Mahkemece, davacının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğini iddia ettiği basın toplantısında ...’nin ifadelerinin davacının kişilik haklarını zedeleyici nitelikte olmadığı, davalı ... tarafından sunulan soru önergesinde davacı ile ilgili bir ifade bulunmadığı, iddiaların araştırılıp araştırılmadığı konusunda dönemin İçişleri Bakanı tarafından yanıtlanması istemiyle soru önergesi verildiği ve soru önergesinde davalı tarafından davacıyı rencide edecek bir ifadenin bulunmadığı, dolayısı ile davacının kişilik haklarına davalılar tarafından herhangi bir saldırının söz konusu olmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamından; yargılama sırasında, davacının davalılar tarafından kendisine iftira atıldığı gerekçesiyle Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu ve şikâyetine ilişkin soruşturma dosyasının dava dosyası arasına alınmasını talep ettiği anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğeri aleyhine 20/12/2012 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırının tespiti ve durdurulmasının istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 23/01/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA 04/06/2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY YAZISI Dava; internet yoluyla kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı yayın durdurma istemine ilişkindir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/166 ESAS, DAVA KONUSU : Kişilik Hakları (Kişilik Haklarına Saldırının Hukuka Aykırılığının Tesbiti İstemli) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/04/2021 NUMARASI : 2021/215 ESAS - 2021/239 KARAR DAVA KONUSU : Kişilik Hakları (Kişilik Haklarına Saldırının Önlenmesi) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK' nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 5651 sayılı kanunun 9. Maddesinde kişilik haklarını ihlal edecek şekilde video, haber, yorum vb....
Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir. Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Somut olayın, davacının, avukatı olan davalıların, ... den davacı adına ihaleye girerek satın aldıkları taşınmazı adlarına tapuya tescil ettirmeleri şeklinde gerçekleştiği, davalıların bu eylemlerinin, davacının kişilik haklarına saldırı olarak nitelendirilemeyeceği tartışmasızdır, Hal böyle olunca, Mahkemece açıklanan bu olgular gözetilerek, manevi tazminat isteğinin reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmalarına kararı verilmesi doğru değildir....
Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25. maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, BK’nun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir. Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikâyet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir....
Davacı, davalının Hatay Cumhuriyet Başsavcılığına sunmuş olduğu 19/09/2002 tarihli dilekçesindeki beyanları ile kendisine hakaret ettiğini, ayrıca İskenderun Ağır Ceza Mahkemesine sunmuş olduğu 03/04/2003 tarihli dilekçesindeki beyanlar ile içeriğinde hakaretler bulunan 19/09/2002 tarihli yazılı beyanların yargılama konusu olmadığı halde farklı dört ceza dosyasına ibraz edilerek kişilik haklarına saldırının tekrarlandığını beyan ederek uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalının davacıya yönelik beyanlarının haksız, eleştiri ve şikayet sınırlarını aşan nitelikte olduğu, davacının kişilik haklarına saldırı teşkil eden ve manevi tazminat talebini haklı kılan hukuka aykırı eylemler olduğu kabul edilerek istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir....
aidatları DHKP-C ye mi gidiyor” “1 Katrilyonun hesabını ver ... ” “ Hesap ver ... ” “ ... diktatörlüğü” “ Örgüt içeri ... dışarı” “...’nin aldığı haraçla her yıl bir saray yapılır” başlıklı haberlerde kullanılan gerçek dışı söz ve ifadelerle, meslek odası ve yöneticilerinin hedef alındığını, müvekkillerinin kişilik haklarının saldırıya uğradığını belirterek, manevi zararlarının giderilmesi, kişilik haklarına yönelik saldırının önlenmesi ve kararın yayınlanması isteminde bulunmuştur. Davalılardan şirket vekili, davaya konu edilen yayınların güncel ve görünen gerçeğe uygun olup, eleştiri sınırları içinde kaldığını belirterek, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Diğer davalılara usulüne uygun tebligat yapılmış, davaya cevap vermemişlerdir....
Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, husumet yönünden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalılar tarafından hazırlanan ve yönetilen ... ve ... isimli internet sitelerinde kendisine yönelik hakaret ve iftira içerikli yayınlar yapıldığını belirterek uğradığı manevi zararın giderilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, davalıların davaya konu edilen yazıların bulunduğu sitenin içerik sağlayıcısı olmadıkları anlaşıldığı gerekçesi ile her iki davalı bakımından husumet yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır....
Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.(TMK.md.174/2) Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.(TMK.md.178) Davacı koca tarafından açılan terk sebebiyle boşanma davası (TMK.md.164) kabul edilerek verilen hüküm 6.5.2005 tarihinde kesinleşmiş, davacı koca boşanma hükmünün kesinleşmesi tarihinden itibaren süresi içinde Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi hükmüne dayalı olarak manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi için boşanmaya neden olan olaylar yüzünden kişilik haklarına saldırının varlığı gerekir....