Dava, çeyiz ve ziynet eşyasının aynen iadesi ya da bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, ziynet eşyalarına yönelik istemin reddine, çeyiz eşyaları yönünden 4.950 TL'nin tahsiline karar verilmesi üzerine, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde, isteme konu ziynet eşyalarının evliliğin üçüncü ayında davacının elinden zorla alındığını bir daha geri takılmadığını ,davalıların aynı evde birlikte ikamet ettiklerini, ev eşyalarının ise alınıp davacıya teslim edilmediğini belirterek iki adet mehir senedinde yazılı eşyalar ile ziynetlerin aynen iadesinin ya da bedelinin faizi ile davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 04/12/2013 NUMARASI : 2012/688-2013/1108 Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; tarafların 2008 yılında evlendiklerini, düğünden iki gün sonra davacıya ait ziynet eşyalarının davalı tarafça bankaya konulduğunu ve davacıya geri verilmediğini, davacının ameliyat nedeniyle hastahaneye yattığını ve hastahaneden çıktıktan sonra da bir daha evine dönemediğini belirterek, davalıda kalan ziynet eşyalarının (ziynetleri ayrıntılı olarak sayarak) aynen iadesine, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde bedeli olan 150.000 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Ziynet eşyasının iadesi davalarında ispat yükü davacıda olduğunu, davacının davasını ispat edemediğini, evliliğin tarafların ikinci evliliği olması nedeniyle dava dilekçesinde talep edilen altınların taraflara takılmasının mümkün olmadığını, davacının müşterek konuttan ayrılış şekli de göz önünde bulundurulduğunda ziynet eşyalarının davacının hakimiyetinde bulunduğu, bu sebepler ile davanın reddi gerektiği, dinlenen davacı tanıklarının hiç birinin söz konusu ziynet eşyalarının varlığına dair bir bilgisinin bulunmadığı, duyuma dayalı tanık ifadelerine itibar edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının dava konusu altınların kendisinin elinde bulunmadığını ispatlayamadığını, müşterek konuttan eşyalarını toplayarak planlı bir şekilde ayrılan davacının ziynet eşyalarını yanında götürdüğünü, yerel mahkemece hatalı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesinin hukukun temel ilkeleri ile bağdaşmadığını...
Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, kadının ispatlaması gerekir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır....
Davacı taraf dava dilekçesinde, nişan nedeniyle hediye edilen altın ve ziynet eşyasının aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde rayiç bedel üzerinden tahsiline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece, ziynet eşyaların bedeline hükmedilmiştir. İİK'nun 24/4.maddesi gereğince; taşınır tesliminde, borçlunun yedinde bulunmazsa ilamda yazılı değeri alınır hükmü bulunsa da aynen iadeye karar verilmesi halinde iade edilecek eşyaların cinsi, niteliği, özellikleri, gram ağırlığı vb. gibi özelliklerinin ayrıntılı belirtilmesi gerekir. Mahkemece; ziynet eşyalarının aynen iadesine (ayar, adet ve gramları ile birlikte hükümde tek tek belirtilerek), olmadığı takdirde miktarın hüküm altına alınmasına karar verilmesi gerekirken, yalnızca ziynet eşyalarının bedeline ilişkin hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen ziynet eşya ve kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, kişisel eşyalar yönünden konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ziynet eşyaları yönünden davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 617.30 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 18.02.2016 günü oybirliğiyle karar verildi....
Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu ziynetlerin iade edilmemek üzere kocaya verildiği kanıtlanmış olmadıkça, aynen veya bedelinin iadesi esastır. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit ziynet eşyasının kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden yanında götürmesi gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir.Aksini ispat yükü davacı kadındadır....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Eşyasının İadesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Erkeğin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin incelemesinde; Hükmolunan ziynet alacağının miktarı 22.400,00 TL olup karar tarihindeki kesinlik sınırı 72.070,00 TL'yi aşmadığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi gereğince temyiz sınırı altında kalan para alacağına ilişkin karar kesindir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Ziynet Eşyasının İadesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm * ziynetlerin iadesine ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 29.01.2007 tarihli kararının 2. maddesi de gözetilerek inceleme görevi Yargıtay * 6. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay * 6. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 24.03.2008...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet eşyasının iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Hükmü temyiz eden davalı, 26.01.2016 tarihli dilekçesi ile temyiz isteminden feragat ettiğini bildirmiştir. Bu nedenle temyiz dilekçesinin REDDİNE, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....