Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine....

    Davacının talebi, örf ve adetlere göre düğünde takılan takıların ailesi ve yakınları tarafından davalının kendisiyle evlenmesi nedeniyle takıldığını, takılan takıların kendisine yapılmış bağış niteliğinde olduğunu, bu altınların kişisel malı olduğu ve davalılar tarafından alınıp kendisine tekrar verilmediği iddiasına dayanılarak bu altınların aynen veya bedelinin iadesine yöneliktir. Her nekadar bozma ilamında davacının, ziynet eşyalarının iadesine ilişkin isteği, bağışlamanın geri alınması (bağıştan rücu) niteliğinde değerlendirilmiş ise de davacının talebinin örf ve adet gereği düğünde takılan altınların kendisine takıldığı, kişisel malı olduğu iddiasına dayandığı hususu zuhulen yanlış değerlendirilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık, düğünde takılan ziynet eşyalarının davacı erkeğin kişisel malı olduğu iddiasına dayalı ziynet eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedellerinin tahsili istemine ilişkindir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada:Davacı vekili, dava konusu 183 ada 1 nolu parseldeki 4 ve 13 nolu bağımsız bölümlerin alım bedellerinin tamamının vekil edeni tarafından karşılanıp güvene dayanarak davalı eş adına tescil edildiğini, bunun gizli bağış niteliğinde olduğunu ancak sonradan davalının evi terk etmesi nedeniyle bağıştan rücu koşullarının gerçekleştiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile vekil edeni adına tesciline, aksi takdirde tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini karar savunmuştur. Mahkemece, bağış işleminin resmi şekilde yapılmadığı, satış akdinde davacının taraf olmadığı, bağıştan rücu koşullarının gerçekleşmediği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....

        HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Davacılar, dava konusu 12590 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki paylarını semt spor sahası yapılması amacıyla 13.11.1998 tarihinde davalıya bağışladıklarını, ancak davalının herhangi bir faaliyette bulunmadığını ve amacına uygun işlem yapılmadığını, taşınmazın bu amaçla kullanılacağı inancının canlı tutulduğunu ileri sürerek çekişme konusu payların tapu kaydının iptali ile adlarına tescilini istemişlerdir. Davalı vekili, idari yargının görevli olduğunu, bağışlamanın koşula bağlı olmadığının tapu kaydından anlaşıldığını, 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, bağıştan rücu koşullarının da oluşmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, bağıştan rücu koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen kararın davalı tarafından istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

          Nitekim dava dilekçesinde de davacıya ait kişisel malın davalıya bedelsiz aktarıldığı belirtilmektedir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : İşbu davanın mehir senedine dayalı olarak davacının kayınpederi olan davalıya karşı açıldığı, Dairemizin 2021/526 Esas 2021/486 Karar sayılı ilamı ile taraflar arasında Aile Hukuku kapsamında bir ilişki olmayıp, düzenlenen "Evlenmeden Mütevellit Çeyiz ve Mehir Senedinin" Türk Borçlar Kanunu kapsamında sözleşme olması sebebi ile davaya asliye hukuk mahkemesinde bakılması gerektiğinden bahisle İlk Derece Mahkemesi kararının HMK 353/1- a-3 maddesi gereğince kaldırılmasına karar verildiği, mahkemece davaya asliye hukuk mahkemesi sıfatıyla bakılarak karar verildiği, hal böyle olunca Türk Boçlar Kanunu kapsamındaki bu sözleşmeye dayalı olarak işbu davada istinaf incelemesi yapma görevinin Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5.Hukuk Dairesine ait olduğu anlaşılmakla, dosyanın ilgili Daireye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, 1- İstinaf incelemesinin Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, maliki olduğu 6909 parsel sayılı taşınmazını 18.01.1993 tarihinde davalı vakfa bağışladığını, ancak geçen süre zarfında taşınmazın vakfın amacına uygun kullanılmadığını, üzerine kaçak inşaat yapılarak idarecilerin şahsi menfaatleri için kiraya verildiğini öğrendiğini, bağıştan rücu şartlarının gerçekleştiğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddiaların sübut bulmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı ile davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü....

              eşyaları ile kendisine mehir olarak verilen eşyaların aidiyetinin kendisine ait olduğunun tespitine, eşyaların aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde ise kişisel eşyalar yönünden toplam 13.134,00 TL'nin ve mehir eşyaları yönünden ise toplam 29.573,00 TL'nin ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

              Davalılar davacının eşini aldatması üzerine evden ayrıldığını, ziynetlerini giderken yanında götürdüğünü savunmuş, yargılama aşamasında boşanma davasının kesinleşmesiyle davacı kadının eşini aldattığının sabit olduğunu, bağıştan rücu koşullarının oluştuğunu, davanın bu nedenle reddi gerektiğini bildirmiş ve bağıştan rücu davası açmışlardır. Bağıştan rücu davasının ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2003/659 esas numarasında kayıtlı iken gönderme kararıyla dosyanın Aile Mahkemesine gönderildiği anlaşılmaktadır. Davalı koca tarafından açılan bağıştan rücu davasının sonucu görülmekte olan alacak davasını etkileyeceğinden sonucunun beklenmesi ve ondan sonra karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 25.1.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu mehir senedi başlıklı sözleşme incelendiğinde; sözleşmenin, dava konusu tarafların evlilik tarihinde düzenlendiği, davalı koca tarafından, mehir senedinde yazılı bulunan dava konusu eşyalar ile altının ileriye yönelik olarak davacı kadına bağışlanacağı sözünün verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda; davacının talebi, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Dava konusu bağışlama vaadi yazılı yapılmakla geçerlidir. Davalı koca, mehir senedinde yazılı bulunan eşyalar ile altını vermeyi taahhüt etmiş olup somut delillerle davacıya teslim ettiğini ispat edememiştir. Senet metninden de davalının bahsi geçen eşya ve altınları teslim ettiği anlaşılamamaktadır. Ne var ki, davalı taraf delil listesinde yemin deliline dayanmış, mahkeme tarafından yemin delili hatırlatılmadan hüküm kurulmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu