Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat istemine ilişkindir. 1) Davacı vekili tarafından davalı Noter ... yönünden yapılan temyiz itirazlarının incelenmesi sonucunda; Noterlerin hukukî sorumluluğunu düzenleyen 1512 sayılı Noterlik Kanununun 162. maddesine göre; “Stajiyer, katip ve katip adayları tarafından yapılmış olsa bile noterler, bir işin yapılmamasından veya hatalı yahut eksik yapılmasından dolayı zarar görmüş olanlara karşı sorumludurlar. Noter, birinci fıkra gereğince ödediği miktar için, işin yapılmaması, hatalı yahut eksik yapılmasına sebep olan stajiyer veya noterlik personeline rücu edebilir.” Görüldüğü üzere, noterlerin hukukî sorumluluğunu düzenleyen anılan maddede kusurdan sözedilmemiş olduğundan, noterlerin bu göreve ilişkin kişisel sorumlulukları, kusursuz sorumluluk esasına göre düzenlenmiştir....

    Bu bağlamda; tarafların 01/01/2002 tarihinden önce edinilen mal varlıkları tarafların kişisel malı, 01/01/2002 tarihinden sonra edinilen mal varlıklar yönünden ise; eşin bütün mallarının aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilmesi nedeniyle edinilmiş mal olarak kabul edilmelidir. Davalı davaya konu Kayseri İli, Talas İlçesi, Kiçiköy Mah. 27 ada, 249 Parsel, C Blok, 1. Kat, 4 nolu bağımsız bölümde kayıtlı taşınmazı 28/08/2000 tarihinde davalı tarafından satış yoluyla edinilmiş olup, mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilmiş olması nedeniyle davalının kişisel malıdır. Ancak dinlenen tanık beyanları uyarınca bu taşınmazın edinilmesi sırasında davacının ziynetleri satılmak suretiyle taşınmazın alımında kullanılmıştır. Alınan raporlar uyarınca bu taşınmazın alımında davacının ziynetlerinin kullanılmasından kaynaklı olarak davacının 27.090,23- TL. katkı payı alacağı bulunmaktadır....

    İstinaf Sebepleri Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının tapu sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklı bir zararın söz konusu olmadığını, taşınmazın tapuya bağlanmış olmasının kişilerin hak sahibi olduğu anlamına gelmeyeceğini, taşınmazın sulu tarım arazisi olarak belirlendiğini ancak arazi üzerinde su kaynağı olmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması talep edilmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taşınmazın tapu kaydı ve eylemli durumuna göre muz bahçesi olduğu, bilirkişi raporunda şahıslara ait su havzalarında kuyulardan çekilen suların doldurulduğu ve bu sular ile muzların sulandığı şeklinde açıklama yapıldığı, muz bahçesinin kararın kesinleşme tarihine ilişkin verilerinin ilçe tarım müdürlüğünden Dairemizce istendiği, mahkemece verilen kararda bir usulsüzlük bulunmadığı anlaşıldığından yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

      Hukuk Dairesinin 2016/59 Esas, 2016/68 Karar sayılı ilamlarında pasif tapu kaydı sorgusu sonucunda elde edilecek bilginin borçlunun kişisel verileri hakkında herhangi bir ihlale sebep olmayacağının ifade edildiğini, dosya kapsamında taşınmazın 3. Kişilere devredilmesi sözkonusu ise İİK 227. Vd. Maddeleri gereğince açılacak tasarrufun iptali davasının icra takibini ilerletici durum oluşturduğunu, bu sebeple icra müdürlüğü kararının hak arama özgürlüğünü ihlal ettiğini, takibin devamı ile müvekkilinin alacağını almasını engellediğini beyanla, istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. Maddesi gereğince memur işlemini şikayete ilişkindir. İzmir 10....

      Dosyada bulunan kanıt ve belgelere göre; davacının dava konusu taşınmazın 623/45711 hissesini 27.06.1974, 309/45711 hissesini ise 14.03.1978 tarihinde satın aldığı ,hisse miktarlarının resmi satış senetlerinde de bu şekilde gösterildiği ve bu miktarlar üzerindendedavacı adına tapuya tescil edildiği, ancak Tapu Sicil Müdürlüğünce imar uygulaması nedeniyle Belediyeye tapu kayıtları gönderilirken hisse hesaplarında hata yapılarak davacının hissesinin 309/182844 ve 623/182844 olarak bildirildiği ve buna göre imar uygulaması yapıldığı ve davacıya bu nedenle satın aldığı hisse karşılığından daha az yer verildiği anlaşılmıştır. 4721 sayılı TMK.nun sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007.maddesi ''Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.'' hükmünü içermekte olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, tapu sicil müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında, kişilerin malvarlığı çıkarlarını...

        Dosyada bulunan kanıt ve belgelere göre; davacının dava konusu taşınmazı satın aldığı ....ınmazda ½ oranında hisse sahibi olduğu halde Tapu Sicil Müdürlüğünce düzenlenen resmi senette davacıya taşınmazın tamamının satıldığı, daha sonra yapılan imar uygulamaları sırasında bu durumun ortaya çıktığı anlaşılmıştır. 4721 sayılı TMK.nun sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007.maddesi ''Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.'' hükmünü içermekte olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, tapu sicil müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında, kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece, Devletin memuruna rücuu halinde iç ilişkide etkili olmaktadır....

          Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının taşınmazdaki hissesini 18.06.2013 tarihinde satın aldığı, bu taşınmazla ilgili olarak 01.07.2013 tarihinde "Gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi'ni düzenlediği, taşınmazda mükerrer kayıt bulunduğu hususunun ise bu tarihlerden sonra 08.07.2014 tarihinde tapu müdürlüğünce resen taşınmazın beyanlar hanesine şerh edildiği, dolayısıyla bu tarihten önce mükerrer durumunun tapu kaydından aleni olarak anlaşılamadığı, davacının beyanlar hanesine düşülen 08.07.2014 tarihli şerhten önce mükerrer kayıt durumunu bildiğine dair dosyada herhangi bir veri ve iddianın bulunmadığı hususları gözönünde bulundurulduğunda, Mahkemenin ret gerekçesinin yerinde olmadığı, davacı vekilinin bu yönüyle istinaf itirazının yerinde olduğu, devletin tapu sicilinin tutulmasından doğan zarardan sorumluluğunun şartları; zarar meydana gelmiş olması, hukuka aykırı bir tapu sicil işleminin gerçekleşmiş olması...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar Arasındaki tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 27.05.2014 günlü hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 14.04.2015 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davalı vekili Av. ... ile diğer taraftan davacı vekili Av. ... geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü: Yargıtayca incelenmesine gerek görülen ......

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 12.06.2014 günlü hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 24.03.2015 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden ... vekili Av. ... geldi, diğer taraftan davacı vekili Av. ... geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....

                Medenî Kanunun 1007. maddesinde tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devletin sorumlu olduğu belirtilerek, Devletin kusursuz sorumluluk ilkesi gereğince sorumlu olduğu açıklanmıştır. Tapu sicilinin tutulmasından dolayı Devletin sorumlu tutulabilmesi için taşınmaz sahibinin zarara uğraması, zararın tapu sicilinin tutulmasından doğmuş olması ve zarar ile tapu sicilinin tutulması arasında illiyet bağının kesilmemiş olması gerekir. TMK'nın 1023. maddesinde "Tapu kütüğündeki tescile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur." TMK'nın 1024. maddesinde "Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz. Bağlayıcı olmayan bir hukuki işleme dayanan veya hukuki sebepten yoksun bulunan tescil yolsuz tescildir."...

                UYAP Entegrasyonu