Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ayrıca, davacı dava konusu taşınmazın satın alınması sırasında borç olarak alınan peşinatın da düğünde takılan ziynet eşyalarının satılması suretiyle ödendiğini iddia ettiği halde mahkemece bu husus araştırılmamıştır. Mahkemece, davacı tarafa ziynet eşyalarına ilişkin delillerini ileri sürmesi için süre ve imkan verilerek toplanacak delillere göre iddia ve savunma çerçevesinde karar verilmesi gerekir. Ziynet eşyalarının kanıtlanması halinde TMK.nun 227. maddesi uyarınca değer artış payı olarak değerlendirilecektir. Çünkü sözü edilen eşya aynı kanunun 220/2.bendi uyarınca davacının kişisel malı olup, aynı maddenin 4. bendi gereğince satılmak suretiyle elde edilen para kişisel mal yerine geçen değerdir....

    Düğünde takılan ziynet eşyaları ve takılar kadına ait olup kişisel eşya niteliğindedir. Ziynet eşyaları nitelik itibariyle rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'i dendir. Bu sebeple nitelikleri itibariyle kadında bulunduğu karine olarak kabul edilir. Olağanın aksini iddia eden ispatla yükümlüdür. Niteliği itibariyle davalı-davacı kadında bulunması gereken ziynet eşyalarının aile içerisinde ihtiyaç duyulması halinde bu eşyaları elinde bulunduran eşin rızası ile bozdurulması olağan olandır. Bu durum Türk Medeni Kanunun 185/3 ve 186/3 maddeleri gereğince davalı-davacı eş için aynı zamanda bir yükümlülüktür. Bu sebeple somut olayda ispat yükü davalı-davacı kadına aittir. Davalı-davacı kadının kendisine ait ziynet eşyalarının rızası dışında ve iade şartıyla elinden alınıp bozdurulduğunu ispat etmesi gerekir....

      Düğünde takılan ziynet eşyaları ve takılar kadına ait olup kişisel eşya niteliğindedir. Ziynet eşyaları nitelik itibariyle rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'i dendir. Bu sebeple nitelikleri itibariyle kadında bulunduğu karine olarak kabul edilir. Olağanın aksini iddia eden ispatla yükümlüdür. Niteliği itibariyle davacı kadında bulunması gereken ziynet eşyalarının aile içerisinde ihtiyaç duyulması halinde bu eşyaları elinde bulunduran eşin rızası ile bozdurulması olağan olandır. Bu durum Türk Medeni Kanunun 185/3 ve 186/3 maddeleri gereğince davacı eş için aynı zamanda bir yükümlülüktür. Bu sebeple somut olayda ispat yükü davacı kadına aittir. Davacı kadının kendisine ait ziynet eşyalarının rızası dışında ve iade şartıyla elinden alınıp bozdurulduğunu ispat etmesi gerekir. Davacı da kendisine ait olan ve kural olarak kendisinde bulunması gereken ziynet eşyalarının rızası dışında veya iade şartıyla davalı tarafından elinden alınıp bozdurulduğunu ispat edememiştir....

        Somut olayda, mahkemece davacı lehine hükmedilen 3.948,00 TL tutarlı ziynet alacağı, 4.400,00 TL'nin altında olduğundan, hüküm ziynet alacağı yönünden kesin niteliktedir. Bu nedenle, davalı tarafın "ziynet alacağına yönelik" istinaf kanun yolu başvurusunun usulden reddi gerekmiştir. İstinaf isteminin, çeyiz alacağına yönelik olarak değerlendirilmesinde ise; Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacı ve davalı T2 17/10/2002 tarihinde evlendikleri, Kırıkkale 1....

        Ziynet; altın, gümüş gibi kıymetli madenlerden yapılmış olup; insanlar tarafından takılan süs eşyası olarak tanımlanmaktadır (Yılmaz, E.: Hukuk Sözlüğü, Ankara 2011, s. 1529). Ziynet eşyasını evlilik münasebetiyle gelin ve damada verilen hediyeler olarak tanımlamak mümkündür. Bu bağlamda, bilezik, altın kelepçe, kolye, gerdanlık, takı seti, bileklik, saat, küpe ve yüzük gibi takılar, ziynet eşyası olarak kabul edilmektedir (Sağıroğlu, M.Ş.: Ziynet Davaları, İstanbul 2013, s.3). 14. Kadına özgü ziynet eşyaları; eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir âdet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. 15. Hukuk Genel Kurulunun 05.05.2004 tarihli ve 2004/4-249 E. ve 2004/247 K. sayılı kararında da aynı ilke benimsenmiştir. 16....

          (Yargıtay 2.HD.nin 08.12.2015 tarih 2015/8718 esas 2015/23479 karar sayılı ilamı) Ziynet ve kişisel eşya davaları yönünden; Davacı karşı davalı kadın ve davalı karşı davacı erkeğin ziynet alacağı ve kişisel eşya iadesi davalarına dair istinaf taleplerinin Ziynet ve kişisel eşya alacağına dair hükmün boşanmanın ferisi niteliğinde olmadığı ve dava değeri ile harçlar konusunda ayrıca inceleme konusu yapılması gerektiği, tarafların istinaf ettikleri davanın reddine yönelik inceleme yönünden, tarafların adli yardım kararlarının da olmadığı gözetildiğinde her iki tarafın da ziynet ve kişisel eşya yönünden ayrı ayrı başvuru ve maktu karar ve ilam harcını hiç yatırmadığı, taraflarca yatırılan harçların boşanma davasına esas kabul edildiği, bu hususun ilk derece mahkemesince ayrıca ele alınması gerektiğinden, yargılamanın sürüncemede kalmamasını teminen tefrik edilen dosya üzerinden incelenmesine karar verilmiştir....

          Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet ve Eşya Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından reddedilen ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davası yönünden; davalı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, kadına verilen tazminatlar, ortak çocuk Simay'ın velayet ve kişisel ilişki düzenlemesi ile iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı erkeğin "kusur belirlemesine" yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; İlk derece mahkemesince yapılan tarafların kusur belirlemesine yönelik tespit taraflarca istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir....

            Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Ziynet ve Eşya Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasının miktarı, ziynet alacağı davasının reddi yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kadının davasının kabulü ve ferileri, kusur belirlemesi, eşya alacağı davasının kabulü ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağı davasının reddine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca "Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar” temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun’un 44. maddesi ile de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz...

              Çeşitli sebeplerle (evin ihtiyaçları, düğün borçları, balayı, kişisel harcamalar vs.) koca tarafından bozdurulan bu altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesi zorunludur. Ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Somut olayda; yargılama sırasında dinlenen davacı tanıkları ... beyanında ‘…gördüğüm kadarıyla küpe, bileklik ve kolyeden oluşan gerdanlık set, kolunda hediyelik bilezikleri vardı ayarını bilemiyorum. Ben kendisine para taktım takarken üzerinde çeyrek altınlar ve gramlık altınlar vardı. İnce hediyelik bileziklerin dışında burma bileziklerde vardı. Takılar takıldıktan sonra gelin odasına gidildi, takı odasından çıktıktan sonra üzerinde takılar yoktu…’, ... beyanında ‘…Gelin odasında bir tek ben vardım. Ben girdiğimde ... in annesi altınları sayıyordu....

                Ziynet; altın, gümüş gibi kıymetli madenlerden yapılmış olup; insanlar tarafından takılan süs eşyası olarak tanımlanmaktadır (Yılmaz, E.: Hukuk Sözlüğü, Ankara 2011, s. 1529). Ziynet eşyasını evlilik münasebetiyle gelin ve damada verilen hediyeler olarak tanımlamak mümkündür. Bu bağlamda, bilezik, altın kelepçe, kolye, gerdanlık, takı seti, bileklik, saat, küpe ve yüzük gibi takılar, ziynet eşyası olarak kabul edilmektedir (Sağıroğlu, M.Ş.: Ziynet Davaları, İstanbul 2013, s.3). Kadına özgü ziynet eşyaları, eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğindedir (TMK mad. 1, 6, 220/1- 1, 222/1, HMK mad. 190, YHGK’nin 04.03.2020 tarihli ve 2017/ 3- 1040 E., 2020/240 K. sayılı kararı)....

                UYAP Entegrasyonu