli bir kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır. Değişen koşullara göre, çocuğun yaşı ve eğitim durumu gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden çocuk ile davacılar arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir....
DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı anne tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Kişisel ilişki düzenlenirken gözönünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "Üstün yararı" dır. Çocuğun üstün yararı belirlenirken bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Kişisel ilişki tesis edilirken ana ve babanın eylemleri, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları, çocuğun üstün yararını etkilediği ölçüde gözönünde tutulur. Mahkemece kişisel ilişki konusunda uzman bilirkişiden sosyal inceleme raporu alınarak ve dosyada bulunan tüm deliller hep birlikte değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
Ayda dört gün, dini bayramların ikinci ve üçüncü günleri ve yaz tatillerinde onbeş gün süreyle kişisel ilişki fazladır. Daha uygun sürelerle kişisel ilişki kurulması, bundan beklenen amacı tesis eder ve çocuğun menfaatine uygun düşer. Bu sebeple hükmün bozulması gerektiğini düşünüyorum....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Torunla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı anne tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacılar dede ve hala ile 2010 doğumlu... arasında kişisel ilişki kurulması istemli açılan davada bölge adliye mahkemesince davacılar ile küçük arasında "Her ayın l. ve 3. haftası cumartesi saat 12:00 ila saat 17:00 arasında anne nezaretinde, olmak üzere kişisel ilişki tesisine," karar verilmiş olup davacılar ile küçük ... 'ın görüşmesi esnasında annenin hazır bulundurulması şeklinde davacı tarafa külfet yükleyecek ve görüşmenin bir başkasının nezareti altında gerçekleşmesini sağlayacak şekilde, aynı zamanda bu hakkın kullanılmasına engel olacak tarzda ve infaza elverişli de olmayan kişisel ilişki düzenlemesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişki-Velayet Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından; velayet hakkının anneden kaldırılması kararı yönünden, davalı tarafından ise; davacının davalarının kabulü ile velayet hakkının babadan kaldırılması, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesis edilmemesi ve ana ile çocuk arasında tesis edilen kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasının, çocuğun sağlığını, ahlaki ve bedensel gelişimini tehlikeye düşüreceğine ilişkin bir delil de bulunmadığına göre, müşterek çocuk ile davalı baba arasında uygun sürelerle kişisel ilişki kurulması...