Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yaşam deneyi kuralları sonucu oluşan fiili karineyle; ziynet eşyaları; eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 05.05.2004 tarihli ve 2004/4-249 E., 2004/247 K.; 04.03.2020 tarihli ve 2017/3-1040 E., 2020/240 K.; 04.11.2020 tarihli ve 2017/3-1512 E., 2020/835 K.; sayılı kararlarında da aynı ilke benimsenmiştir. 14. Bu noktada kişisel mal kavramının yasal olarak nasıl düzenlendiği üzerinde durulmalıdır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “Kişisel mallar” başlıklı 220. maddesine göre “Aşağıda sayılanlar, kanun gereğince kişisel maldır: 1. Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya, 2....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Davacının ziynet eşyalarının aynen iadesine ilişkin talebinin HMK 114/1- ı maddesinde yer alan "aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması" dava şartını taşımadığından usulden reddine, davacının ziynet eşyalarının bedeline ilişkin talebinin kabulü ile, 92.842,00 TL 'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı kadın istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararını ek dava ile açtıkları aynen iade talebinin reddine karar verilmesi, davalının hükmün kesinleşmeden yerel mahkemenin hükmettiği bedelini ödemesini kabul ettiğini, henüz boşanmanın kesinleşmediğini, aynen iade talebinin kabulüne karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava kişisel eşya iadesi talebine ilişkindir....

    Somut olayda; davacı (kadın), dava konusu edilen ziynet eşyası ve düğünde takılan paranın davalı tarafından rızası dışında elinden alındığını ileri sürmüş; davalı koca ise, ziynet eşyalarının bir kısmının ve düğünde takılan paranın araç alımında kullanıldığını, ziynetlerin geriye kalanının ise çalındığını iddia etmiştir. Mahkemece, davacının ziynet eşyalarının evlilik birliği içinde davacıdan rızası dışında alındığı iddiasının ispatlanamadığı belirtilerek, düğünde takılan ziynet eşya alacağı ve nakit para alacağı talebinin reddine karar verilmiştir. Oysa, davalı bir kısım ziynet eşyasının ve paranın araç alımı için bozdurulduğunu, bir kısmının ise çalındığını beyan etmiş olmakla bu ziynetler ve para yönünden davada ispat külfeti yer değiştirmiştir. Davalı, söz konusu ziynet eşyalarının ve paranın, davacının kendi isteği ile iade edilmemek üzere verildiğini kanıtlamadıkça iade ve tazmin ile yükümlüdür....

      "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından velayet yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise eşya alacağı, ziynet alacağı davası ve her iki boşanma davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı erkeğin tüm, davalı-karşı davacı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Davalı-karşı davacı kadının boşanma dava dilekçesinde ziynet alacağı ve eşya alacağı talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Dava açılırken alınan başvuru harcı, dava dilekçesindeki isteklerin tümünü kapsar. Davalı-karşı davacı kadının ziynet alacağı ve eşya alacağı talebi boşanma davasının eki niteliğinde olmayıp nispi harca tabidir....

        Mahkemece, asıl davada; davalı tarafından davacıya iade edilen bir kısım çeyiz eşyaları hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer çeyiz eşyalarının ise davacı tarafından çeyiz olarak götürüldüğü ve davalıda kaldığı hususlarının ispat edilememesi nedeniyle bu eşyalara ilişkin istemin reddine, birleşen davada ise; düğün sırasında takılan 4 adet bilezik ile 10 – 15 kadar çeyrek altının düğün borçlarının ödenmesi için davacının rızasıyla bozdurulduğu gerekçesiyle ziynet eşyalarına ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından asıl ve birleşen davalar yönünden temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın asıl davaya yönelik tüm, birleşen davaya yönelik sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; düğün takıları kim tarafından takılırsa takılsın kadına ait kişisel eşya sayılır....

          Düğünde takılan ziynet eşyaları ve takılar kadına ait olup kişisel eşya niteliğindedir. Dava konusu edilen ziynet eşyalarının düğün borçları ve müşterek evin giderleri için bozdurulup harcandığı davacı-davalı tarafından kabul edilmiştir. Düğün borçları ve ailenin ortak giderleri için davacı-davalı tarafından bozdurulan ziynet eşyalarının davalı-davacının rızası ile bozdurulduğunun kabul edilmesi gerekir. Ziynet eşyaları nitelik itibariyle rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'i dendir. Bu sebeple nitelikleri itibariyle kadında bulunduğu karine olarak kabul edilir. Olağanın aksini iddia eden ispatla yükümlüdür. Niteliği itibariyle davalı-davacıda bulunması gereken ziynet eşyalarının aile içerisinde ihtiyaç duyulması halinde bu eşyaları elinde bulunduran eşin rızası ile bozdurulması olağan olandır. Bu durum Türk Medeni Kanunun 185/3 ve 186/3 maddeleri gereğince davalı-davacı eş için aynı zamanda bir yükümlülüktür....

            Düğünde takılan ziynet eşyaları ve takılar kadına ait olup kişisel eşya niteliğindedir. Ziynet eşyaları nitelik itibariyle rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'i dendir. Bu sebeple nitelikleri itibariyle kadında bulunduğu karine olarak kabul edilir. Olağanın aksini iddia eden ispatla yükümlüdür. Niteliği itibariyle davacı kadında bulunması gereken ziynet eşyalarının aile içerisinde ihtiyaç duyulması halinde bu eşyaları elinde bulunduran eşin rızası ile bozdurulması olağan olandır. Bu durum Türk Medeni Kanunun 185/3 ve 186/3 maddeleri gereğince davacı-davalı eş için aynı zamanda bir yükümlülüktür. Bu sebeple somut olayda ispat yükü davacı-davalı (kadın)'a aittir. Davacı-davalı (kadın)'ın kendisine ait ziynet eşyalarının rızası dışında ve iade şartıyla elinden alınıp bozdurulduğunu ispat etmesi gerekir....

              Düğünde takılan ziynet eşyaları ve takılar kadına ait olup kişisel eşya niteliğindedir. Ziynet eşyaları nitelik itibariyle rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'i dendir. Bu sebeple nitelikleri itibariyle kadında bulunduğu karine olarak kabul edilir. Olağanın aksini iddia eden ispatla yükümlüdür. Niteliği itibariyle davalı-davacı kadında bulunması gereken ziynet eşyalarının aile içerisinde ihtiyaç duyulması halinde bu eşyaları elinde bulunduran eşin rızası ile bozdurulması olağan olandır. Bu durum Türk Medeni Kanunun 185/3 ve 186/3 maddeleri gereğince davalı-davacı eş için aynı zamanda bir yükümlülüktür. Bu sebeple somut olayda ispat yükü davalı-davacı kadına aittir. Davalı-davacı kadının kendisine ait ziynet eşyalarının rızası dışında ve iade şartıyla elinden alınıp bozdurulduğunu ispat etmesi gerekir....

                Davalı vekili dilekçesi ile; tarafların evlenme aşamasında davacıya alınan ziynet eşyalarına ilişkin borcun, düğünde takılacak para ve altınlar ile kapatmak üzere anlaştıklarını ancak, davacının ailesi tarafından bir kısım takılara el konulduğundan bu borcun ödenemediğini, bu nedenle davacının da rızası ile davaya konu ziynet eşyalarının kuyumcuya olan borç nedeniyle bozdurulduğunu savunarak asıl davanın reddini dilemiş, karşı davada da; davalı-karşı davacı kocanın evlenmeden önce aldığı, ancak davacı-karşı davalı kadının evi boşaltarak el koyduğunu iddia ettiği ev ve davalı kocanın kişisel eşyalarının aynen iadesini, olmadığı taktirde bedeli olan 12.100 TL'nin tahsilini talep ve dava etmiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Ayrılık - Karşılıklı Boşanma -Kişisel Eşya ve Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki "ayrılık" ve "karşılıklı boşanma" davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı (karşı davacı) -davalı (kadın) tarafından, eşit kusurlu kabul edilmesine ilişkin gerekçesi, tazminatlar yönünden; koca tarafından da, kusur tespiti, tedbir nafakası ve tazminatlar yönünden temyiz edilmiş, temyiz eden davacı (karşı davacı) davalı (kadın) vekili incelemenin duruşmalı yapılmasını talep etmiş ise de buna ilişkin gideri yatırmadığı anlaşıldığından, duruşma isteğinin reddine, evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verildi.Evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul...

                    UYAP Entegrasyonu