Mahkemece, bu durum gözetilmeden kesinleşen boşanma ve tarafların tazminat taleplerinin reddi yönünden yeniden hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. 3-Mahkemece 28.06.2021 tarihli kararda çocuklardan ...'nin velayeti babaya, ...'nin velayeti anneye bırakılmış, velâyet hakkı kendisine bırakılmayan ebeveynle çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmuştur. Kişisel ilişki düzenlemesine yönelik hükmün çocukların yüksek yararını yakından ilgilendirmesi ve kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle, taraflarca açıkça temyiz edilip edilmediğine ve temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re'sen temyiz incelemesine tâbi tutulması gerekmektedir. Velâyet kendisine bırakılmayan tarafla ortak çocuklar arasında kişisel ilişki düzenlenirken kardeşlerin de birbirlerini görmelerine olanak sağlayıcı şekilde düzenleme yapılması kardeşlik ilişkinin gelişmesi için önemlidir. Mahkemece, kişisel ilişki dönemlerinde velâyet hakkı babada bulunan ... ile kardeşi ...'...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından; kişisel ilişki süresi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosya kapsamından ve toplanan delillerden tarafların ayrı şehirlerde yaşadıkları anlaşılmaktadır. Davalı babanın yanında bulunan 24.03.2008 doğumlu müşterek çocuk....ile davacı anne arasında kurulan kişisel ilişki yetersizdir. Annelik duygularının tatmini ve çocuğun kişisel gelişimi için ayın belli hafta sonlarında yatılı da kalacak şekilde kişisel ilişki tesisi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değilse de; bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK.m.438/7)....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Kişisel İlişkinin Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, velayeti davalı anneye bırakılan 17.6.2004 doğumlu müşterek çocuk ... ile davacı babanın kişisel ilişkisinin yeniden düzenlenmesine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının dini bayramlarda kişisel ilişki kurulması kararına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Müşterek çocuk ile davacı baba arasında her hafta sonu kişisel ilişki kurulması davalı annenin velayet görevini yerine getirmesini engelleyeceği gibi anneyi hafta sonları eve bağımlı hale getirecek niteliktedir....
Kişisel ilişki gelişen yeni olaylarla yeniden değerlendirilebilir. Küçüğün geçici nitelikteki psikolojik durumu gözönüne alınarak düzenlenen kişisel ilişkinin uygun olduğu, hükmün onanması gerekir düşüncesiyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum....
Kaldı ki dava dosyası içinde alınan uzman raporunda kişisel ilişki konusunda bir görüş alınmış olmadığına göre mahkeme tarafından yapılacak iş dava konusu küçüğün annesiyle kişisel ilişki kurması ve süresi konusunda görüşü alınarak deliller birlikte değerlendirilip sonucu uyarınca bir karar verilmesinden ibarettir. Eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetsizdir. Açıklanan sebeplerle değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” katılmıyorum....
DAVA TÜRÜ : Torunla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Üçüncü kişilerin, koşulları gerçekleştiği takdirde çocukla kişisel ilişki kurma hakkı mevcut ise de; kişisel ilişki süresinin ana ve babaya tanınan genişlikte olması beklenemez. Ancak; anneanne, dede, büyükanne ve büyük babalarla torun arasındaki kişisel ilişki, torunun bunlarla "aile bağlarını" güçlendirmek ve geliştirmek, onların da torun sevgilerini tatmaya elverişli olacak yeterlilikte olmalıdır....
Bu itibarla, davalı/davacı erkeğin boşanma davalarından bağımsız olarak açtığı kişisel ilişki düzenlemesi (TMK md. 197/4 ve 323) davası konusuz kalmadığından toplanan delillere göre, istem hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur. 2- Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur (TMK.md.181/1- 2). Çocuk ile ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi; çocuk ve velayet kendisinde bulunmayan ana veya baba için bir haktır (Çocuk Hakları Sözleşmesi md.9/3). Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md.4/2)....
Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveyni arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Bu bakımdan, babalık duygularını tatmine elverişli, çocuğun da baba sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli, yatılı olacak şekilde daha uygun süreyle kişisel ilişki tesisi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından, ortak çocukla kurulan kişisel ilişkinin süresi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, velayeti anneye bırakılan ortak çocuk ile baba arasında aynı şehirde ikamet etmeleri durumuna hasren kişisel ilişki kurulmuş, farklı yerlerde ikamet etmeleri duruma ilişkin kişisel ilişki düzenlemesi yapılmamıştır. Günümüz ulaşım olanaklarındaki kolaylık gözetildiğinde, kişisel ilişkiye dair düzenleme yapılırken, taraflar bu hususun açıkça dikkate alınmasını talep etmemişlerse, “Ayrı şehir”, “Aynı şehir” ayrımına gidilmesinin de önemi bulunmamaktadır....
Açıklanan bu durum karşısında, tarafların aynı yerde oturmaları nedeniyle her ayın belirli haftaları ile dini bayramlarda kurulan kişisel ilişkiye ek olarak çocuğun yaz döneminde baba yanında yatıya kalacağı şekilde, daha fazla ve daha uygun genişlikte kişisel ilşiki düzenlemesi yapılması gerekirken, yazılı olduğu şekilde kişisel ilişki kurulması isabetsiz olmuştur. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir (HUMK. md. 438/7)....