Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak kadastro tespiti kesinleşip tapu sicili oluşmadan önce, kadastro ekibi veya komisyonunca yapılan tespitin, Kadastro Komisyonu veya Kadastro Mahkemesi kararlarıyla iptal edilmesi durumunda, bu durum kadastro tespit malikine, kadastro tespit işlemine dayanarak TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat isteğinde bulunma hakkı vermez. Zira, tespit maliki adına oluşmuş bir tapu kaydı veya tapu sicili bulunmamaktadır. Kadastro tespit maliki, lehine yapılan tespit kesinleştikten sonra taşınmazın tapu maliki olacaktır. Lehlerine yapılan kadastro tespiti iptal edilip tapuda malik sıfatı kazanamayanların, TMK.nun 1007. maddesi kapsamında tapu sicilinden kaynaklı bir zararlarının olamayacağı tartışmasızdır....

    Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi'nin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/214 E. - 2017/77 K. sayılı kararının Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine ilişkin olarak verilen karara karşı, davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun  ... Bölge Adliye Mahkemesi 37....

      Sevimli’den satın aldığı ancak dava konusu taşınmazın Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce 2001 yılında kamulaştırıldığı ;kamulaştırma nedeniyle dava konusu taşınmazın 16.842,57 m2 yüzölçümlü 710 parsel ve göl alanı olarak 5.416,75 m2 yüzölçümlü 711 parsel sayılı taşınmazlara ifraz edildiği ve DSİ adına tesciline karar verildiği halde tescilin tapu sicilinde işlem görmediği Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından 711 parsel sayılı taşınmaza ilişkin çifte tapudan kaynaklı olarak açılmış olan Oğuzeli Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/165 E. sayılı dosyanın 08/09/2015 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise tapu iptal tescil davası derdest iken 06/06/2011 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresinde açıldığı tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal edilen arazi niteliğindeki 711 parsel sayılı taşınmaz bakımından davalı ... Hazinesi aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

        Mahkemece, İlgili ... sicil müdürlüğünden dava konusu ipoteğe ilişkin tüm bilgi ve belgeler temin edilmeli, ipotek lehtarlarının kimliklerinin tespitine yönelik araştırma yapılmalı, ipotek lehtarlarının tespiti halinde usulüne uygun olarak davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekir. Tüm araştırmalara rağmen, ipotek alacaklılarının elverişli kimlik ve adres bilgilerine ulaşılamaması halinde; ... sicil müdürlüklerinin Türk Medeni Kanunun 997 ve devamı maddeler gereğince ... sicilinin tutulmasından ve bu sicillerin yasaya uygun oluşmasında görevli ve sorumlu oldukları gözetilerek hak sahiplerinin belirlenmemesi halinde ... sicilini tutmakla görevli ve sorumlu ... sicil müdürlüğüne davanın yöneltilmesinde usul ve yasaya aykırılık hali bulunmadığından mahkemece davanın husumet yokluğu nedeniyle reddedilmesi doğru görüşmemiş hükmü bu nedenle bozulmasına karar verilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık; davalı noter tarafından düzenlenen vekaletnameye dayalı olarak davacıya satılan taşınmazın tapusunun mahkeme kararıyla iptal edilmiş olması nedeniyle, davacı tarafından davalılar Tapu Sicil Müdürlüğü (Hazine), noter, taşınmaz maliki ve emlakçı aleyhine açılan tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece Yargıtay (kapatılan) 20. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamına uyularak karar verilmiş; hüküm davalılardan Tapu Sicil Müdürlüğü (Hazine) vekili ve noter tarafından temyiz edilmiştir. Davanın açıklanan niteliğe ve özellikle uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişkinin tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat istemine ilişkin olmasına, Yargıtay (kapatılan) 20. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamına uyularak karar verilmiş olduğunun anlaşılmasına göre hükmü temyizen inceleme görevi Yargıtay 5. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 5....

            Birinci aşamada sahte bir belgeye (sahte vekaletname, sahte veraset belgesi veya dava konusu olayda olduğu gibi sahte nüfus örneği) dayalı olarak gerçekleştirilen ve oluşturulan bir tapu sicil kaydıdır. Bu işlemle doğru bir sicil kaydı kaldırılmakta ve yerine doğuşu sakat bir sicil kaydı oluşturulmaktadır, işte bu durumda, asıl ve gerek kayıt malikinin eski MK.nun 917 veya yeni MK.nun 1007. maddelerine dayalı olarak Devlet'in kusursuz sorumluluğuna gidebilmesi yerinde ve zorunludur. Ne var ki, gerek öğreti, gerekse uygulamada bu halde dahi gerçek kayıt malikine anılan maddelere göre, doğrudan dava hakkı tanınmamaktadır....

              Anılan maddenin birinci fıkrası; "Kişisel durum sicilinin tutulmasından doğan zararlar, kusurlu memura rücu edilmek kaydıyla, Devletçe tazmin edilir." hükmünü içermekte olup, devletin kişisel durum sicilinin tutulmasından doğan zararlardan sorumluluğu düzenlenmiştir. Yasanın bu açık hükmünün kaynak olduğu devletin sorumluluğundan söz edebilmek için, kişisel durum sicilinin tutulmasında nüfüs memurunun hukuka aykırı bir işleminin ve bununla zararlı sonuç arasında nedensellik bağının varlığı gerekmektedir. Somut olayda; davacılar, kimlik bilgilerini kullanan kişilerin başvurusu üzerine nüfus memurluklarınca (sahte) nüfus cüzdanlarının düzenlendiğini ve sonrasında bu nüfus cüzdanları kullanılarak düzenlenen vekaletname ile taşınmazların satılması nedeniyle zararın doğduğunu ileri sürmüşlerdir....

                Yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda somut olay incelendiğinde, davalının tapusunun iptal edilerek taşınmazın kayıt dışı bırakılmasında hukuka aykırı bir durum bulunmayıp, tapu sicillerinin tutulmasının kamu düzeni ile ilgili olması ve Devletin, tapu sicillerinin tutulmasından kusursuz sorumlu olduğu gözetilerek ve davalının tapu taydının iptalinden dolayı ancak, tazminat talebinde bulunabileceğinden usul ve yasaya uygun bulunan yerel mahkeme kararının ONANMASINA, aşağıda yazılı 2.80.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 28.2.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Maddesine göre Devletin tapu sicil kayıtlarının tutulmasından kaynaklanan bir kusuru bulunmadığı kanaatine varılmakla açılan davanın reddine karar verilmiştir. HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Tapu Sicilinin Tutulmasından Kaynaklanan Tazminat istemine ilişkindir. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2022 tarihinden itibaren geçerli 1047 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 4. Hukuk Dairesi iş bölümünün 26. maddesinde "Tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat davaları (TMK m. 1007) sonucu verilen hüküm ve kararlar" şeklindeki düzenleme, 27. maddesinde ise; "Tapu kaydının mahkeme kararıyla iptalinden kaynaklanan ve Devlet aleyhine açılan tazminat davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar" şeklindeki düzenleme yer almıştır. Bu düzenlemeler karşısında istinaf talebini inceleme görevi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi'ne aittir....

                  Ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına davacı lehine konulan ipoteğin fekkine karar verildiği; alacağını tahsil edemeyen davacının, tapu kaydındaki ipoteğin de fekkedilmesi nedeniyle uğradığı zararların tazmini istemiyle iş bu davayı açtığı anlaşılmıştır. 1) 4721 sayılı TMK'nun 38.maddesi “kişisel durum sicilinin tutulmasından doğan zararlar, kusurlu memura rücu edilmek kaydıyla Devletçe tazmin edilir” hükmünü; sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007.maddesi ise” tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan devlet sorumludur.” hükmünü içermektedir....

                    UYAP Entegrasyonu